reklam

16 Nisan 2014 Çarşamba

Babetler 'düztaban' yapıyor

YEŞİM SERT KARAASLAN - Yaz aylarının gelmesiyle birlikte birçok kadının estetik açıdan sık sık tercih ettiği babetler, topuklarda artan baskıya bağlı bilek ve kalçalarda ağrıya yol açarken; uzun süre giyildiğinde yürüyüşte şekil bozukluğu ayak zemininde yayvanlaşma ve düztabanlık gibi ayak deformasyonlarına neden oluyor.

Acıbadem Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Dilek Koç Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ayakların vücut balansının sağlanmasında adeta kolon görevi gördüğünü belirterek, ayaklarda meydana gelecek bir olumsuzluğun tüm vücudu etkileyeceğini söyledi.

İnsan vücudunda ayakların 26 kemik, 33 eklem, 107 ligamen ve 19 kastan oluşan en komplike organlarından biri olduğunu belirten Yılmaz, ayakların vücudunun tüm ağırlığını taşımakla görevli olduğunu ifade etti. Yılmaz, gün içinde ergonomik olarak yanlış tercih edilen ayakkabıların sırt ve kalça ağırlarından kireçlenmeye kadar birçok sağlık meselenine yol açabildiğini bildirdi.

Yanlış ayakkabı seçimi sonrasında görülebilecek sağlık sorunlarından birinin duruş bozukluğu olduğunu anlatan Yılmaz, yüksek topukların vücudun ağırlık merkezini öne doğru iterek bel ve kalçanın normal duruşunu negatif etkilediğini söyledi. Yılmaz, bu durumda bel kavisinin arttığını, bunun sonucunda ise bel ve kalça kaslarında aşırı gerginlik ve ağrı oluştuğunu dile getirdi.

-Yüksek topuklu ayakkabılar, diz ve bacak ağrısına yol açıyor

Yüksek topuklu ayakkabılar giyildiğinde vücut ağırlığının öne kayması ve dizlere aşırı yük binmesiyle birlikte diz ağrıların görülmeye başladığını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Zamanla diz ekleminde kireçlenmelere yol açabiliyor. Ayrıca topuklu üzerinde daha çok kasılan baldır kasları bir süre sonra bacak ağrılarını da beraberinde getiriyor.

Topuk ne kadar yüksek ise ayağın ön kısmı öne doğru o kadar çok bükülüyor ve aşil tendonunu kısaltarak ağrılara yol açabiliyor.

Yüksek topuklu ayakkabıların sert arka kısımları ya da kayışları zamanla topuğu tahriş ederek topuk arkasında yer alan kemiğin büyümesine neden oluyor.

Yüksek topuklar vücut ağırlığını dengeli dağıtamıyor ve uzun süreli giyilmesi sonucu parmak diplerinde eklem ağrıları ortaya çıkıyor.

Ayrıca yüksek topuklar dengenin bozulmasına yol açtığından düşme riskini arttırarak bilek yaralanmalarına davetiye çıkarabiliyor."

-Dar burunlu ayakkabılar parmakların yapısını bozuyor

Yılmaz, önü dar ayakkabıların başparmakta ağrılı kemik büyümesine, başparmağın iç taraftaki diğer parmaklara doğru eğilmesine sebep olduğunu ve şekil bozukluğuna sebep olduğunu ifade etti.

Yüksek topuk ve önü dar ayakkabıların 3. ve 4. parmaklar arasında yer alan hudut dokusunda kalınlaşmaya yol açarak parmaklarda ağrı ve uyuşukluğa sebep olduğunu belirten Yılmaz, "Parmak önü dar ayakkabılar, küçük parmakların orta eklem hizasında bükülmeler yol açıyor ve sonucunda parmaklar, ayakkabı giyilmezse bile bükülü kalıyor. Bu da çekiç parmak görünümüne yol açıyor" dedi.

