reklam

12 Nisan 2014 Cumartesi

Polise haksız kelepçe cezası

BÜLENT AYDOĞDU

İSTANBUL Kartal'da olan olayda, polis memurları Mehmet Z (24), Volkan T. (22) ve Ufuk K. (29), uyuşturucuyla ilgili bir ihbar üzerine Recep Güleşen isimli (30) kişinin üzerini aradı. Şüphelide suç unsuru bulamayan polisler, bu defa otomobilini kontrol etti. Araçta 1 adet bıçak bulan 3 polis, şüpheliye kelepçe takmak istedi. Ancak Güleşen ve semt halkı reaksiyon gösterince polisler işlem yapmadan vaka yerinden ayrıldı. Aracında ruhsat içinde bulunan 2 bin lirasının kaybolduğunu, masum yere kendisine kelepçe takıldığını belirten Güleşen yakıntıcı oldu.

'Şüpheyle olmaz, delil lazım'

Savcılık 3 polis ile ilgili dava açtı. Saliverilme eden polisler, davanın Yargıtay'dan dönmesi üzerine yine hakim karşısına çıktı. Maznun polislerden Ufuk K, hakimin "Hangi suçlamayla kelepçe taktınız" sorusuna, "Şüphe vardı" diye cevap verince hakim "Şüpheyle olmaz. Somut deliliniz olması lazımdı. Bıçak konusunda tutanak da yok, bıçak da yok. Çok hata yapmışsınız" dedi. Mahkeme 3 polis memuruna görevlerini kötüye kullanmak suçundan 3 ay mapus cezası verdi, henüz sonra cezayı erteledi.

Önce öğretmenler öğrenmeli

İLKER AKGÜNGÖR

FATİH (Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesi'ni bir raporla değerlendiren Eğitim Reformu Girişimi, bire bir bilgisayar uygulamalarının başarısı veya başarısızlığında, her bir öğretmenin nihai derece belirleyici olduğu vurgulandı. Raporda 'Akıllı meydana gelen tahtalar değil öğretmenler. FATİH kaptan uygulama değerlendirme çalışmasında da teknolojinin kullanılış biçiminde öğretmenin kilit rol oynadığı gözlemlenmiştir. Öğretmen teknolojiyi kullanmadığında talebelerin de kullanmadığı; belirli bir yönlendirme olmadığında, talebelerin tabletleri genellikle not almak için kullandıkları görülmüştür' denildi.

Öğretmenlerin teknolojiyle henüz içli dışlı olabilmesi için tabletlerin yoklama vb. sınıf istatistiklerinin raporlanmasında kullanılması, öğretmenlerin kendi aralarında tabletler üzerinden iletişim kurması ve kaynak paylaşımı yapmalarının teşvik edilmesi istendi.

183 bin öğretmen eğitildi

2010'da başlayan proje kapsamında 17 kaptan şehirde bugüne kadar 9. sınıf öğrencileri ve öğretmenlere 62 bin 800 tablet dağıtılırken, 84 bin 921 etkileşimli tahta kuruldu. 17 Şubat'tan itibaren 1. fazdaki 675 bin tabletin dağıtımı başladı. Derslerde bilgisayar teknolojilerinin kullanımı için şimdiye kadar 183 bin öğretmen hizmet içi eğitim aldı. MILLI EĞITIM BAKANLIĞI sene sonuna kadar 64 farklı eğitim programı düzenleyerek yaklaşık 770 bin öğretmene yüz yüze ve uzaktan eğitim vermeyi hedefliyor.

Savcılık: O madeni taşerona veren TTK'da sekiz ölümden sorumlu

İSMAİL SAYMAZ

Kozlu'da geçen sene sekiz işçinin ölümüyle sonuçlanan metan gazı patlamasını soruşturan Zonguldak Savcılığı, uzmanlığı yer almayan taşeron şirkete birinci derecede gazlı maden ocağını teslim ettiği ve şirketi denetlemediği için Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Rıfat Dağdelen ve 5 yönetim heyeti azasi hakkında, 'taksirle ansızın çok kişinin ölümüne neden olma ve görevini kötüye kullanma' suçlamasıyla işlem yaptı. Savcılık, TTK yöneticileri ile ilgili soruşturma açmak için Enerji Bakanlığı'ndan müsaade istedi. Lakin Bakanlık, ihalenin taşeron şirkete verilmesi ile ölümler arasında bağ olmadığını iddia ederek, soruşturma izni vermedi. Savcılık da bu kararın kaldırılması için geçen 4 Mart'ta Danıştay 1. Dairesi'ne başvurdu.

Bilirkişi raporundaki ihmaller zinciri
Kozlu'da geçen sene 7 Ocak'ta metan gazı patlaması sonucu olan maden kazasında sekiz işçinin yaşamını yitirmesi ertesi hazırlanan iki ayrı bilirkişi raporunda, ihmaller zinciri açığa çıkarılmıştı. Rapora göre TTK, yerin 630 metre altında kömür galerisi açma işini, ocağın birinci sınıf gazlı olduğu ve ani degaj (metan) tehlikesi bulunduğu bilindiği halde, bu meydanda hiçbir uzmanlığı yer almayan 'Star' adlı taşeron şirkete verdi. Raporda yer verilen saptamalar şunlardı:
"Şartnameye göre, 25 metrelik sondaj inşa edilmesi gerekiyordu. Sondaj uç noktası ile galeri arasındaki mesafe beş metreye düştüğünde sondajın yenilenmesi gerekirken, bu prosedüre uyulmadı. Ocakta sondajların sayısı ve uzunluğu yetersizdi. Sondaj denetimleri özensizce yapıldı. Tek bir sondaj makinesi ve sondör vardı. Bu sondör de eğitimsizdi. İş güvenliği uzmanı yoktu. Barutla ateşleme s� �rasında işçiler 200 metre uzakta olması gerekirken, 95 metre içerideydi. Metan gazlı madenlerde kullanılması yasak olduğu halde gecikmeli kapsül kullanıldı. Bu da vardiya sırasında yapıldı. Ivedi tahliye uyari sistemi yoktu, gazölçer eskiydi."


Star adlı taşeron şirket yöneticilerinin asli, TTK'nın ise tali kusurlu olduğu sonucuna varılan raporda; devletin madencilikten çekilmesi siyaseti nedeniyle müesseseye işçi alınmadığı ve kömür havzasına yatırım yapılmadığı, bu yüzden taşeron şirketlerden hizmet alındığı kaydedildi. Taşerona devredilen işlerin asli iş statüsünde olduğu lakin taşeronların işin gerektirdiği ihtisas ve donanıma sahip meydana gelmediği ifade edildi. Bu nedenle taşeronla imzalanan sözleşmenin muvazaalı (danışıklı) olduğu, 'şartların zorlaması sonucu' yapıldığı kabul edilse dahi TTK'nın kusurlu olduğu vurgulandı.

Bakanlık: Hakkaniyet yok
Savcı Kemal Mecit bu rapor üzerine TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen ve beş yöneticisi ile ilgili 'taksirle ansızın çok kişinin ölümüne sebep olma ve görevini kötüye kullanmak'tan soruşturma izni verilmesi için Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlığa bağlı Denetim Hizmetleri Başkanlığı, 25 Şubat 2014'te savcılığa gönderdiği ret yazısında, ihalenin taşeron şirkete verilmesi ile ölümler arasında bağ olmadığını, 'kurum yöneticilerine sorumluluk yüklemenin hakkaniyetli olmayacağını' iddia ederek, soruşturma izni vermedi.
Savcı Mecit kararın kaldırılması için Danıştay 1. Dairesi'ne başvurdu. Mecit, itirazında, TTK yöneticilerinin, 'sekiz işçinin öldüğü olayda muvazaalı olarak işi ihaleye çıkarma ve sözleşme imzalama suretiyle ölüm olayında kusurlu olduklarını' savundu.

Aşkale Çimento'nun müdürü suçlu bulundu


Aşkale Çimento'da iki sene önce fırında tuğla söküm ve yerleştirme işlemi yapılırken tuğlaların çökmesi üzerine iki işçinin ölümüyle biten kazada örnek bir karar çıkmıştı. Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi, emniyetli bir yol varken, söküm işleminin daha hızlı tamamlanması için Hilti (delici) kullandıran, çökme ihtimaline karşılık ağ ve iskele kurdurmayan, tuğlalar yeterince soğumadan sökümü başlatan fabrikanın genel müdürü Nihat Kılıç'a 'taksirle adam öldürme' suçundan iki sene hapis cezası vermiş, 'sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair yeterli kani oluşmadığı için' cezayı ertelememişti. İtiraz üzerine dosya, Yargıtay Savcısı Fehmi Mercan'ın önüne gitti. Savcı onama istedi. Şimdi artık Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin kararı bekleniyor.

Zeybekci: Seçim barajı kaldırılmalı/ Video


DENİZLİ - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Çardak Havaalanı'na indikten sonra öncelikle Ak Parti 'nin seçim kazandığı Çardak İlçesine geçti. Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Ak Parti Milletvekilleri Mehmet Yüksel ve Nurcan Dalbudak, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve partililerle beraber Çardak İlçesinde kalabalık bir vatandaş topluluğu tarafından karşılanan Bakan Zeybekci, gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Türkiye 'nin demokrasi yolunda çok önemli adımlar atarak yoluna devam ettiğini kaydeden Bakan Zeybekci, "Türkiye global standartlarda bir demokrasi devleti ve sosyal bir hukuk devleti olma yolunda yeni kazanımlar elde ediyor. Bunlardan bir tanesi de HSYK düzenlemesi. Türkiye'de yargının tarafsızlığı, kuvvetler ayrılığının yine yapılandırılması konusunda önemli bir adım atılmıştı. Anayasa Mahkemesi, kısmi olarak iptal etti. Bu kısmi iptalin de bugüne kada r yapılmış meydana gelen düzenlemenin, tamamiyle geçersiz olduğu anlamına gelmez. Yapılmış meydana gelen düzenlemelerin tamamı geçerlidir" dedi.

Türkiye'nin asıl ihtiyacının yeni bir anayasa meydana geldiğini belirten Bakan Zeybekci, "Siyaseti tıkanma noktasına götüren bir şeyler var. Ülkemizde mevcut politik yapıyla, mevcut parlamenter düzeniyle bu seçim ve baraj yapısıyla Türkiye, bu tıkanmaları hukuk dışı meydanlara tevessül edenleri daima yaşayacaktır. Türkiye'nin asıl problemi muhalefetin iktidar olamama korkusu ve iktidar olamadığı için de bir yok olma sendromu ile hukuk dışı, demokrasi dışı bütün girişimlerin peşine takılma hastalığıdır. Bu hastalığı iyi tespit etmek lazım. Türkiye yeni bir anayasayla iki meclisli, dar bölgeli, sıfır barajlı bir meclis. Ötekisi de yürütmeyle seçilen iki meclisli bir sistemle adına siz ne derseniz deyin, ama ben buna Türk Milleti'nin kendi sistemini yaratabilecek bir yeteneği bulunduğuna inanıyorum. Böyle bir kazanıma gitmek zorundayız" diye konuştu.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Çardak'ta vatandaşlara hitap ettikten sonra Honaz İlçesine geçti.

Zeybekci: Seçim barajı kaldırılmalı

Kesinleşen mahkumiyet kararlarına itiraz kabul edildi

Yargıtay 15. Dairesi, Yargıtay Başsavcılığı'nın başvurusu üzerine, henüz önce onadığı kararı kaldırdı. Onanan kararın bozulması Balyoz ve Şike davasında yargılanan onlarca kişi için emsal teşkil edecek.

YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı, Şike davasından 6 yıl 3 maaş cezasının infazı gündeme gelen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, cezaevindeki Balyoz sanıkları ve aynı statüdeki binlerce maznun için emsal niteliği taşıyan önemli bir itirazda bulundu. E.Ö. adlı sanığın, sahte senet tanzimi ve muhtelif değerdeki çekleri, sahte ciro ettiği ve kullandığı iddiasıyla 'resmi belgede sahtecilik ve güveni kötüye kullanma' suçlarından 12 senelik netleşen mahkümiyetini onayan Yargıtay 15'inci Ceza Dairesi, Başsavcılığın itirazı üzerine bu hükmünü kaldırdı.

HATA, SALIVERILME GEREKİR

Şike ve Balyoz sanıklarının, 'kesinleşen mahkümiyet kararlarına itiraz' müracaatlarını halen inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Aziz Yıldırım gibi cezası onanıp netleşen E.Ö. adlı maznunun 4 ayrı suçtan toplam 12 seneye mahküm olduğu davasını, maznun avukatı Alper Sarıca'nın itirazı üzerine Yargıtay 15'inci Ceza Dairesi'ne 2'nci defa götürdü. Daire, usule ilişkin bir nedenle değil mahalli mahkemece kanıtların değerlendirilmesinde hataya düşülerek saliverilme yerine mahkümiyet kararı verildiği gerekçesiyle 'resmi belgede sahtecilik'ten verilen ve henüz önce oybirliği ile onanmasına karar verdiği 6 senelik mahkümiyeti, "Hata yaptık. Mahkümiyet değil saliverilme gerekir" diyerek bozdu. Dosyası infaza verilen, ile alakalı yakalama emri çıkarılıp 5 aydır firari konumunda meydana gelen maznun E.Ö.'nün mapusa girmekten kurtulduğu bildirildi. Avukat Sarıca, kararın Aziz Yıldırım ve cezaevindeki Bal yoz sanıkları için de emsal niteliği taşıdığını savundu. İtiraz üzerine Şike kararlarının Yargıtay 5'inci Ceza, Balyoz kararlarının Yargıtay 9'uncu Ceza'da yeniden temyiz incelemesinden geçirilebileceğini belirten Sarıca, kararı Hürriyet'e şöyle değerlendirdi:

SÜRE SINIRI DA YOK

"Bu itiraz yolu yasada var fakat fiilen uygulamada başarılı sonuç alındığı pek görülen bir şey değil. Kararın en önemli özelliği karara karşı çıkan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ilk etapta tebliğnamesinde bu kararın onanması yolunda görüş bildirmiş olması ve henüz önce oybirliği ile onama kararı veren ceza dairesinin itiraz üzerine yeniden oybirliği ile onama hükmünü kaldırarak bozma kararı vermesidir. Diğer yandan bozma gerekçesi usule ilişkin değil esasa yani dosyadaki kanıtların değerlendirilmesine, bir bölüm kanıtların dikkatten kaçmasına ilişkindir. Yurttaşlarımız haklarında verilen mahkümiyet kararı onanarak netleşmiş olsa hatta 5 yıl önce mapusa girmiş cezalarını çekmeye başlamış olsalar dahi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na itiraz prosedürünü işletebilirler ve haklarındaki mahkümiyet hükümleri kaldırılıp tahliye edilebilirler. Zira maznun lehine meydana gelen bu itirazda müddet hududu yoktur.