Yılmaz, burnu dar ayakkabılar tercih edildiğinde baş parmaklarda tırnaklara sürekli baskı uygulandığından zamanla tırnak batması sorunu görüldüğünün altını çizerek, bununla birlikte nasır, mantar gibi diğer meselelerle da sıklıkla karşılaşıldığını anlattı.

-Babetler de suçsuz değil

Yılmaz, babetlerin de çok sağlıklı olmadığına dikkati çekerek, "Babet ayakkabılar, yüksek topukluların tersine ayağa binen yükü öne değil topuğa kaydırarak burada yüklenmeye neden oluyor ve topuktaki baskı, bilek ve kalça ağrılarına yol açabiliyor" diye konuştu.

Babetlerin, dış taban kısmının çok ince olduğu için zeminden gelen darbeleri engelleyemediğinin de altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:

"Zemin ile ayak arasında kalın bir tabakanın olmaması ayak travmalarını beraberinde getiriyor.

Normalde ayakkabıların taban ve sırt kısımları, ayakların yayılmasını önlemek ve yük dağılımını desteklemek için daha sert ve ergonomik bir yapıda üretilmeliler. Ancak babetlerde böyle bir destekleyici bölge bulunmuyor. Bu yüzden babetler uzun süre giyildiğinde; yürüyüşte şekil bozukluğu, ayak zemininde yayvanlaşma ve düztabanlık gibi ayak deformasyonlarına neden olabiliyor."

Yılmaz, ayakkabı seçiminde ideal topuk yüksekliğinin 2-5 cm arasında olduğunu, ayakkabıların burun kısmının yuvarlak ve geniş olması, parmaklar yeterince rahat hareket edebilmesi gerektiğini ifade ederek, şu önerilerde bulundu:

"Sentetik materyallerden yerine doğal deriden yapılmış, hava sirkülasyonu meydana gelen ayakkabılar tercih edilmeli. Ayakkabının büyüklüğü en uzun parmağa göre seçilmeli. Eğer babetlerin rahatlığından vazgeçilemiyorsa, içine yumuşak bir destek konulmalı ve ayak kavisi desteklenmeli. Dolgu topuklarda ön ve arka kısmın eşit olması durumunda sorun yaşanmıyor ancak yine de dolgu kalınlığı 10 cm'yi geçmemeli. Aksi takdirde ayak yerden çok yükseliyor ve yaylanma bozulduğu için diz ve bel ağrıları gözleniyor.

Günün çoğunluğunu ayakta geçirenler için en ideal ayakkabı, bağcıklı yürüyüş ayakkabılardır. Bunlar; darbe emici tabanlı, geniş, içi pet ile desteklenmiş ve yüksekliği 2 cm'den fazla olmayan modeller olmalı."

Hipertansiyon sık görülen sinsi bir hastalık!

Denizli Devlet Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Güray Ceylan, hipertansiyonun oldukça sık görülen sinsi bir hastalık olduğunu, Türkiye'de her 3 kişiden birinde hipertansiyon hastalığının görüldüğünü söyledi. Dr. Ceylan, hastaların yaklaşık yüzde 60'ının ise hastalığının farkında olmadığını belirtti.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Güray Ceylan, kalbin kan pompalarken damar duvarına yaptığı basıncın tansiyon olduğunu, bu basıncın istenen değerlerin üzerinde meydana gelmesinin da hipertansiyon olarak adlandırıldığını söyledi. Kan basıncının büyük tansiyon ve küçük tansiyon olmak üzere iki değerden oluştuğunu ifade eden Dr. Ceylan, "Genel olarak normal kabul edilen değerler büyük tansiyon 12, küçük tansiyon 8'dir. Normal koşullarda sürekli kan basıncı 12-8'in üzerinde meydana gelen kişiler hipertansiyon hastalığı adayı kabul edilmelidir. Farklı iki günde en az iki kez yapılan ölçümlerde 18 yaşını geçmiş erişkin bir bireyde büyük tansiyonun 14 ve üzerinde ya da küçük tansiyonun 9 ve üzerinde olmasına hipertansiyon (yüksek tansiyon) adı verilmektedir. Tansiyon ölçülürken doğru sonuçların alınması için de ölçüm yapmadan en az 5-10 dakika önce dinlenmiş ve nihai yarım saat içerisinde ça y, kahve ve sigara tüketmemiş olması önemlidir" dedi.

İleri yaş, anne ya da babada hipertansiyon varlığı, aşırı kilo, aşırı tuz ve alkol tüketimi, egzersiz yapmamak, bazı ilaçlar ve stresin hipertansiyon için risk etmenleri arasında yer aldığını anlatan Dr. Güray Ceylan, "Hipertansiyon, damar sertliği, kalp hastalıkları, felç, böbrek hastalıkları ve görme kaybı gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Ancak kan basıncı istenen sınırlarda tutulursa bu rahatsızlıklar önlenebilir. Yüksek tansiyon hiçbir belirti vermeden tesadüfen yapılan bir ölçümle tespit edilebileceği gibi, baş ve boyun ağrısı, kulak çınlaması, göz kararması, baş dönmesi, burun kanaması gibi belirtilerle de ortaya çıkabilir" şeklinde konuştu.

"DOKTORA DANIŞMADAN İLAÇ KULLANMAYIN"

Dr. Ceylan, yaş, cinsiyet, eşlik eden hastalıklara göre hipertansiyon tedavisinin şekillendirildiğini söyleyerek, hastalara şu tavsiyelerde bulundu:

"Günümüzde çok çeşitli grupta ve farklı mekanizmalar ile kan basıncı kontrolü sağlayan ilaçlar mevcuttur. Hipertansiyon tanısı konduktan ve gerekli tetkikler yapıldıktan sonra hastanın yaşı, cinsiyeti, eşlik eden hastalığı ve kan basıncı yüksekliğinin derecesine göre takip eden hekim tarafından tedavi belirlenir ve istenen kan basıncı düzeyine ulaşana dek kontrollere devam edilmelidir. Bir başkası için iyi ve uygun meydana gelen bir tansiyon ilacı sizin için uygun olmayabilir. Doktorunuza danışmadan başkasının ilacını kullanmayınız. Bunun yanında bazı yaşam tarzı değişiklikleri de yapılmalıdır. Bunlar arasında ideal kiloya ulaşılması, sigara ve alkolden uzak durulması, tuz tüketiminin azaltılması, bol kalorili ve yağ oranı yüksek gıdaların azaltılması sayılabilir. Bu sayede hipertansiyonu kontrol altına alabiliriz."

4 yaşındaki çocuk boğazı kesilmiş halde bulundu!

AYDIN'da evlerinin yakınındaki ahırda bileği ve boğazı kesilmiş ağır yaralı bulunan 4 yaşındaki C.Ç., kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Olaydan 10 dakika önce evlerinin önünden kaybolduğu öğrenilen çocuğa cinsel saldırı yapıldığı şüphesi üzerinde durulduğunu bildirdi.

Ailesinin pazar günü sünnet düğünü yaptığı minik C. bugün saat 13.00 sıralarında, Aydın'da evlerinin önünde oynarken ortadan kayboldu.

En nihai 10 dakika önce evin önünde oynarken gördüğü 3 çocuğundan en küçüğü meydana gelen C.Ç.'yi evin çevresinde aramasına rağmen bulamayan anne 37 yaşındaki F.Ç., durumu kayınpederi 70 yaşındaki C.Ç. ve eşi 39 yaşındaki B.Ç.'ye bildirdi.

Ç. Ailesi, komşularının da yardımıyla, ev ve yakınındaki bahçelerde C.Ç.'yi aramaya başladı. Yaklaşık yarım saat süren arama sonucunda C.Ç. torununu, hanelerine yaklaşık 50 metre uzaklıkta, sahipleri Uşak'ta olduğu öğrenilen metruk bir ahırda sağ bileği ve boğazı kesilmiş olarak kanlar içinde buldu.