NASIL BAŞVURACAKSINIZ

Yargıtay ceza dairelerinin tüm onama kararına karşı itiraz edilebilir. Temyiz dilekçenizde ifade edilemeyen veya Yargıtay'ın alakalı ceza dairesince dikkate alınmayan hususlara yer verilecek bir dilekçe ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na onama hükmünün kaldırılması için talepte bulunulabilir. Başsavcılık isteminizi haklı görürse alakalı ceza dairesinden hükmünü kaldırmasını ve bozmaya hükmetmesini ters halde dosyayı son kararı vermek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na göndermesini kasten itiraz edebilir. Neticeten hakkınızdaki onama kararı kaldırılarak aleyhinize verilen hükmün bozulması sağlanabilir. Bu yola başvurulması hükmün infazını durdurmayacağı için hakkınızda yakalama kararı çıkartılabilir ve onanan hapis cezanızı çekmeye başlayabilirsiniz. Bu sebeple arzuhalde infazın durdurulması hususunda da talepte bulunulmalıdır."

Karar nasıl verildi

SANIK avukatı Alper Sarıca'dan alınan bilgiye göre karar şöyle alındı: 3 yıl önce E.Ö. adlı maznun sahte senet tanzimi ve muhtelif değerdeki çekleri, sahte ciro ettiği ve kullandığı iddiasıyla 'resmi belgede sahtecilik ve güveni kötüye kullanma' suçlarından Bakırköy 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. Mahkeme, 11 Nisan 2011'de maznun E.Ö ile alakalı 4 ayrı suçtan toplam 12 yıl hapis verdi. Karar temyiz edildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın onama talepli 25 Eylül 2012 tarihli tebliğnamesi ışığında Yargıtay 15'inci Ceza Dairesi, Bakırköy 4'üncü Ağır Ceza'nın hükmünü 28 Kasım 2013'te oybirliği ile onadı. Mahkümiyet kararı kesinleşti ve maznun E.Ö. ile alakalı 12 senelik hapis cezasının infazı için yakalama emri çıkarıldı. Hakkındaki mahkümiyet hükmü netleşen maznun E.Ö.'nün avukatı Alper Sarıca, 17 Aralık 2013'te Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu ve Yargıta y 15'inci Ceza Dairesi'nin mahkümiyet hükmünün kaldırılması için itirazda bulunulmasını talep etti. Başsavcılıkta avukat Sarıca'nın bu talebini kabul ederek, Yargıtay 15'inci Ceza Dairesi'nin onanıp netleşen mahkümiyet kararlarının kaldırılması için 14 Şubat'ta itirazda bulundu. Başsavcılık, 15'inci Ceza'dan itirazın yerinde görülmesi halinde mahkümiyet hükmünün kaldırılmasını, ters halde dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesini talep etti. Daire de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu itirazını kabul etti. Daire 27 Mart 2014 tarihli kararıyla henüz önce verdiği onama hükmünü kaldırdı ve maznun E.Ö.'nün sahte ciro ile çekleri ciroladığı gerekçesi ile resmi evrakta sahtekarlık nedeniyle 2 ayrı suçtan verilen toplam 6 senelik mahkümiyete ilişkin Bakırköy 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi hükmünü oybirliği ile bozdu. Daire, çeklerde tahrifat olmamasını ve tanık ifadelerini dikkat ala rak bozma kararı verdi.

Muhtar bankaları dize getirdi

İzmir'in Narlıdere ilçesinin Huzur Semti Muhtarı Mehmet Sert, bankalara toplu savaş açtı. Bin yurttaşa 10 yıl boyunca ödediği senelik kredi kartı aidat fiyatlarını geri aldıran muhtarı, bankaların açtığı karşı davalar da durduramadı. Vatandaş için sonuna kadar mücadele eden ve mahalli seçimlerde yine seçilen muhtar, gönüllü avukat takviyesi sağlayarak vatandaşın bu davaların da üstesinden gelmesini sağladı.

1 milyon lira ödetti

Yargıtay'ın tüketicinin ödediği senelik kredi kartı aidatını 10 seneye kadar geriye dönük almasına olanak sağlayan kararı iki yıl önce Huzur semti Muhtarı Mehmet Sert'i harekete geçirdi. Sert, mahalledeki her apartmana ilan astı. Vatandaşları bu paraları alabilecekleri dair tek tek bilgilendirdi. Ardından taşıt, konut ve tüketici kredilerinden bankaların aldığı komisyonlara karşı savaş açtı. Vatandaşın müracaatlarını Narlıdere Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'ne ileten Sert, tüm başvuruların geri dönüşümünü sağladı. Ünü dağılınca şehrin dört bir yanından hatta il dışından bile muhtara başvuru oldu. Sert, liderlik yaptığı bu iş sayesinde, bankaların, yurttaşa toplam 1 milyon lira ödenmesini sağladı.

Bütün davaları kazanacağız

Bankaların, Tüketici Hakem Kurulu kararlarının iptali için dava açması üzerine vatandaşın korkup pes etmemesi için çalışan muhtar Sert, gönüllü bir avukat buldu. Vatandaştan da toplu vekalet alarak, hukuk mücadelesine giren Sert, bankaların açtığı 300 davadan 100'ünü kazandıklarını belirtti. Sert, "Diğer davalar sürüyor. Hepsini kazanacağımıza eminim. Kapımız tüm mağdur vatandaşlarımıza açık" dedi.

SEZEN ÜNÜVAR

Uykusuzluk tedavi edilmezse kronik hale gelebiliyor

MERVE TUNÇEL

Uykusuzluk, bilhassa mevsim geçişlerinde hepimizin müşterek derdi. Ancak tedavi edilmezse kronik hale gelebiliyor. Sonunda bağışıklık sistemi sorunlarından, kalp krizi ve felce kadar birçok hastalığı tetikliyor.

Bütün gece yatağınızın sağ ve sol yanına binlerce defa dönmeden uyuyamıyorsunuz, deliksiz uykuyu mumla arayıp süzgece dönmüş olanına bile razısınız, sabahları uyandığınızda aynada karşılaştığınız zombiye dönmüş bembeyaz surat ve pörtlemiş gözler de cabası. Uykusuzluk, Türk insanının hiç de yabancısı meydana gelmediği bir kavram. En sık karşılaşılan uyku bozuklukları neler? Tedavi edilmezse ne gibi sağlık meselelerine yol açıyor?

Uyku anını 'insanoğlunun belki de en gizemli dönemi' olarak niteliyor, Acıbadem Atakent Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu. Tarih boyunca uykunun hep pasif bir dönem olduğu düşünülmüş. Ama 20. asrın başlarından itibaren, aslında uyku sırasında beynin aktivitesinin sanıldığı gibi az olmadığı, aksine beynin uyku sırasında uyanıklıktan farklı şekilde, hatta uykunun bir takım dönemlerinde uyanıklıktan henüz fazla çalıştığı anlaşılmış. Beynimizde uyku ve uyanıklığımızı düzenleyen bir mekanizma var. Bu mekanizma genellikle gün ışığına bağlı olarak çalışıyor. Yani güneş battığı andan itibaren beynimiz uyku için ihtiyaç duyulan hormonları salgılamaya başlıyor. Bu da belli bir süre sonra uykuya geçmemizi sağlıyor. "Ama ne yazık ki günümüzde, suni aydınlatmanın aşırı olduğu, akşam saatlerinde uyku harici aktivitelerin varlığı, uykuya geçme saatimizi, natürel olması gereken saatin çok ötesine taşıyor." diyor Aksu. Hal böyle olunca da uyku bozuklukları kaçınılmaz oluyor.

Genetik yatkınlık olabiliyor

Uyku bozuklukları epey sık görülen hastalıklardan. "Ama bunların içinde de bir takım hastalıklar ön tasarıya çıkıyor. Sözgelişi uyku apne sendromu, huzursuz bacak sendromu, insomni (uykusuzluk) en sık görülenlerden." diyor Aksu. Bunlardan uyku apne sendromu, uyku sırasında soluk durmaları ile karakterize bir hastalık. Hastalardaki temel şikayet, gündüz kendilerini uykulu ve yorgun hissetmeleri. Bunun dışında uykuda soluk durmaları ve horlama, geceleri baş ağrısı, sabahları ağız kuruluğu, gece sık idrara kalkma, yeniden geceleri boyun ve baş bölgesinde terleme bu hastalığın önemli belirtilerini oluşturuyor.

Diğer sık görülen bir hastalık ise huzursuz bacak sendromu. Bu hastalıkta bilhassa geceleri veya akşamları ortaya çıkan bacak ağrıları mevcut. Bu ağrılar nedeniyle hastalar uykuya dalmakta güçlük çekiyor. İnsomni yani uykusuzluk ise en az bir aydır var meydana gelen yetersiz veya az uyku durumu. Huzursuz bacak sendromlu hastaların en az yarısında ailede de benzer yakıntıları meydana gelen kişilerin varlığı dikkat çekiyor. Yeniden bunun gibi bir takım insomni tiplerinde genetik yatkınlık çok önemliyken, bazılarında ise psikolojik ve çevresel etmenler ön tasarıya geçiyor. Tüm bu hastalıklar uykuyu ya tümden etkiliyor veyahut kalitesini bozuyor.

Tedavi edilmezse...

Akut uyku bozuklukları henüz çok çevresel veya psikolojik faktörlere bağlı oluyor. Bu grup içindeki en önemli hastalık, akut uykusuzluk. Bu tabloda psikolojik, sosyal veya fiziki strese bağlı olarak ortaya çıkan bir uykusuzluk söz konusu. Eğer bu dönemde tedavi edilmezse henüz kalıcı ve zor tedavi edilebilir insomni tiplerine dönüşebiliyor. Aslında çoğu uyku bozukluğu diğer organ sistemlerimizi çok ciddi şekilde etkiliyor. Ama bunlar içinde bilhassa uyku apne sendromu ve huzursuz bacak sendromunun sonuçları çok henüz ağır oluyor. Bu hastalıklar kalp damar hastalıkları ve felç için önemli bir risk oluşturuyor.

Teşhis için uyku testlerinin yapıldığı uyku odalarına alınıyor hastalar. Bu testler, bir takım uyku hastalıklarının tanısının konulması, tedavinin nasıl yapılacağının belirlenmesi ve etkisinin görülmesi için uygulanıyor. Bu test sırasında hastaya bir takım kablolar yapıştırılıyor ve gece boyunca uykuda beyin ve kas aktivitesi, göz hareketleri, kalp aktivitesi, solunumu, kandaki oksijen miktarı, bacak hareketleri ve görüntüsü kaydediliyor. Sonrasında verilerin hepsi değerlendiriliyor ve uyku hastalığının tipi belirlenip tedavi planı oluşturuluyor.

Uyku hijyeni için...

* Yatma ve kalkma saatlerinin kendi hayat düzeninize göre belli olması ve bu saatlere çok özel durumlar haricinde uymak gerekiyor. Hafta sonu, hafta içi, tatil günü demeden çok değişkenlik göstermeksizin bu saatlere uyulmalı.

* Yatak odasının sessiz olması sıhhatli uyku için şart. Işık, uyku kalitesini bozan önemli bir faktör. Uykunun sürmesini sağlayan hormonun yani melatoninin salınabilmesi için odanın karanlık olması gerekiyor. Bazen bir gece lambası bile bu hormonun salınımını bozabiliyor.

* Kesinlikle yatakta uyunmalı. Televizyon karşısında, oturma odasında kısa müddetli uyuklamalar, gerçek uykuyu etkiliyor ve bozuyor. Bununla beraber yatakta da kitap okuma, televizyon seyretme gibi aktiviteleri yapmamak gerekiyor. Kısaca uyku yatakta uyunmalı ve yatakta uyku dışında aktiviteler yapılmamalı.

* "Ne kadar yorgun yatarsam o kadar rahat uyurum" düşüncesi yanlış. Ne kadar yorgun olursak o kadar zor uyuruz. Bu nedenle, bilhassa sizi yoracak işleri, ağır fiziksel aktiviteleri akşam saatlerine bırakmayın. Sözgelişi gece inşa edilen egzersiz veya sportif faaliyet, o geceki uykunun bozulması için bir neden.

* Bir Takım geceler zor uyuyabilirsiniz. Bu durumda yatakta uyku için debelenmemek gerekiyor. Bunun yerine uyuyamadığınızı hissettiğinizde, uyku için kendinizi zorlamak yerine, yataktan kalkmak, mümkünse başka bir odada kısa süre bir şeyle uğraşmak ve bir süre sonra yatağa gitmek henüz iyi bir yöntem. Yalnız burada da, gecenin büyük bir kısmını uyanık geçirmiş olsanız dahi, uyku düzeni açısından sabah kalkmanız gereken saatte kalkmanız şart.