Babasının otomobiliyle Aydın Atatürk Devlet Hastanesi'ne götürdüğü C.Ç. doktorların müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Aydın'ın yerlisi oldukları öğrenilen F. ve C.Ç. çifti, acı haber üzerine hastanede hudut krizi geçirdi. Doktorlar, cinsel saldırı şüphesi üzerinde durulduğunu bildirdi.

Jandarma çocuğun yaralı olarak bulunduğu ahırda parmak izi incelemesi yaparken, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirtti.

Google Glass 12 saatte tükendi

Google'ın uzun zamandır beklenen akıllı gözlüğü dün akşam satışa sunuldu. 24 saatlik bir müddet tanıyan Google, 24 saatin sonra ermesiyle, yani bugün TSİ 19.00 bakımından satışları bitirmeyi planlıyordu.

Ancak beklenenden henüz fazla ilgi gören akıllı gözlük 12 saat gibi bir sürede tükendi. 1500 dolardan satışa sunulan Google Glass konusunda açıklamalarda bulunan Google, kaç adet gözlük satıldığını ise kamuyoyula paylaşmadı.

Google'ın ilerleyen haftalarda tekrar Glass'ı satışa sunacağı da belirtildi.

Gül'den Cumhurbaşkanılğı seçimi açıklaması/ Video

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Gül: (Cumhurbaşkanılğı adaylığı) "Başbakan ile konuşacağız dedim. Yakında konuşacağız. Tabii ki ikimizle ilgili bir konu, başka adaylar da mevzubahis olacaktır. Neticede Türk halkı karar verecektir. Hiç kimse şimdiden bu benim cebimde de dememektedir."

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili "Daha önce de 'Sayın Başbakan ile biz konuşacağız' dedim. Bunu yapmadık ama yakında konuşacağız tabii ki. Ama bu şahıslarımızla, ikimizle ilgili bir konu. Şüphesiz ki başka adaylar da mevzubahis olacaktır ve neticede Türk halkı karar verecektir. Hiç kimse şimdiden 'Bu benim cebimde' de dememektedir" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Gül, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile Çankaya Köşkü'nde düzenlendiği ortak basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile ilgili yeni yasa konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine Gül, bütün kanunları olduğu gibi MİT ile ilgili düzenlemeyi de yakından takip ettiğini belirtti. Diğer kanunlarda yaptığı gibi hem ilgili bakan hem de müsteşar ile görüşerek fikirlerini söylediğini aktaran Gül, "Şüphesiz ki bu tip yasalar tartışmalı konulardır, işin doğası gereği. Nereden bakarsanız öyle ama gayet dikkatli bir şekilde görüşlerimi paylaşıp tavsiye ettim. Sonunda TBMM'nin kararıdır. Yasayı TBMM yapar. Milletvekillerinin vereceği bir karardır" dedi.

Cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağının ne zaman belli olacağına ve şayet aday olmazsa politikaya devam edip etmeyeceğine ilişkin soruya ise Gül, şöyle cevap verdi:

"Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili takvim zaten açıklandı. Daha önce de söylediğim gibi 'Sayın Başbakan ile biz konuşacağız' dedim. Bunu yapmadık ama yakında konuşacağız tabii ki. Ama bu şahıslarımızla, ikimizle ilgili bir konu. Şüphesiz ki başka adaylar da mevzubahis olacaktır ve neticede Türk halkı karar verecektir.

Zaman zaman 'biz ikimiz konuşacağız' deyince buradan farklı farklı şeyler duyuyorum, eleştiriler de duyuyorum. Şüphesiz ki başka adaylar hep olacaktır ve neticede seçimlerde halk karar verecektir. Hiç kimse şimdiden 'Bu benim cebimde' de dememektedir. Bunun bilinmesini istiyorum. Diğer konularda, bakalım... Bunlar çok konuşulacak. Söyledim daha önce, nihayette benim ne düşündüğüm de muhakkak ki önemli olacak dedim."