AK Parti kulislerindeki 2019 senaryosu

Cumhuriyet'ten Emine Kaplan'ın haberine göre; Cumhurbaşkanlığı adaylığı dair Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında nasıl bir mutabakat sağlanabileceği dair pek çok ihtimal tartışılırken, Ak Parti kulislerinde yeni bir senaryo dillendiriliyor. Bu senaryo, Başbakan Erdoğan'ın bir dönem henüz beklemesi, Gül'ün yine aday yapılması, Haziran 2019'da ise yerel, genel ve Cumhurbaşkanlığı olmak üzere 3 seçimin birleştirilerek inşa edilmesi biçiminde ifade ediliyor. Erdoğan'ın böyle bir tercihte bulunması durumunda Ağustos 2019'da misyon müddeti dolacak meydana gelen Gül'den "gerektiğinde istifa edeceği sözü"nü alarak 3 sandık tasarınını uygulayabileceği kaydediliyor.

SON SÖZÜ ERDOĞAN SÖYLEYECEK

Cumhurbaşkanlığı seçimleri için gözler Erdoğan ile Gül arasında adaylık görüşmesine çevrilirken, iki isim arasında kimin aday olacağı konusunun mayıs ayı başında netleşmesi bekleniyor. Ak Parti yöneticileri, 30 Mart mahalli seçim neticelerini milletin Cumhurbaşkanlığı adaylığı dair Erdoğan'a takviyesi olarak yorumlarken, bu konudaki kararı Erdoğan'ın kendisinin vereceğine dikkat çekiyor. Erdoğan'ın aday olup olmayacağı, olursa partinin başına kimin geçeceği dair çeşitli olasılıklar tartışılırken; son olarak gündeme getirilen senaryo başkanlık, yarı başkanlık veyahut partili Cumhurbaşkanı seçeneklerinden biri yaşama geçirilinceye kadar Erdoğan'ın bekleyeceği tezine dayandırılıyor.

ABDULLAH GÜL'LE DEVAM
Erdoğan aday olup Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Gül'ün de partiye genel başkan olarak dönmesine karar verilmesi durumunda ara seçim, partinin fevkalade kongreye gitmesi ve geçici başbakan yönetiminde hükümet oluşturulması gibi zorlu bir süreç yaşanacak. Erdoğan, "Protokol değil, terleyen Cumhurbaşkanı" tarifiyle Cumhurbaşkanı olması durumunda şimdiye kadarkinden farklı bir Cumhurbaşkanı olacağı mesajını verdi. Ancak halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı ve başbakan arasında ara ara yetki krizi ve gerilimler yaşanacağına dikkat çekiliyor. Bu senaryoya göre Erdoğan zor süreç yerine "Gül'le devam" kararı verecek.

2019'DA 3 SEÇİM BİRLEŞTİRİLECEK
Senaryonun ikinci adımını ise 2019 yılında yapılacak yerel, genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik formülasyonlar oluşturuyor. Anayasanın 127. maddesi, milletvekili genel veya ara seçiminden evvelki veya sonraki 1 yıl içinde inşa edilmesi gereken mahalli seçimlerin genel ve ara seçimle beraber yapılmasını gerektiriyor. Bir sonraki mahalli seçim Mart 2019, genel seçim Haziran 2019, Cumhurbaşkanlığı Seçimi de Ağustos 2019'da yapılacak. Anayasa gereği Mart 2019'da yapılacak mahalli seçim, haziranda yapılacak genel seçimle birleştirilecek.

GÜL'ÜN AĞUSTOS 2019'DA SÜRESİ DOLUYOR
Erdoğan'ın aday olacağı Cumhurbaşkanlığı seçiminin de mahalli ve genel seçimle birleştirilmesi için Ağustos 2019'da misyon müddeti dolacak meydana gelen Gül, istifa edecek. Böylece Erdoğan Cumhurbaşkanlığı'na, Gül de milletvekilliğine aday olabilecek. Erdoğan, bunun için bu yıl yapılacak Köşk seçiminde "bir dönem henüz devam" diyeceği Gül'den "gerektiğinde istifa edeceği sözü" alacak. 2019 seneye kadarki süreçte de yarı başkanlık, başkanlık veyahut partili Cumhurbaşkanı için anayasa değişikliğine yönelik zemin hazırlanacak.

9 yaşındaki Mert'in katili sabıkalı

Kars Valisi Eyüp Tepe, 9 yaşındaki Mert Aydın'ın katil zanlısının isminin Aykut Bal (23) meydana geldiğini ve zanlının "hırsızlık ve kız kaçırmadan" sabıkasının yer aldığını bildirdi. Kars Valisi Eyüp Tepe, 9 yaşındaki Mert Aydın'ın katil zanlısının yakalanmasına ilişkin, "Mert'in babasıyla fail tanışıyorlar. Aralarında alışveriş de var. Akrabalıkları yok" dedi.

EGM, Malatya'yı şarktan çıkardı

Emniyet Hizmetleri Sınıfı Üyeleri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde değişiklik yapıldı.

Yapılan değişiklikte dikkat çeken detaylar şu şekildedir:

BİRİNCİ BÖLGE'DE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Malatya şark bölgesi olarak malum 2. bölge illeri arasından çıkarılıp, birinci bölge arasındaki şehirler arasına alınmıştır.

Nevşehir'deki zaruri hizmet müddeti 6 yıldan 7 seneye çıkarıldı

İKİNCİ BÖLGEDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

2. bölgede yer meydan Artvin'deki zaruri hizmet müddeti 4 yıldan 3 seneye düşürüldü.

Tunceli'deki zaruri hizmet müddeti 2 yıldan 3 seneye çıkarıldı

Emniyet mensuplarının forumdaki bilgi paylaşımlarına katılmak için tıklayınız.

İLÇELERDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

İL İLÇE ESKİ SÜRE YENİ SÜRE
Adana İmamoğlu 7 8
Kozan 7 8
Afyon İscehisar' 3 4
Aksaray Ortaköy 4 5
Güzelyurt 4 3
Ankara Gölbaşı 8 10
Çubuk 7 8
Elmadağ 7 8
Kazan 7 8
Akyurt 5 7
Beypazarı 6 7
Ayaş 5 6
Şereflikoçhisar 6 5
Bala 5 4
Güdül 5 4
Haymana 5 4
Nallıhan 5 4
Çamlıdere 5 3
Evren 5 3
Antalya Akseki 5 4
Elmalı 5 4
Gündoğmuş 5 3
İbradı 5 3
Aydın Efeler - 8
İncirliova 6 8
Çine 7 6
Germencik 7 6
Bozdoğan 6 5
Karacasu 6 5
Koçarlı 6 5
Yenipazar 6 5
Karpuzlu 6 4
Balıkesir Altıeylül - 8
Karesi - 8
Havran 6 7
Gömeç 5 6
İvrindi 5 6
Kepsut 5 6
Balya 5 6
Marmara 6 3
Bolu Göynük 4 3
Seben 4 3
Bursa Orhangazi 10 8
Orhaneli 6 4
Harmancık 4 3
Keles 4 3
Çanakkale Çan 7 6
Ezine 7 6
Lapseki 7 6
Ayvacık 6 5
Bayramiç 6 4
Yenice 6 4
Bozcaada 5 3
Gökçeada 5 3
Denizli Merkezefendi - 10
Pamukkale - 10
Çal 4 3
Çardak 4 3
Gümüşova 4 5
Yığılca 4 3
Edirne Enez 5 4
Eskişehir Beylikova 4 3
Mahmudiye 4 3
Mihalıççık 4 3
Seyitgazi 4 3
Gaziantep İslahiye 7 6
Karkamış 4 3
Yavuzeli 4 3
Hatay Antakya - 8
Ersuz - 8
Belen 6 8
Defne - 8
Dörtyol 7 8
Erzin 7 8
PAyas - 8
Kırıkhan 7 6
Altınözü 6 5
Reyhanlı 7 5
Samandağ 7 5
Hassa 6 4
Yayladağı 6 4
Kumlu 6 3
Isparta Aksu 4 3
Sütçüler 4 3
Yenişarbademli 4 3
İzmir Menemen 7 8
Çeşme 6 5
Dikili 6 5
Kiraz 4 3
Kahramanmaraş Dulkadiroğlu - 6
Onikişubat - 6
Andırın 4 3
Karabük Safranbolu 5 6
Kastamonu Abana 5 4
İnebolu 5 4
Azdavay 4 3
Çatalzeytin 4 3
Küre 4 3
Kayseri Yeºilhisar 5 4
Kırıklareli Babaeski 6 7
Lüleburgaz 6 7
Kırşehir Çiçekdağı 3 4
Kocaeli Çayırova 8 7
Gebze 8 7
Dilovası 6 5
Kandıra 6 5
Konya Cihanbeyli 6 5
Karapınar 6 5
Kulu 6 5
Bozkır 5 4
Doğanhisar 5 4
Ahırlı 4 3
Çeltik 4 3
Derbent 4 3
Derebucak 4 3
Emirgazi 4 3
Hadim 4 3
Hüyük 4 3
Taşkent 4 3
Yalıhüyük 4 3
Yunak 4 3
Manisa Şehzadeler - 8
Yunusemre - 8
Kula 6 5
Demirci 5 4
Gölmarmara 5 4
Gördes 5 4
Selendi 4 3
Mersin Mut 6 5
Çamlıyayla 4 3
Muğla Menteşe - 8
Kavaklıdere 6 5
Seydikemer - 5
Nevşehir Avanos 5 6
Ürgüp 5 6
Niğde Çamardı 4 3
Ulukışla 4 3
Ordu Altınordu - 6
Osmaniye Kadirli 6 7
Bahçe 5 6
Düziçi 4 6
Rize İkizdere 3 4
Samsun Tekkeköy 6 8
Alaçam 6 5
Vezirköprü 6 5
Ayvacık 6 4
Ladik 6 4
Salıpazarı 5 4
Yakakent 5 4
Asarcık 5 3
Sinop Erfelek 4 3
Tekirdağ Süleymanpaşa - 8
Ergene - 6
Hayrabolu 7 6
Kapaklı - 6
Muratlı 7 6
Saray 7 6
Trabzon Ortahisar - 8
Tonya 5 4
Çaykara 5 3
Dernekpazarı 5 3
Düzköy 5 3
Hayrat 5 3
Köprübaşı 5 3
Şalpazarı 5 3
Uşak Karahallı 4 3
Yozgat Akdağmadeni 3 4
Zonguldak Kilimli - 6
Kozlu - 6
Bitlis Güroymak 2 3
Erzurum Aşkale 4 3
Köprüköy 2 3
Pasinler 4 3
Uzundere 2 3
Mardin Artuklu - 4
Midyat 3 4
Ömerli 2 3
Muş Hasköy 2 3
Sivas Gemerek 3 4
Şarkışla 3 4
Altınyayla 2 3
Şanlıurfa Ceylanpınar 3 2
Eyyübiye - 5
Haliliye - 5
Karaköprü - 5
Akçakale 3 2
Tunceli Pertek 2 3
Van İpekyolu - 3
Muradiye 2 3
Tuşba - 3
Malatya Battalgazi 5 8
Yeşilyurt 5 8
Akçadağ 3 5
Darende 3 4
Doğanşehir 3 4
Hekimhan 3 4
Kale 3 4
Yazıhan 3 4
Arapgir 2 3
Arguvan 2 3
Doğanyol 2 3
Kuluncak 2 3
Pütürge 2 3

Her beş bebekten biri 'bodur'

İLYAS KOÇ

Türkiye'de bebeklerin beslenme vaziyeti konusunda Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı raporda sansasyonel veriler yer aldı.

Rapora göre, 'malnütrisyon' olarak adlandırılan kötü beslenme oranları incelendiğinde 2 yaş altındaki bebeklerin yüzde 22,2'sinin, yani her beş bebekten birinin bodur olduğu tespit edildi. Bebeklerin yüzde 5,8'inin düşük şişman olduğu belirtilirken, ileri derecede bodurluk oranının ise yüzde 9,3 olduğuna dikkat çekildi. Bu durumun yetersiz beslenme ve buna bağlı olarak mikrobesin eksikliğinden kaynaklandığı belirtildi. Raporda emzirmenin Türkiye'de yaygın bir uygulama olduğu ancak ilk altı ay yalnizca anne sütü ile beslenme oranlarının yeterli meydana gelmediği belirtildi. İnek sütü ve süt ürünlerine azımsanmayacak oranda altı aydan önce yüksek oranda dokuzuncu aydan önce başlandığı ifade edildi. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı Aile Sağlık Merkezi tarafından hazırlanan 'Bebek Beslenme Rehberi' adlı raporda, kötü beslenmenin bebeklerde hastalık riskini artırdığı ve beş yaş altı ölümlerin üçte birinden mesul olduğu vurgulandı. Kötü beslenmenin, çok önemli bir sağlık meselesi meydana gelen ve Türkiye'deki bebeklerde sıklıkla görülen demir eksikliği anemisinin de sebebi olduğu belirtildi. İlk iki yaştaki malnütrisyonun (kötü beslenme) boy kısalığına sebep olduğu ve bebeklikte malnütrisyonlu meydana gelen erişkinlerin 'entelektüel performansının' henüz düşük olduğunun altı çizildi. Dünyada en sık rastlanan mikrobesin eksikliğinin demir eksikliği olduğu vurgulandı. Ayrıca kötü beslenmenin önemli bir halk sağlığı problemi meydana gelen 'obezitenin' de önemli bir sebebi olduğuna değinildi.

Bebekler için beslenme önerileri:

Doğumdan altıncı aya kadar bebeğinizi her istediğinde, gece ve gündüz günde toplam en az 8 defa emzirmelisiniz. Bebeğinize yalnizca anne sütü verin. Başka hiçbir besin ya da içecek (su, çay, meyve suyu, yemek suları, hazır mama, inek sütü) vermeyin.

6. aydan 12. aya kadar bebeğiniz her istediğinde emzirmeye devam edin. Emzirmenin yanında besleyici tamamlayıcı besinlerden her öğünde bir çay bardağı kadar verin. Bebeğinizin yeterli kilo almadığını ya da sütünüzün yetmediğini düşünüyorsanız, katı gıdayı artırmayın, bir sağlık kuruluşuna başvurun.

12. aydan 2 yaşına kadar bebeğiniz her istediğinde emzirmeye devam edin. Büyüme çağındaki çocuk ve gençler günde en az 500 ml süt tüketmeli. Günde beş defa ailenin yediği yemeklerden (baharatsız ve az yağlı) verin. (Toplam: 548 kcal) bir öğünde çocuğunuza vereceğiniz yemek miktarı 1 su bardağı kadar olmalıdır.

Ekranda çocuk gelin denetimi

Tuğba Ceyhan

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam Star'a konuştu. Bakan İslam, çocuk gelinler meselesinin çözümünde atılan adımlarda ciddi ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, aile içi şiddet ve erken yaşta evlilikle mücadele konusundaki çalışmalarını anlattı. Bakan Ayşenur İslam, erken yaşta evlilikle mücadele dair RTÜK'le işbirliği yapacaklarını, dizi ve filmlerden bu konuda negatif sonuçlar doğuracak kısımları çıkaracaklarını bildirdi. RTÜK ile iki yönlü bir çalışma yürüttüklerini ifade eden İslam şöyle konuştu: "Birincisi film ve dizilerden erken yaşta evliliğe teşvik edici unsurlar varsa ayıklanmasını sağlayacağız. Bunu zorla yaptıramayız tabi. Tarafları ikna etmeye çalışacağız. 'Siz örneksiniz dolayısıyla dikkatli olmanız gerekir' diyeceğiz onlara. Ayrıca erken yaşta evliliği önlemek için dizi, film, spot gibi projeleri devreye sokmayı da düşünüyoruz. Bu konuda yapımcı ve senarist leri beraber çalışmaya çağrı ediyorum."

Kadına şiddete karşı 3 ekip görevde

İslam, kadına şiddeti engellemek adına Bakanlık olarak inşa edilen çalışmalardaki eksiklikleri kontrol ettiklerini belirterek "Kadına yönelik şiddeti engelleme yasası olmak üzere bununla ilgili bütün yasalarımızı, bütün kolluk ve kanuni uygulamalarımızı teker teker gözden geçiriyoruz.Eğitim sistemlerimizi gözden geçiriyoruz acaba ulaşamadığımız noktalar mı var? Bunu araştırıyoruz,. 1 aydır bununla ilgili 3 farklı uzman ekibi çalışıyor" diye konuştu.

Çalışmalar meyve verdi

Erken yaşta evliliği engellemek için diğer Bakanlıklarla inşa edilen çalışmanın meyvelerini aldıklarını anlatan İslam, Şanlıurfa'da öğretmenlerinin bildirmesiyle 16 yaşında evlendirilmek istenen bir kız çocuğunun tekrar okula dönmesini sağladıklarını kaydetti. Bakan İslam kız çocuğunun hikayesini şöyle anlattı: "Öğretmenlerimiz devamsızlık dair çok hassas. Çocuk okula iki gün gelmeyince sebebini araştırıyorlar. Bu aileyle konuştuk, yapmamaları gerektiğini hatırlattık. Aile vazgeçti, çoçuk okula gidiyor. Öte yandan mahkum annelerin çocukları konusunda de tertip etmeye gidiyoruz. Şu An Için çocuklar, bakanlığın çocuk hanelerinde kalıyor. 'Çocuk anneyle ayrılığı hissetmesin' diye akşamdan akşama anneyi görse nasıl olur gibi düşünceler var. Adalet Bakanlığı ile bu noktada çalışıyoruz."

Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Tarafından tertip eden "Çocuk Evlilikleri" tasarım yarışmasına katılan 182 üniversite öğrencisi, erken yaşta evliliği afişlere yansıttı. Eline kına yakılmış bir çocuğu yansıtan Süleyman Demirel Üniversitesi talebesi Murat Kara 3. olurken, sek sek oyununu simgeleyen bir tasarımıma imzalayan Damla Durmuş ise mansiyon ödülü aldı.

Dolar ve altın bu hafta kazandırdı

Kapalıçarşı'da bu hafta işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış maliyeti yüzde 2,16, Cumhuriyet altınının satış maliyeti ise yüzde 2,20 oranında değer kazandı.

Bu hafta Amerikan dolarının satış maliyeti yüzde 0,47, avronun satış maliyeti ise yüzde 1,80 yükseldi.

BIST Mali Endeks haftalık yüzde 0,15 oranında değer kazanarak 98.612,87 puana, Sanayi Endeksi ise yüzde 2,17'lik artışla 65.143,45 puana tırmandı. Hizmetler Endeksi ise haftayı yüzde 1,93'lük düşüşle 53.483,83 puandan kapattı.

- Bu hafta en fazla yükselen Vakko Tekstil payları oldu

Borsa İstanbul'da bu hafta en çok yükselen pay senedi Vakko Tekstil payları oldu. Şirket payları yüzde 40 oranında değer kazanırken, bunu yüzde 37,5 oranında artışla Dagi Yatırım Holding, yüzde 33,33'lük kazançla da İdealist GMYO payları izledi.

Hafta kapanışında en çok değer yitiren pay ise yüzde 38,23 oranındaki düşüşle Pimaş payları oldu. Bu hisseyi yüzde 24'lük kayıpla Beyaz Filo Oto Kiralama, yüzde 19,51 oranındaki kayıpla da Esem Spor Giyim payları izledi.

Borsa İstanbul'un en kıymetli şirketleri ise 33 milyar 96 milyon lira ile Güvence Bankası, 29 milyar 400 milyon lira ile Akbank, 26 milyar 070 milyon lira ile de Turkcell şeklinde sıralandı.

- Dolar bu hafta yükseldi

Amerikan Doları bu hafta yükselişe geçti. Amerikan Doları'nın satış maliyeti serbest piyasada bir evvelki haftaya göre yüzde 0,47 oranında artışla 2,1250 liraya yükselirken, avronun satış maliyeti ise yüzde 1,80'lik primle 2,9480 liraya geriledi.

Geçtiğimiz hafta satış maliyeti 3,5140 lira meydana gelen İngiliz Sterlini'nin satış maliyeti bu hafta 3,5670 liraya tırmanırken, İsviçre Frangı'nın satış maliyeti da yüzde 2,48 değer kazanarak 2,4370 lira olarak gerçekleşti.

Kapalıçarşı'da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış maliyeti haftayı yüzde 2,16'lık artışla 90,05 liradan, Cumhuriyet altınının satış maliyeti da yüzde 2,20'lik yükselişle 604 liradan kapattı.

- Yatırım fonları

Bu hafta, borsa yatırım fonları yüzde 1,82, ferdi emeklilik fonları yüzde 0,78, gruplara yönelik emeklilik fonları yüzde 1,04, emtia yatırım fonları yüzde 0,73, esnek yatırım fonları yüzde 0,60, pay senedi yoğun yatırım fonları yüzde 2,31, karma yatırım fonları yüzde 1,22, para piyasası yatırım fonları yüzde 0,24, tahvil bono yatırım fonları yüzde 0,66 oranında değer kazandı. Fon sepeti yoğun yatırım fonları yüzde 2, uluslararası yatırım fonları yüzde 0,74 oranında değer kaybetti.

Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasasında, ağırlıklı ortalamalara göre çeşitli vadelerdeki bono ve tahvillerin haftalık net getirileri ise yüzde 0,17 ile yüzde 0,21 arasında gerçekleşti.

Bu hafta sonunda ortalama faizleri yüzde 9 dolayında meydana gelen haftalık reponun net getirisi de yüzde 0,16 oldu.

Geçen hafta önde gelen ve değerlendirmeye alınan 10 kamu bankası ve özel bankanın faiz oranı ortalamaları üzerinden inşa edilen hesaplamalara göre, 1 ay vadeli mevduat faizi ortalama yüzde 0,09 haftalık net getiri sağladı.

İTÜ'de toplu mezuniyet töreni iptal


Pınar KARAHAN

Üniversite idaresinin böyle bir karar almasında 2012-2013 akademik seneyi mezuniyet töreninde yaşananların sebep olduğu iddia ediliyor. Törende, Gezi Parkı vakalarına dayanak veren pankartlar açan öğrenciler, "Bu henüz başlangıç mücadeleye devam" "Her yer Taksim her yer direniş" sloganları atmıştı. Aileler ve öğretim üyeleri de talebelere alkışlarla dayanak vermişti. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca'nın konuşma yaptığı sırada da öğrenciler sırtlarını dönmüşlerdi.

KAPASİTE YETERSİZ ÇOK UZUN SÜRÜYOR

İTÜ'nün resmi internet sitesinden inşa edilen duyuruda, mezuniyet merasiminin stadyumda yapılmamasına yönelik karar, özetle şu 4 gerekçeye dayandırıldı:

1- Geçen yıl yaklaşık 3.500 öğrenci mezun eden üniversitemizde, İTÜ Stadyumunu kullanmakta kalabalık nedeniyle sorunlar yaşanmıştır. Bu yıl mezun sayısı 4 bin civarında olacaktır. Öğrencilerimizin aileleri ve üniversitemizin üyeleri hesaplandığında yaklaşık 15 bin kişilik bir kitle bulunması öngörülmektedir. Stat kapasitesinin çok üzerindeki bu sayı, düzenli ve güvenli bir biçimde tören yapılmasını engellemektedir.

2- Henüz evvelki yıllarda, mezuniyet töreninde diploma almaya hak kazanamamış meydana gelen öğrencilerimizin (birkaç dersi kalanlar ya da yaz döneminde mezun olacak durumdakiler), beraber yıllarca eğitim gördüğü sınıfından ayrı mezun olmak istememesi yönündeki talebine hak verilerek, merasime katılmasına imkan tanınmaktaydı. Ancak bu talebelerin eklenmesiyle stat kapasitesi henüz da sıkıntılı bir hal aldı. Öğrencilerimizin bu istikametteki taleplerini reddetmemek ve üniversiteden dönem dostlarıyla beraber mutlu şekilde mezun olmalarını sağlamanın yolu, stadyumda tek tören yapmamaktır.

3- Stat merasiminin çok uzun sürmesi ve bilhassa törenin ikinci yarısından itibaren diploma alacak bölümlerin saatlerce beklemesi, yakıntılar arasındadır. Bu nedenle yalnizca fakülte törenlerinin inşa edilmesi henüz sıhhatli olacaktır.

4- Geçmiş yıllarda, stadın yetersizliği nedeniyle öğrencilerimize yalnizca 3 yakınını merasime gelebiliyordu. Öğrencilerimizin "bu mutlu gününden sevdiklerinin mahrum bırakılmaması"na konusunda çok sayıda geri bildirim değerlendirilmiştir.

HER FAKÜLTEYE AYRI TÖREN

Gerekçeleri izah eden üniversite yönetimi 2013-2014 mezuniyet törenlerinin 8-11 Temmuz arasında yapılacağını ve her fakültenin kendi törenini düzenleyeceğini duyurdu. İTÜ'den ve fakültelerinden dereceyle mezun olanlar için ise ayrı bir tören yapılacak. Fakülte mezuniyet törenleri, başta mezun sayıları olmak üzere çeşitli kriterler göz önünde bulundurularak, fakültelerin yapacağı değerlendirme sonucunda, fakültelerin kendi makul mekanlarında, Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde ve İTÜ Stadyumu'nda ya da peyzaj çalışmaları mezuniyet törenlerine yetiştirilmesi hedeflenen İnşaat Fakültesi'nin karşısındaki alanda yapılabilecek.

İşler; Adayımız ilk turda seçimi kazanır

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinerek, "Bu çıkan tablodan şunu çok rahat görüyoruz ki, AK Parti'nin göstereceği aday ilk turda allahın izniyle yüzde 50'nin üzerinde bir oyla seçimi kazanarak cumhurbaşkanı olacak'' dedi.

İşler, Ankara'nın Nallıhan ilçesine belediye başkanı seçilen İsmail Öntaş'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Öntaş'ın Nallıhan'da ipi göğüsleyerek çok güzel bir oy oranıyla belediye başkanlığını kazandığını ifade eden İşler, kendisini kutladı.

Seçimlerden sonra kendi bölgesindeki ilçelere ziyaretler yaptığını belirten İşler, Ankara 2. bölgede 5 yeni ilçeyi AK Parti'nin kazandığını söyledi.

İşler, Ankara 2. bölgede 15 ilçeden 14'ünün AK Parti'nin kazandığını bilgisini paylaşarak, "Seçimlerden ortaya çıkan tablo AK Parti açısından hakikaten ümit verici bir tablo. Bizim üçüncü mahalli seçimimizdi. Henüz evvelki iki seçimdeki oy oranımızı artırarak seçimden çıkmış durumdayız" dedi.

Yerel seçimlerin kendine has vaziyetleri meydana geldiğini ifade eden İşler, buna rağmen AK Parti'nin genel seçimde aldığı oya yakın oy aldığını söyledi.

''AK Parti'nin önü açık''

Seçim neticelerinin AK Parti'nin önünün açık meydana geldiğini ortaya koyduğunu altını çizen İşler, şöyle devam etti:

"Bu seçimden sonra önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu çıkan tablodan şunu çok rahat görüyoruz ki, AK Parti'nin göstereceği aday ilk turda allahın izniyle yüzde 50'nin üzerinde bir oyla seçimi kazanarak Cumhurbaşkanı olacak. Dolayısıyla AK Parti, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de belirleyicisi olacak. İnşallah adayımız yorumlandığı vakit bu seçimde yapmış olduğumuz kuvvetli ve gayretli çalışmanın bir benzerini cumhurbaşkanlığı seçimi için yapacağız ve 10 Ağustos'ta Allah'ın izniyle AK Parti olarak büyük bir başarıya imza atacağız."

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk kez halk tarafından yapılacağını belirten İşler, bu bakımdan seçimlerin ehemmiyet arz ettiğini kaydetti. Bu seçimlerin Türkiye'de her vakit sıkıntılı meydana geldiğini ifade eden İşler, "Sıkıntılar, krizler olmuştur. Çeşitli girişimler olmuştur. Bu seçimde de muhakkak bu tür şeyler olabilir ama milletimiz aslında 30 Mart'ta hükmünü vermiş durumda. Ne yaparlarsa yapsınlar ulus oyunları bozmakta" diye konuştu.

''Mesaj iyi okunmalı''

Seçimde milletin "Bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan'ı yedirtmedik, yedirtmeyeceğiz" mesajı verdiğini belirten İşler, seçimden yeni Türkiye'ye devam mesajının da çıktığını söyledi.

Demokrasilerde milletin iradesinin tek hakim olduğuna işaret eden İşler, seçimlerin kazananının AK Parti, kaybedenlerinin ise CHP, MHP ve paralel yapı meydana geldiğini kaydetti. İşler, muhalefet partilerinin milletin verdiği mesajı iyi okuması gerektiğine dikkat çekti.

Çilingir ve anahtarcıdan mutlaka oda kaydı sorun

Palandöken, yazılı açıklamasında, farklı işyerlerinde ikinci iş olarak anahtar çoğaltanlara dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Bu kişilere kapı açtırmanın güvenlik açısından zafiyet yaratacağını ifade eden Palandöken, şunları kaydetti:

"Sertifikasız, ustalık vesikası olmayanlara evinizi, işyerinizi emanet etmeyin. Bu işi ustalıkla yapan anahtarcı-çilingir esnafın oda kaydı yapılırken sabıka kaydı araştırılır. Kasa anahtarı yaptığında, evinizin kapısını açtığında tutanak tutar. Usta eller tarafından çoğaltılmayan pek çok anahtar kilidi açmayabiliyor, hatta anahtar kilidin içindeyken anahtarın veya kilidin kırılmasına yöntem açıyor. Bu da hem vatandaşın maddi zarara uğramasına neden oluyor, hem de mesleğini layıkıyla icra eden oda kaydı ve ustalık vesikası meydana gelen gerçek anahtarcı-çilingirci esnafımızın itibarının zedelenmesine yöntem açıyor."

Bu vaziyeti güvenlik meselesi olarak gördükleri için Mesleksel Yeterlilik Kurumu ile ortaklaşa meslek standardı hazırladıklarını ifade eden Palandöken, meslek standardının 26 Aralık 2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlandığını hatırlattı. Teknolojik gelişmelere ve elektronik kilit sistemlerine de uyum sağlanması ve mesleğin henüz da gelişmesi amacıyla meslek liselerinde anahtarcılık bölümünün açılmasını istediklerini belirten Palandöken, ayrıca çilingir esnafına sorumluluk veren Türk Ceza Yasanında meslek icrasının mesul kişiler tarafından yapılmasını düzenleyen değişikliklerin yapılmasını beklediklerini kaydetti.

Cep telefonunuzu başucunuzda çalar saat olarak kullanmayın

Her evde önceden olduğu gibi bir çalar saat bulunması gereklidir." dedi.

Çağımızda elektromanyetik radyasyonun oluşmasına sebep meydana gelen teknolojik mahsulleri günlük yaşantımızda sıkça kullanmaya başladık. Uzmanlar bu cihazların kullanımı dair uyarıyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Dinçer, "Yüksek gerilim hatları, TV ve bilgisayarlar, FM ve TV vericileri, mikrodalga fırınlar, mobil telefonlar, mobil telefon, baz istasyonları, kablosuz telefonlar, uydu antenleri, radar antenleri, bluetooth ve kablosuz internet, elektromanyetik işınım havuzunu oluşturmaktadır. Bu tür cihazları kullanırken dikkatli olmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Cep telefonunun bir haberleşme aleti olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Doç. Dr. Dinçer konuşmasını şöyle tamamladı: "Gün boyu üzerimizde taşıdığımız telefonumuzdan akşam olup haneye geldiğimizde uzaklaşmamız gerekmektedir. Cep telefonunun gece yatarken başucunda bulundurulması ve çalar saat olarak kullanılması nihai derece yanlış bir tutumdur. Her evde önceden olduğu gibi bir çalar saat bulunması gereklidir. Çocukluğumun derinliklerinde, yemlerini gagalayan tavukların olduğu çalar saatler hala rüyalarımı süslüyor. Bizim çocuklarımız da çalar saat kullanmayı öğrenmeliler ve cep telefonu ile uyanmamalılar diye düşünüyorum. Sözlerimi cep telefonu çalar saat değildir, başucunuzda bulunmamalıdır, her haneye bir çalar saat gereklidir diyerek noktalamak istiyorum."

"BAZ İSTASYONLARININ FAZLALIĞINDAN RAHATSIZ OLMAYA GEREK YOK"

Baz istasyonlarının fazlalığından rahatsız olmanın gerekmediğini korunan Dinçer, "Baz istasyonu antenlerinin arka yüzlerinde, yukarıya veya aşağı yönlerde önemli sayılabilecek bir elektromanyetik işınım yoktur. Bu yüzden, çevresindeki binaların içinde ve yan yüzeylerindeki elektromanyetik meydan şiddeti normalde çok düşüktür. Baz istasyonlarının artmasıyla birlikte, her istasyonun üstlendiği iş hacmi azalır. Böylece aygıtlar asla tam kapasite ile çalışmak zorunda kalmaz. Bu da henüz az radyasyonun açığa çıkması anlamına gelir. Aslında buradan hareketle de baz istasyonu sayısının artışından da çok fazla rahatsız olmaya gerek yoktur." diye konuştu.

Çocuğunuz kaybolursa bunları yapın

Son vakitlerde kaybolan çocukların artması üzerine ebeveynlere tavsiyelerde bulunan uzmanlar, "Kaybolduğunu düşündüğünüz anda çocuğunuzun arkadaşlarının ailelerini kontrol edin ve onlara çocuğunuzu aradığınızı söyleyin. Okulunu, kreşini veya yuvasını bilgilendirin. Arkadaşlarını ve komşularını kontrol edin. Şayet bunların hiçbirinden netice alamazsanız, polisi arayın. Rapor tutmasında ısrar edin ve dosya numarasını alın. Bu dosya numarası, ileride çok önemli olacaktır.

Çocuğunuzun arkadaşlarının ailelerinin listesini tekrar kontrol edin. En nihai kim, nerede çocuğunuzu görmüş, bunları öğrenmeye çalışın. Çocuğunuzun en nihai görüldüğü yerden aramaya başlayın. Çocuğunuzun en nihai ne giydiğini bilin. Şayet daha önceki çocukluk arkadaşlarınız veya asker arkadaşlarınız varsa, onlardan da yardım alın, çocuğunuzun dostları ile bağlantı kurabilirler. Bugün yapabileceğiniz işler için yarına kadar beklemeyin. Polisi arayıp, olayla alakalı gelişmeleri adım adım öğrenin. Yerel hizmet gruplarına başvurun. Evinizdeki telefona gelebilecek aramalar için daimi birisini bulundurun. Siz, dışarıyla meydana gelen telefon görüşmeleriniz için başka bir telefon kullanın. Yardım istemek için utanmayın ve tereddüt etmeyin, bu her ailenin başına gelebilir" dedi.

"ÖZEL KİMLİK KARTI OLSUN"

Çocukların kaybolmadan önce "Bunlar benim çocuğumun başına gelmez" diye hiçbir zaman düşünülmemesi gerektiğini söyleyen uzmanlar, "Daima çocuğunuzun en nihai resmine sahip olun. Parmak izlerine sahip olun. Çocuğunuzun arkadaşlarını ve ailesini tanıyın. Arkadaşlarının adını, telefon numarasını ve adres bilgilerini içeren bir defteriniz olsun. Şayet mümkünse, ailesinin iş telefonlarını da deftere yazın. Çocuğunuzun, bu bilgilerin bulunmadığı yerlere gitmemesi için bir yol bulun. Çocuğunuza özel bir kimlik kartı (ID) olsun ve o kartı devamlı taşıması için ikna edin. Çocuğunuzun DNA'sını tespit edilecek bir şeyini (kan, saç teli gibi) muhafaza edip, alındığı tarihi de unutmayın. Çocuğunuzun sizinle nasıl bağlantı kurabileceğini belirleyin. Bu bilgi, onun kartında bulunabilir" diye konuştu.

Genelkurmay'dan, asker annesine sürpriz

Temel askerlik eğitimini bitiren oğulları 28 yaşındaki Fikri Uz'un yemin merasimi için Kastamonu'ya gelen 47 yaşındaki Birsen ve 54 yaşındaki İbrahim Uz çifti, Diyarbakır'da asker meydana gelen oğlu 24 yaşındaki Şükrü ve Şırnak'ta öğretmenlik yapan onun eşi 23 yaşındaki Vedai Nur Uz'u da karşılarında görünce sevinç gözyaşı döktü.

Konya Akşehir'de oturan ev hanımı Birsen ve esnaf İbrahim Uz çiftinin, işletme bölümü mezunu oğulu Şükrü Uz, 4 ay önce kısa dönem er olarak Diyarbakır 8'inci Ana Jet Üssü Kotumanlığı'nda vatani görevini inşa etmeye başladı. 4 aydır hem Şükrü Uz'un hem de onun Şırnak'ın Uludere İlçesi'ndeki Şenoba Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda görevli eşi öğretmen Vedai Nur Uz'un hasretini çeken çiftin metal öğretmenliği mezunu meydana gelen büyük oğulları Fikri Uz da 3 hafta önce Kastamonu Gölköy 5'nci Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı'nda kısa dönem asker oldu.

GENELKURMAY'A MEKTUP YAZDI

İbrahim Uz, büyük erkek çocuğunun yemin merasimi öncesi Genelkurmay Başkanlığı'na mektup yazarak, üniversite eğitimlerini farklı şehirlerde yapan oğullarını uzun süredir bir arada göremediklerini, gelininin de Şırnak Uludere'de görev yaptığını belirterek elemlerini paylaştı.

HASRET GİDERDİLER

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel de ailenin Kastamonu'da bir araya getirilmesini sağladı. Kastamonu Gölköy 5'inci Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı'nda temel askerlik eğitimini bitiren Fikri Uz'un yemin merasimi için şehre gelen Birsen ve İbrahim Uz çifti, Orduevi'nde konuk edildi. Uz çifti, yemin merasimi öncesi Orduevi'nde büyük oğulları Fikri Uz'un yanında özel müsaade alınarak Diyarbakır ve Şırnak'tan getirilen diğer oğlu ve gelinini de görünce sevinç gözyaşları döktü. Uzun süredir bir araya gelemeyen Uz çifti, çocukları ve gelinleriyle hasret giderdi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in gönderdiği hediyeler, Zonguldak 3'üncü Jandarma Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Nejdet Köse tarafından aileye verildi.

'UZUN ZAMANDIR BİRLİKTE OLAMIYORDUK'

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel'in sürprizi karşısında büyük sevinç yaşayan İbrahim Uz, evde televizyonda asker programları izlerken eşiyle hep duygulandıklarını ve yeniden böyle bir günde Genelkurmay Başkanlığı'na mektup yazmaya karar verdiklerini söyledi. İbrahim Uz, "Mektupta, iki oğlumun da asker olduğunu, küçük oğlumun eşinin de ayrıca Şırnak'ta görev yaptığını belirterek duygularımızı paylaştım. Sağ olsunlar bize büyük jest yaptılar. Bütün aile bir araya geldik. Uzun zamandır beraber olamıyorduk. Genelkurmay Başkanımıza teşekkür ediyorum" dedi.

'BÜYÜK SÜRPRİZ OLDU'

Fikri Uz da "Çok mutlu oldum, bana sürpriz oldu. Buraya, 'Orduevi'nde kaynak işi var' denilerek getirildim. Ailemle karşılaşınca şaşırdım ve çok mutlu oldum" ifadelerini kullandı.

Eşi Şükrü Uz ve ailesiyle hasret gideren Vedai Nur Uz ise "Annemi ve babamı bu dönemde göreceğim hiç aklıma gelmezdi. Büyük sürpriz oldu benim için. Burada çok özel hissediyorum kendimi. Başta Genelkurmay Başkanımız olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Uz ailesi, 2 bin 954 askerle yemin eden Fikri Uz'u büyük bir coşku ve gururla izledi. Törenin ardından da aileye onurluk verildi.

Zeybekci: Cari açık düşecek

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, bir takım çevrelerce 2014 yılında büyümenin yüzde 4'ü geçeceğini savunarak, "Tüm beklentilerin çok üzerinde bu yil dış ticaret açığı düşecek. Cari açık da düşecek, Türkiye artık 2014'deki bu onarımdan sonra 2015 çok farkı yere gidecek" dedi.

Babadağ İlçesini ziyaret eden bakan Zeybekci, belediye önünde toplanan vatandaşlara hitap etti. 30 Mart mahalli seçimlerinde halkın, ekonomik istikrarı, kardeşliği istemeyenlere, IMF'ye, namerte muhtaç kalınmasını isteyenlere gereken cevabı verdiğini söyledi. 30 Mart'ın mahalli seçimin ötesinde bir ehemmiyetinin bulunduğunu, "bir istiklal ve istikbal maçi verdiğini" belirten Zeybekci şöyle devam etti:

"Türkiye, Gezi olaylarıyla başlayan 17 Aralık yargı darbesiyle doruğa ulaşan o dönemi milletin iradesiyle, gerçek yetki sahibi milletin nihai sözü söylemesiyle geride bırakmıştır. Bundan inşa edilmesi gereken şey, kardeşliğimizi pekiştirmektir, memleketimizi Cumhuriyetimizin 100. Yılında 2023 Türkiye'sine doğru koşar adımlarla götürmektir. Biz kardeş dövüşü olmasın, birliğimiz ve beraberliğimiz artsın diye mahalli seçimlerde yoğun bir şekilde mücadele ettik. Millette buna dayanak verdi, buna 'olur' dedi, 'evet' dedi. Allah'ın izniyle biz hizmetlerinde içten olduğuna inandığımız, bu milletin birliği ve beraberliğini, bu milletin dünyadaki varlığı konusunda duygularında ve düşüncelerinde kuşku duymadığımız kardeşlerimizle kol kola, omuz omuza memleketimizi ileriye doğru götürmek için birlik ve birlikte olacağız. Ama bu milletin dostluğuna, birliğine, iradesine, hükümetine, başbakanlarına kastedenler e demokrasi ve hukuk içerisinde bunun hesabını da soracağız."

İddialı işler yaptıklarını, Türkiye'ye bakıldığında bunun görüneceğini ifade eden Bakan Zeybekci, Türkiye'nin 10 senede dünyanın 16., Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olduğunu, 830 milyar dolarlık ulusal gelire ulaşıldığını, çok şeyin baştan aşağıya yenilendiğini belirterek, bunların yeterli olmadığını kaydetti.

"Cari açık düşecek"

"Dünyanın rastgele bir yerinden Türkiye'nin kredi notu şöyle olacak, büyümesi yüzde 2 olacak, ihracat artmayacak diyen o yıkım tellallarına inanmayın" diyen Bakan Zeybekci, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz Türkiye'nin zenginliklerini biliyoruz, hangi güçlere sahip meydana geldiğini biliyoruz. Türkiye ihracatını yüzde 10 civarında artırarak 166 milyar dolara ulaşacak. İhracatın artmasıyla imalat ve istihdam artacak, gelir düzeyi yükselecek, refah artacak, tüketim artacak. Tüketim arttığı vakit memleketin tamamında büyüme artacak, ülkemiz bir adım henüz ileriye gidecek. Büyümeyi yüzde 2,5 diyorlar... Sizin huzurunuzda söylüyorum, Türkiye'nin bu yil büyümesi yüzde 4'ü geçecek. Bakın Türkiye'nin 1980 yılında yaptığı ihracatın iki katını Zorlu Holding yapıyor. Yani 2 milyar dolar ihracatımız vardı, Zorlu Holding tek başına 3,5 milyar dolar yapıyor. Nereden nereye geldik. Onların istediği Türkiye'nin dış ticaret açığı, cari açığı artsın, Türkiye para bulamasın yeniden IMF'nin, Dünya Bankası'nın önünde el pence divan dursun. Yunanistan Başbakanı'nın Almanya Başkakanı'nın karşısında 'el pençe divan duruşu'nun fotoğrafı yayınlandı. Aynı toplantıda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın Almanya Başbakanı'nın karşısında duruş fotoğrafı, diğer fotoğrafla yan yana yayınlandı. Nasıldı duruşu? Sanki 'Denizli Efesi', öyle duruyordu. Tüm beklentilerin çok üzerinde bu yil dış ticaret açığı düşecek. Cari açık da düşecek, Türkiye artık 2014'deki bu onarımdan sonra 2015 çok farkı yere gidecek. Üretmeye devam, ihracata devam. Durmak yok yola devam, hizmete devam."

İleri yaşta gebelikte Down Sendromu riski

Cihan TV Network Gündem Artı programının misafiri olan Dr. Tuğba Becerik, anne adaylarının hamilelik sürecini sıhhatli geçirmesi için tekliflerde bulundu. Gebeliği ilk 3 ay ikici 3 ay ve nihai 3 ay olarak tanımladıklarını söyledi. Hamilelikte ilk 3 ay ve nihai 3 ayın hamileler için sıkıntılı bir dönem meydana geldiğini aktaran Becerik, "Ortadaki 3 ay ise gebelerimizin en mutlu olduğu dönemdir. Psikolojik manada ve perhiz mananında ilk 3 ayda ve nihai 3 ayda doktorlar henüz fazla müdahil oluyorlar. Gebelik düşünen kadınlara makul kiloda olduğunda gebe kalmayı öneriyoruz. Vitaminlerin gebe kalmadan 3 ay önce kullanmaya başlanması gerekiyor. zira her sıhhatli kadının depolarındaki folik asit gebeliğinin ilk 3 ayında yetmeyebilir. Buda bebekte sakatlıklara neden olabilir. Ispanak, turunçgiller, brokoli, semizotu, yeşil yapraklı sebzeler, kuru fasulye, nohut, pirinç, yumurta sarısı, ekmek, makarna. Tüm bu gıdalar folik asit ten zengin natürel kaynaklardır fakat bu gıdalar bolca tüketilirse de folik asit takviyesi yeniden de yapılmalıdır." diye konuştu.

Hamilelikte mide yakıntılarının arttığını söyleyen Becerik, şöyle devam etti: "Bu dönemde asitli içeceklerden uzak durmak gerekiyor. sütün, yumurtanın ve etin tüketilmesi gerekiyor. Hamilelikte hamur işinin de çok fazla tüketilmemesi gerekiyor. Gebelikte kadınların vasati 13 kilo alması gerekiyor. Bu alınan 13 kilonun 7'si bebeğe ait 6 kilosunu ise anne adayları kilo olarak alabilirler. Gebe hastalarımız canı tatlı istediğinde derhal şerbetli tatlı veya çikolata değil de onun yerine dondurma yiyebilirler. Dondurma harika bir mide bulantısı engelleyicidir. Mide bulantısını geçirir."

Hamilelik döneminde diyabetin ortaya çıkabildiğini belirten Becerik, şunları kaydetti: "Diyabet gebelik öncesinde biliniyorsa ilk olarak kan şekerinin; diyet, ilaç veya insülin ile kontrol altına alınması gerekiyor. Bir Takım durumlarda hamileliğe bağlı şeker de gözlenebiliyor. Hamilelik şekerinin gelişip gelişmediğinin anlaşılabilmesine yönelik tetkiklerin 24 ile 28. haftalarda inşa edilmesi gerekiyor. Hamileliğe bağlı olan şeker, çoğunlukla 24. haftada ortaya çıkıyor ve bu haftadan önce gelişen şeker meselesi çoğunlukla gebelikten önce var olan ancak tespit edilmemiş bir diyabet hastalığına bağlı oluyor. 24. hafta sonrasında hamilelik ile gelişen şeker, doğum sonrasında çoğunlukla geçiyor. Ancak bu hastalar ilerleyen yaşlarda şeker hastası olabilirler. Bu hastaların çocuklarında şeker hastalığı çıkabilir. Bu hastaların ailesinde şeker hastası olan vardır. Buda bu kişiler ilerleyen yaşlarda şeker i le karşılaşacaklar demektir."

Son yıllarda kadınlarda evlilik yaşının ve çalışma oranının artması ile gebe kalma yaşının önemli oranda artış gösterdiğine dikkat çeken Becerik, "Hamilelik yaşı 30 hatta 40'a kadar yükselmiş durumda. Bilhassa 35 yaşından sonra gelişen gebeliklerde bebekte 'Down Sendromu' görülme oranı da artıyor.35 yaşından sonra kadın yumurtalıkları yaşlanmaya başlıyor. Yumurtalarda yumurta üretimi defekte olmaya başlıyor. Defekte üretiminden sonra sakat bebekler olabiliyor. Dünyada gebelikte kullanılan sınır yaş 35'tir. Bu yaştan sonra kimi testler inşa edilmesi gerekiyor. Bu testler ile bebekte genetik problemler tespit edilebiliyor. Tetkikler sonrasında aile bebeğin genetik durumu ve ilgili alternatifler ile ilgili bilgilendiriliyor." ifadelerini kullandı.

Mahkeme, Çevre Bakanlığı'na 'itibar etmedi'

İstanbul 'un Sarıyer ilçesinin Derbent Semtinde şehirsel dönüşüm kapsamında yapılacak projenin, 1/5000 ölçekli Savunma Emelli Revizyon Nazım İmar Planı İstanbul 8. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.

Evrensel gazetesinden Sinem Uğurlu'nun haberine göre, 2004 yılından beri felaket tehdidi ile yaşayan Derbent, Boğaziçi Gerigörünüm ve Etkilenme bölgesi içinde kalıyor. Aynı zamanda, bu bölge korunması gereken SİT alanı duyuru edilmiş durumda.

Boğaziçi Bölgesi'ni düzenleyen kanun ise, özel nitelikte meydana gelen 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu. Bu bölgeyle alakalı düzenlenecek her türlü planın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce hazırlanarak, Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Heyeti onayı ile yürürlüğe girmesi gerekiyor. Ancak Derbent planı, yetkisi meydana gelmediği halde Etraf ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlandı.

'DOĞAL KıYMETLER NEGATIF ETKİLENECEK' Derbent Mahalle Kooperatifi de plan yapma yetkisinin Etraf ve Şehircilik Bakanlığı'nda değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde olduğu, plan ile yüksek yoğunluğun öngörüldüğü, mahallenin sosyal dokusunu bozacağı ve konut hakkını ihlal edeceği gerekçesiyle tasarının iptal edilmesi için Etraf ve Şehircilik Bakanlığı'na dava açtı.

Mahkeme de, dava konusunu haklı bularak, Bakanlıkça inşa edilen tasarıda yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna vardı ve tasarının 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu'na ters meydana geldiğini ifade etti.

Mahkeme ayrıca, Etraf ve Şehircilik Bakanlığı'nın savunmasına da itibar etmediğini açıkladı.

'SİT ALANI PLANI DEĞİL, ŞEHIRSEL DÖNÜŞÜM PLANI'

Bakanlığın, bölgenin SİT sahaları sınırlarında kaldığını ve buradan hareketle plan yapma yetkisinin kendisine ait olduğu iddiasına Mahkemenin yanıtı şöyle oldu: "Planda SİT meydanına konusunda ilke hükümleri ve yapılaşma şartları belirlenmediği gibi, mevzubahis plan SİT meydanına ilişkin bir plan vasfında de değildir. Plan tamamen gecekondu bölgesinin dönüşümüne yani şehirsel dönüşüme ilişkin olup, şehirsel dönüşümün inşa edilmesi ile alakalı yeniden Büyükşehir Başkanlığı'na yetki verilmiş olması karşısında, bakanlığa verilen yetkinin amacı dışında kullanıldığının anlaşılması nedeniyle davalı idare savunmalarına itibar edilmemiştir" dedi.

Davanın avukatı Alp Tekin Ocak, mahkemenin hükmünün önemli meydana geldiğini ifade ederek, planlar hazırlanırken tarihi ve natürel yapının korunmasının, insanların karar alma süreçlerine müdahil olabilmesinin önemli meydana geldiğini söyledi."

Ayrıca Derbent'le alakalı açılmış pek çok dava henüz bulunuyor.

17 ARALIK'TA ADI GEÇMİŞTİ

Deprem riski açısından en güvenli bölgelerden biri meydana gelen Derbent, 24. 01. 2013'te 6306 sayılı Afet Yasası kapsamına alınarak 'riskli alan' duyuru edildi. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda adı geçen Yorum İnşaat'ın Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa gerçekleştireceğini duyurduğu proje, pek çok yönden tartışmalı. Projeye göre, dışarıdan gelenler için 100 dönüme 924 lüks konut yapılacak, Derbentliler için ise 77 dönüme 1652 sosyal konut yapılacak.

İçten: Dicle Üniversitesi Rektörü 'paralel yapıya' hizmet diyor

Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, evvelki gün türban takan ve 'Türkiye'nin ilk türbanlı rektörü' meydana gelen Diyarbakır Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ile üniversite yönetimine, tertip ettiği basın toplantısında ağır suçlamalarda bulundu.

Kendisinin hiç bir cemaata irtibatı olmadığını yalnizca AK Partili meydana geldiğini belirten İçten, 'paralel yapının şerefsiz, alçakça, namuzsuzca saldırdığını' öne sürdü.


Türbanlı ilk rektör
.

''MAAŞLARIN YÜZDE 15-20'Sİ F TİPİ ÖRGÜTÜME HARAÇ OLARAK VERİLDİ Mİ?''

Rektör Prof.Dr. Saraç ile üniversite yönetimini istifaya çağrı eden İçten, şöyle dedi:
"Diyarbakır'da F tipi örgüt, vakıf üniversitesi kurdular. Buradan bütün Diyarbakır'a sesleniyorum, lütfen bu konuyla ilgili kamuoyu oluşturun. Dicle Üniversitesi'nin devletin verdiği ödenekleri nasıl kullandıklarını biliyoruz. Jale hanım geldikten sonra üniversiteye Diyarbakırlıların dışında 80 şehirden ithal bir sürü personel getiriyorlar. Ama bunlara ne diyorlar biliyormusunuz, bak kardeşim ben seni getiriyorum maaşının yüzde 15-20 ne koparırsa F tipi örgütüne haraç olarak verildi mi? Kimlerin aylıkları kesildi. Kaç tane öğretim görevlisi görevdeyken görevden alındı, uzaklaştırıldı."

65 MADDELİK İDDİALAR

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, 65 maddelik 'Dicle Üniversite rezaletleri' başlığında hazırladığı iddiaları da açıkladı.

İçten'in iddialarından bazıları şöyle:
"Devletin verdiği ödenekler Dicle Üniversitesi tarafından nasıl ve nerelere kullanıldı? Devlet ihale yönetmeliklerine uyuldu mu, yoksa öneri ve davetiye usulü ilemi ihaleler yapıldı? Inşa Edilen ihaleler hangi firmalara verildi? Bu firmaların sahipleri kimlerdir? Devletin üniversiteye tahsis ettiği araziler, gayrimenkuller hangi firmalara peşkeş çekildi? Bunlar hep aynı isimlere mi verildi? Rektör Jale hanım geldiğinden bu yana kaç kadro tahsis edildi? Tahsis edilen bu kadrolarda kaç tane haşhaşi vardır?

Rektör hangi cemaatin elamanı? Şayet F tipi Pelsilvanya'nın buyruğunda değilse öyleyse şu sorulara yanıt versin? Kaç öğretim azasi görevlerinden ayrıldı? Neden ayrıldı? Yoksa bunlar 'Pensilvanya'nın emrine giremem' diyenler miydi? Kaç tanesinin misyonuna nihai verildi? Kaç tanesi farklı üniversitelere (Çok kalifiye olmalarına rağmen) uzaklaştırıldı?Asıl genel sekreter varken ve Jale hanım tarafından imzalanarak atanmış biri varken, Sabri Eyigün tecrübe et korsan genel sekreter kim oluyor? Akademik kadrolar dağıtılırken inşa edilen imtihanlar öncesinde imtihana girecek kendi elamanlarına imtihandan bir iki gün önce sınav soruları dağıtılıp bilgiler verildi mi ? Hadi bakalım yok desinler ? Dicle Üniversitesi öneri ve davetiyeli işlerde Haşhaşiler örgütüne haraç talep etti mi ? Hangi firmalar bu örgüte haraç vermek zorunda kaldılar? 2007 dönemine ait üniversite hesapları Sayıştay tarafından incelemeye alı ndı sonuç olarak bir çok kalemde yaklaşık 200 milyon yani daha önceki rakamla 200 trilyon yolsuzluk tespit etmiş ve Sayıştay kamu zararının giderilmesi konusunda mevcut şu anki yönetime alakalılar ile ilgili ihtiyaç duyulan adli ve idari işlerin yapılmasını raporda istediği halde bu konu ile ilgili neden bir işlem yapılmadı? Yoksa bu para birilerinin himmet gecelerinde topladığı rakamlara bakıldığında bu bir çerez parası mı? Dicle Üniversitesi F tipi teşkilatın farklı üniversitelere doçentlik kazandırarak personel kaydırdıkları bir imalat merkezi mi?"

''900 AĞACI KİMLER, HANGİ MAKSATLA KESTİ?''

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, sorularının devamında 'çözüm sürecinde' üniversitede öğrenciler arasındaki çatışmalarda ve Türkiye'ye sıçrayan olayalarda üniversite yönetimin katkısı olup olmadığını sorarken bu süreçte 900 ağacın kimler tarafından seçim sürecine girerken hangi amaçla kesildiğini öğrenmek istedi.

''500 BİN TL HARAÇ VERİLDİ Mİ?''

İçten, "Artuklu Üniversitesi yıllar öncesinden risk alıp önderlik yaparken sizler yıllarca binlerce imza toplanmasına rağmen neden Kürtçe ve Zazaca bölümleri açmadınız? Kalkınma Ajansı üzerinden Dicle Üniversitesi ve öğretim görevlilerine ne kadar proje adı altında para aktarılmıştır. Bu paraların akıbeti ne olmuştur? 2011 yılında hastanenin temizlik ihalesi yapılmış ve ilk ihalede yüzde 9 ile onaylanmayan ihale ne hikmet ise ikinci ihalede yüzde 25 ile onaylanıyor. Bu onaylayan kişi kim? Ve bu onaydan dolayı F tipi örgüte 500 bin TL haraç verildi mi?" dedi.

Kılıçdaroğlu: Sarıgül Genel Başkan olabilir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine hafta ortasında TBMM'de saldıran Orhan Övet'ten yakıntıcı olmayacağını belirterek, "Kamu davası üzerinden yürümesini makul buluyorum, annesinin bana bir daveti var, oğlumdan yakıntıcı olma diye bir davet yaptı, ben o çağrıya uydum. Ama, neticede kamu davası yürüyecektir. Çocuktan çok azmettirenleri bilmemiz ve öğrenmemiz gerekiyor" dedi.

KILIÇDAROĞLU SARIGÜL'ÜN ÖNÜNÜ AÇTI

Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde AlJazeera Türk'e verdiği röportajda, Mustafa Sarıgül'ün genel başkanlığa aday olmasından rahatsız olmayacağını belirterek "CHP'de herkes genel başkan adayı olabilir. Neticede hukuk dediğimiz bir kavram var. Bizim bir tüzüğümüz var. Kim, nasıl genel başkanlığa aday olur, belli. Kurultaya gideriz biri seçilir, biri kaybeder ama, kaybedenin seçilenin elini kaldırmasını isterim. Biz demokratik ülkede olması gereken kaideleri hukuku işleteceğiz, yoksa birisi geldi aday oldu biz onu engelleyelim, böyle bir düşünce yok, daha önceki hastalıklardan partiyi kurtaracağız." dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin de açıklamada bulunan CHP öncüsü "Biz Erdoğan'ın adaylığından çok seçilecek Cumhurbaşkanı nasıl biri olmalıdır, biz ona kilitlenmeliyiz ve biz öyle bakıyoruz. Seçilecek Cumhurbaşkanı'nın toplumun büyük bir kesiminin kabul edeceği temiz, dürüst, dünyayı, balansları iyi bilen, yurttaşına sempati gösteren, herkesi kucaklayan bir Cumhurbaşkanı istiyoruz. Erdoğan'da bu özellikler var mı, yok mu? Erdoğan'da bu özelliklerin olmadığını ben de, kendisi de biliyor. Cumhurbaşkanlığı farklı bir şey, bir partinin genel başkanı seçilmiyor. Ülkeyi yönetecek, müesseseler arasında diyaloğu sağlayacak, ülkeyi hem içerde hem dışarda temsil edebilecek bir insan arıyoruz" şeklinde konuştu.

'MİT'e Meclis denetimi' arayışı

TBMM Genel Kurulu'nun gündeminde bulunan ve bu hafta müzakerelerine devam edilecek meydana gelen Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Ulusal İstihbarat Örgütü Kanunu'nda değişiklik yapan yasa teklifinin, yürütme ve yürürlük maddesi öncesine bir madde ilave ederek Meclis denetimine ilişkin düzenleme inşa edilmesi üzerinde duran AK Parti, çeşitli alternatifler üzerinde duruyor.

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AA muhabirine, yapılacak tertip etmenin daha tam olarak netleşmediğini belirterek, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun MİT ile ilgili tertip ettiği raporun TBMM'de kurulacak bir komisyonda görüşülebileceğini ifade etti. Kurulacak komisyon için İçtüzük değişikliği mi yoksa AB Uyum ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu benzeri yasayla kurulabileceğini anlatan Elitaş, "Ya İçişleri Komisyonu ya da başka bir adla yeni bir komisyon MİT denetimini yapabilir" dedi.

Teklif sahiplerinden AK Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin, MİT'in faaliyetlerinin Meclis tarafından denetlenmesi ile ilgili yurtdışında örnekleri olduğunu, kendilerinin Portekiz'de de bunu gördüklerini belirterek, muhalefetin de Meclis denetimini istediğini söyledi.

Şahin, "Yapılacak iş ciddi bir işlemdir. MİT'e Meclis denetimi getirilmesi çok da güzel olur ama nasıl bir düzenleme yapılacağı ile ilgili somut bir şey yok" dedi.

CHP'NİN DE TEKLİFİ VAR

CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ ile ısparta Milletvekili Ali Haydar Öner de 7 Mart 2012'de TBMM Başkanlığı'na MİT'in faaliyetlerinin denetimiyle ilgili yasa teklifi sundu.

Teklifte, istihbarat faaliyetlerinin etkin şekilde denetlenmesi amacıyla kanunda değişiklik inşa edilmesi öngörülüyor. Teklifte; Başbakanlık Teftiş elemanlarınca MİT'in faaliyetleri senede en az bir kez ve Başbakan tarafından makul görülecek vakitlerde denetlenmesi, denetim sonucunda düzenlenecek raporun Başbakanlığa ve TBMM İç Güvenlik Hizmetleri Komisyonu Başkanlığı'na sunulması yer alıyor.

Nükleer için tam 4 bin 800 kişi başvurdu


Akkuyu NGS AŞ tarafından iş garantili ve burslu eğitim almaları için Rusya Federasyonu'nda Milli Nükleer Araştırma Üniversitesi Moskova Fizik Mühendisliği Enstitüsüne (MEPhI) gönderilecek talebelerin seçimi için yapılacak imtihana müracaatlar tamamlandı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Türkiye'deki üniversitelerin fen-edebiyat ve mühendislik fakültelerinin, fizik veya matematik derslerinin okutulduğu tüm bölümlerin 1, 2, 3 ve 4. sınıflarında okuyan Türk yurttaşı talebelere yönelik tertip eden imtihana 4 bin 800 kişi başvurdu.

Eğitim için üniversiteye yerleştirilmeye esas giriş puanı dikkate alınarak belirlenecek 600 kişi yazılı imtihana çağrılacak. Yazılı imtihanda genel lise müfredatı matematik ve fizik konularını içerecek sualler sorulacak.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde 19 Nisan'da yapılacak yazılı imtihanda en yüksek puandan başlayarak yapılacak değerlendirme sonucunda ilk 300'e giren adaylar, henüz sonra sözlü imtihana tabi tutulacak. Sözlü imtihana girmeye hak kazanan adaylar http://www.akkunpp.com internet adresinde duyurulacak.

Sözlü sınav sonucunda başarılı meydana gelen 100 öğrenci ise iş garantili ve burslu olarak eylül ayında Rusya Federasyonu'nda Milli Nükleer Araştırma Üniversitesi Moskova Fizik Mühendisliği Enstitüsü'ne (MEPhI) gönderilecek. Öğrenciler, lisans eğitim programı (1 yıl hazırlık + 4 yıl lisans eğitimi) veya ihtisas eğitim programı (1 yıl hazırlık + 5,5 yıl ihtisas eğitimi) görecek.

Lisans eğitim programını bitiren öğrenciler, muvaffakiyet durumlarına ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali için ihtiyaç duyulan kadro listesine göre 2 senelik yüksek lisans programına devam edebilecek. Ihtisas eğitim programını bitiren öğrenciler ise muvaffakiyet durumlarına ve ihtiyaç duyulan kadro listesine göre 6 maaş yüksek lisans programına devam edebilecek. Bu arada tüm öğrenciler, yaz dönemlerinde eğitim programlarına göre teorik ve Rusya'daki nükleer güç santrallerinde pratik staj eğitimi yapacak.

İlk yıl talebelere Rusça eğitimi de verilecek. Eğitimi başarıyla bitiren öğrenciler, Rosatom'un eğitim merkezlerinde uygulama eğitimi alacak ve Rusya'da işletmede meydana gelen nükleer güç santrallerinde staja tabi tutulacak.

Rusya'daki eğitimini bitiren öğrenciler, staj eğitiminin ardından Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde istihdam edilecek.

Öte yandan, MEPhI'de şu an nükleer enerji alanında 78 hazırlık, 64 birinci sınıf ve 48 de ikinci sınıf olmak üzere 190 Türk öğrenci eğitim alıyor.

PMYO başvuru koşulları ve tarihleri açıklandı

2014 YILI POLİS MESLEK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİ ADAYLIĞINA BAŞVURMAK İSTEYEN ADAYLARDA ARANAN ŞARTLAR

a) Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak,

b) Lise ve dengi okul mezunu olmak veya Lise 4.sınıfta okuyor olmak,

c) Rastgele bir eğitim-öğretim kurumundan disiplinsizlik nedeniyle çıkarılmamış olmak,

ç) Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından 2014 seneyi içinde inşa edilen Yükseköğretime Geçiş Sınavı puan türlerinin rastgele birinden (YGS-1,YGS-2, YGS-3, YGS-4, YGS-5 ve YGS-6 ) en az 250 puan almış olmak,

d) Emniyet Örgütü Elemanı Şehit ve Vazife Malulü olanların eş ve çocuklarından Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından 2014 seneyi içinde inşa edilen Yükseköğretime Geçiş sınavından, (YGS-1,YGS-2, YGS-3, YGS-4, YGS-5 ve YGS-6 ) en az 140 puan almış olmak,

e) 18 yaşını tamamladıktan sonra yaptırılan yaş düzeltmelerinde, düzeltmeden evvelki yaş geçerli olmak kaydıyla, sınavın yapıldığı yılın 1 Ekim tarihi bakımından (1 Ekim 2014) 18 yaşını tamamlamış, bayan ve askerlik yapmamış erkek adaylar için 24 yaşından gün almamış olmak, (01 Ekim 1991 - 01 Ekim 1996 tarihleri arasında doğmuş olmak), askerlik hizmetini yapmış erkek adaylar için 26 yaşından gün almamış olmak, (01 Ekim 1989 - 01 Ekim 1996 tarihleri arasında doğmuş olmak),

f) Bayanlar için 162 cm. erkekler için 167 cm. den kısa boylu olmamak, beden kitle endeksi, 18 (dahil ) ile 27 (dahil) arasında olmak,

g) Sağlık vaziyeti yönünden, Sağlık Şartları Yönetmeliğinde belirlenen şartları taşımak,

ğ) Başvuru öncesi ve başvuru sırasında; genelev, birleşme evi, buluşma evi, tek başına fuhuş inşa edilen konut ve benzeri yerlerde aracılık ve bekleyicilik türünden bir işi bulunmamak, genel ahlaka ters oyun temsil, film, video bant, teyp kaseti, vcd, şarkı sözü ve teknolojinin gelişimi ile ortaya çıkan zararlı yayın, yayım ve benzeri işlerde çalışmaktan veya kumar, uyuşturucu veya ikazcı madde nedeniyle ile ilgili rastgele bir adli veya idari kovuşturma devam ediyor olmamak, bunlardan ötürü idari yaptırım uygulanmamak veya bu işler nedeniyle hüküm giymemiş olmak, bu sayılan fiillerden rastgele birinin mutabakat yöntemiyle sonuçlandırılmamış veya bu fillerden rastgele birisi konusunda olarak mahkemece hükmün izah etmesinin geri bırakılmasına karar verilmemiş olmak veyahut başka bir tedbire çevrilmemiş olmak,

h) Isteyerek işlenen ve kanunundaki suçun ilgili maddesinde suçun ceza üst hududu en az 1 yıl mapus cezası meydana gelen suçlar ile Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 maddesinde ismen sayılan suçlardan dolayı,

1- Affa uğramış veya yasaklanmış haklar geri verilmiş olsa dahi mahkümiyeti bulunmamak, (Adli Para Cezası dahil)

2- Hükmün izah etmesinin geri bırakılmasına karar verilmemiş olmak,

3- Devam etmekte meydana gelen bir kovuşturma bulunmamak,

4- Kovuşturması mutabakat ile neticelenmemiş olmak,

ı) (ğ) ve (h) bentlerinde sayılan şartlar adayın eşinde de aranır,

i) Eğitim-Öğretim seneyin başlangıç tarihi bakımından bir siyasi partiye veya siyasi parti kollarına üye bulunmamak,

j) Alkol, uyuşturucu veya ikazcı madde kullanımı nedeniyle tedavi görmüş veya görüyor olmamak,

k) Kamu haklarını kullanmaktan yoksun bırakılmamış olmak,

l) Askerlikle ilişiği bulunmamak,

m)Sağlık şartları Yönetmeliği kararları hariç rastgele bir nedenle Polis Meslek Yüksekokulundan çıkmış veya çıkarılmamış olmak,

n) Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması olumlu olmak, şartları aranır.

BAŞVURU ŞEKLİ

İnternet Üzerinden Ön Başvuru

Polis Meslek Yüksekokullarına müracaatta bulunmak isteyen adaylar http://pmyo.pa.edu.tr adresinden 16 Nisan - 02 Mayıs 2014 tarihleri arasında ön başvuru yapacaklardır.

Şahsen Başvuru ve Evrak Teslimi

İnternetten ön başvuru yapan adayların 21 Nisan - 02 Mayıs 2014 tarihleri arasında (23 Nisan, 27 Nisan ve 1 Mayıs hariç) başvuru merkezlerine bizzat müracaatta bulunmaları gerekmektedir. Adaylar rastgele bir başvuru merkezinden başvuru yapabilirler. Ancak adaylar başvuru yaptıkları başvuru merkezinde Aday Değerlendirme ve Seçme Imtihanına girmek zorundadır. İnternet üzerinden ön başvurusunu yapan, ancak belirlenen şartları taşımayan ve belirlenen tarihler arasında başvuru merkezlerine şahsen başvuru ve evrak teslimi için gelmeyen adayların müracaatları kesinlikle kabul edilmeyecektir. İnternet üzerinden inşa edilen ön başvuru başvuru sayılmaz.

BAŞVURU ESNASINDA ADAYLARDAN İSTENİLECEK BELGELER

1- Adaylar başvuru esnasında Nüfus Cüzdanı ibraz etmek zorundadırlar. (Nüfus Cüzdanı, T.C. Kimlik Numaralı olacaktır),

2- Sınav Başvuru arzuhali (indirmek için tıklayınız),

3- Aday Tanıma ve Bilgi Formu (indirmek için tıklayınız),

4-Başvuru ücretinin yatırıldığına dair banka dekontu, (Ücretin banka şubesinden yatırılması gerekmektedir. İnternet bankacılığı, EFT vb. aracılığıyla yatırılan ücretler kabul edilmeyecektir.)

5-Lise mezunu olanlar Lise Diploması veya Mezuniyet Çıkış Belgesinin aslı ile beraber fotokopisini veya tasdikli örneğini getireceklerdir. Lise 4. Sınıfta öğrenim görenler ise okudukları Okul Müdürlüklerinden Başvuru Dilekçesindeki Öğrenim Bilgileri bölümünü onaylatacaktır. (Yüksekokul mezunu veya Yüksekokulda öğrenim görenler lise diplomalarını temin edememeleri halinde, Yüksekokul Müdürlüklerinden Lise Diplomalarının tasdikli sureti istenilecektir. Ancak bu adaylar yazılı sınavda başarılı olmaları halinde eğitim-öğretim döneminin başlangıcına kadar Lise Diplomalarının aslını teslim etmek zorundadırlar. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ortaöğretim kurumlarınca Türkçe olarak tanzim edilen diploma ve diğer öğrenim belgeleri kabul edilerek rastgele bir denklik belgesi istenilmeyecektir.)

6-16/7/1982 tarihli ve 8/5105 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğe uygun olarak son 1 yıl içerisinde çekilmiş 4 adet vesikalık fotoğraf,

7-Yaş tashihi yaptıran adaylar yaş tashihi konusunda mahkeme hükmünün aslı ve fotokopisi,

8-Askerlik hizmetini yapan adaylar için "Askerlik Terhis Belgesi" aslı ve fotokopisi,

9-Emniyet Örgütü Şehit veya Vazife Malulü olanların eş ve çocuklarından Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanlığı'ndan alınan "Şehitlik veya Vazife Malullük Belgesi" aslı ve fotokopisi istenir.( Son bir yıl içerisinde alınan belgeler geçerlidir.)

NOT: Aslı ve fotokopisi istenen belgelerin asılları adaylarda kalacak olup fotokopileri alınacaktır. Ayrıca, geçmiş yıllarda Polis Meslek Yüksekokullarından sağlık şartları nedeniyle çıkarılanlar ile PMYO Sınavlarına girmiş ve kaybetmiş adaylar, şartları taşıması halinde yine müracaatta bulunabilirler.

AŞAĞIDAKİ DURUMLARDA ADAYLARIN YATIRMIŞ OLDUKLARI BAŞVURU ÜCRETLERİ HİÇBİR ŞEKİLDE GERİ ÖDENMEYECEKTİR

a) Ön Başvurusunu yaptığı halde evraklarını belirtilen sürede teslim etmeyen,

b) Başvurusunu yapmayan veyahut başvuru şartlarından rastgele birini taşımayan,

c) Sınava girmeyen, giremeyen, sınava alınmayan, sınavdan çıkarılan, sınavı geçersiz sayılan, Aday Değerlendirme ve Seçme Sınavı veya yazılı sınavda başarısız olan,

d) Ücret gerektirmeyen bir işlem için ücret yatıran veya aynı işlem için ansızın fazla ücret yatıran,

e) Sınav ücretini kendi adına yatırmayan,

İNTERNETTEN ÖN BAŞVURU TARİHLERİ:

16 Nisan - 02 Mayıs 2014 tarihleri arasında,

BAŞVURU MERKEZLERİNE ŞAHSEN BAŞVURU TARİHLERİ:

21 Nisan - 02 Mayıs 2014 tarihleri arasında (23 Nisan, 27 Nisan ve 1 Mayıs hariç),

BAŞVURU ÜCRETİ: 50 (Elli Türk Lirası).

BAŞVURU ÜCRETİ YATIRMA TARİHLERİ VE HESAP NUMARASI: Halk Bankası Gölbaşı/ANKARA Şubesi TR530001200938500080000015 hesap numarasına 16 Nisan - 02 Mayıs 2014 tarihleri arasında 50(Elli Türk Lirası) yatırılacaktır.

ADAY DEĞERLENDİRME VE SEÇME SINAVI TARİHLERİ: 20 Mayıs - 01 Haziran 2014 tarihleri arasında yapılacaktır. ( 25 Mayıs hariç )

YAZILI SINAV TARİHİ

29 Haziran 2014 Pazar Günü

YAZILI SINAVIN İÇERİĞİ:

Daha sonra http://pmyo.pa.edu.tr adresinden ilan edilecektir.

ALINACAK ÖĞRENCİ SAYISI:

6481 Erkek 250 Bayan alınacaktır.

İRTİBAT ADRESİ :

Polis Akademisi Başkanlığı PMYO Şube Müdürlüğü Gölbaşı/ANKARA

WEB ADRESLERİ:

http://pmyo.pa.edu.tr

http://www.egm.gov.tr

http://www.pa.edu.tr

TEL : 0(312) 499 70 02

0(505) 318 85 00


2014 YILI POLİS MESLEK YÜKSEKOKULU SINAVLARI BAŞVURU MERKEZLERİ


POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI

Polis Akademisi Başkanlığı Gölbaşı / ANKARA 06830

Tel: 0 312 499 70 02

Fax: 0 312 462 86 79

A.GAFFAR OKKAN PMYO

Silvan Yolu

DİYARBAKIR 21000

Tel: 0 412 326 12 51 - 53

Fax: 0 412 326 10 65

AFYONKARAHİSAR PMYO

Hasan Karaağaç Mah. İzmir Karayolu Üzeri

AFYONKARAHİSAR 03100

Tel : 0 272 213 17 42

Fax : 0 272 213 44 90

AKSARAY PMYO

Konya Yolu Üzeri

AKSARAY 68100

Tel : 0 382 215 34 30 - 31

Fax : 0 382 215 38 38

ADANA KEMAL SERHADLI PMYO

Yaşar Doğu Cad.

Yüreğir / ADANA 01330

Tel : 0 322 346 09 67 - 68

Fax : 0 322 346 0969

AYDIN PMYO

Mimar Sinan Mah. Ali İhsan Paşa Bul. No:144

AYDIN 09100

Tel : 0 256 219 84 88

Fax : 0 256 219 84 87

BALIKESİR PMYO

Pamukçu Kasabası İzmir Yolu

Pamukçu / BALIKESİR 10140

Tel : 0 266 257 11 92 - 93

Fax : 0 266 257 11 95

ERZURUM PMYO

Atatürk Bulvarı

Palandöken / ERZURUM 25070

Tel : 0 442 315 72 87

Fax : 0 442 315 26 69

ELAZIĞ Z.AĞAR PMYO

Üniversite Mah. Hulusi Sayın Cad.

ELAZIĞ 23100

TEL : 0 424 247 69 20 - 21

Fax : 0 424 247 69 22

GAZİANTEP PMYO

Güven Evler Mah. Ahmet Yesevi Cad.

Şehit Kamil / GAZİANTEP 27060

Tel : 0 342 321 06 38 - 39

Fax : 0 342 321 36 55

HATAY PMYO

İskenderun Karayolu Üzeri

HATAY 31100

Tel : 0 326 267 33 89

Fax : 0 326 267 33 58

İSTANBUL Ş.BALCI PMYO

Şenlik Köy Mah. Daha Önceki Halkalı Cad.

Florya / İSTANBUL 34153

Tel : 0 212 624 32 92

Fax : 0 212 425 01 94

İZMİR R.ÜNSAL PMYO

Menderes Cad..

Şirinyer / İZMİR 35120

Tel : 0 232 487 13 45

Fax : 0 232 487 37 52

KAYSERİ PMYO

Erkilet Bulvarı

Kocasinan / KAYSERİ 38090

Tel: 0 352 351 02 1 3 -14

Fax : 0 352 351 02 15


KASTAMONU PMYO

Saraçlar Mah. Huzurevi Cad.

KASTAMONU 37100

Tel : 0 366 212 48 35

Fax : 0 366 215 24 26

KIRIKKALE PMYO

Erenler Mah.Şht.Onbaşı Murat SITKI Cad.

Yahşihan / KIRIKKALE

Tel : 0 318 224 68 75 -76

Fax : 0 318 224 68 74

KIRŞEHİR PMYO

Güldiken Mah. Şehit Mahmut Sarısakal Cad.

KIRŞEHİR 40100

Tel : 0 386 272 40 12

Fax : 0 386 272 40 15

MALATYA PMYO

Ankara Asfaltı

MALATYA 44110

Tel : 0 422 238 00 01 - 02

Fax : 0 422 238 00 04

NİĞDE PMYO

Hıdırlık Mevki Kayseri Adana Karayolu

NİĞDE 51100

Tel : 0 388 233 04 01 -02 -03

Fax : 0 388 232 04 00

SAMSUN 19 MAYIS PMYO

Bafra Karayolu Üzeri

SAMSUN 55290

Tel : 0 362 467 15 80 - 81

Fax : 0 362 467 15 83

TRABZON PMYO

Yalı Mah. Polis Okulu Cad.

Pelitli / TRABZON 61010

Tel : 0 462 334 35 93

Fax : 0 462 334 30 29



reklam yeri
 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Hot Sonakshi Sinha, Car Price in India
online kişi acaip's Profile on Ping.sg