-"İstikrar hepimizin aradığı birinci unsur"

Cumhurbaşkanı Gül, "Baltık devletlerinde NATO mevcudiyeti, bilhassa Rusya'nın nihai dönemlerdeki agresif tutumları düşünüldüğünde daha da uzatılmalı mı? Rusya'ya ne gibi yaptırımların yapılması gerekiyor" sorusu üzerine de bu konuları Berzins ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerde ele aldıklarını hatırlattı.

Bölgenin sadece Baltık tarafı olarak değil Ukrayna, Katliam ve Karadeniz'i de içine alan büyük bir bölge olarak düşünüldüğünü ifade eden Gül, "Buralardaki istikrar hepimizin aradığı birinci unsur. NATO içerisinde müttefikliğimize vurgular yaptık. Dolayısıyla NATO içerisinde dayanışmayı her zaman göstermenin sırası" diye konuştu.

Değişik seviyelerde NATO toplantıları yapıldığına ve hem askeri hem de sivil kanat tarafından hükümler alındığına işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine şöyle devam etti:

"Bütün bunlar problemin diyalogla uluslararası hukuk çerçevesi içerisinde çözülmesi ve problemlerin daha büyümemesi için yapılan çalışmalardır. Ümit ediyoruz ki uluslararası hukuk asla gözardı edilmez. Ülkelerin toprak bütünlüklerine, egemenliklerine, BM tarafından tanınmış olan, bunlar asla ihlal edilmez, bunlara her zaman karşılıklı bir şekilde saygı duyulur.

Diğer yandan şu da bir gerçektir, Rusya bu coğrafyanın ve bu bölgenin en önemli ülkelerinden birisidir. O açıdan tarihte ülkeler çok beraber olmuşlardır. Nüfuslar çok karışmıştır. Bütün bunları da dikkate alarak gayet dikkatli bir diplomasinin yürütülmesi ve diyalogla bu problemlerin büyümeden çözülmesine önem veriyoruz. Hem müttefiklerimiz hem bölgede bu problemlerin tarafı meydana gelen Rusya ile bu yönde sürekli bir istişare halindeyiz."

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ve Letonya'nın Karadeniz'e Ukrayna vasıtasıyla bağlanmasının, Ukrayna'da yaşanan olaylardan olumsuz etkilenip etkilenmeyeceğinin sorulması üzerine de Minsk üzerinden Karadeniz'e gelen bir ulaşım hattı olduğunu hatırlattı. Karadeniz üzerinden Türkiye bağlantısının yapılıp bu hattın başka ülkelere gitmesi konusunun bugünkü görüşmelerde ele alındığını ve buna önem verildiğini kaydeden Gül, "Ümit ediyoruz ki bunlarda rastgele bir aksama mevzubahis olmaz" değerlendirmesinde bulundu.

Gül'den Cumhurbaşkanılğı seçimi açıklaması

Son üç yılda 3 kişi hakimlik ve savcılığa kabul edilmedi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, nihai üç sene içinde adaylığa kabul edilen 2 bin 879 kişiden 3 kişinin hakimlik ve savcılık mesleğine kabul edilmediğini belirterek, hakim adaylarının özel hayatları nedeniyle mesleğe kabul edilmediği yönündeki iddiaların hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Bozdağ, CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek'in, "Ankara Adliyesi'nde hakimlik stajı yapan Didem Yaylalı'nın intiharı" konusunda yazılı soru önergesini yanıtladı.

Bekir Bozdağ, Devlet Memurları Kanunu'nun "Adaylık devresi içinde göreve nihai verme" kenar başlıklı 56. maddesinde, "Adaylık müddeti içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarısız olanlarla, adaylık müddeti içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin, disiplin amirlerinin önerisi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir. İlişkileri kesilenler ilgili müesseselerce derhal Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilir" denildiğini anımsattı.

Didem Yaylalı'nın 5 Mayıs 2010 tarihinde Ankara Adliyesi'nde hakim adayı olarak göreve başladığını, nihai eğitim dönemi stajını yaparken mazeretsiz olarak görevine gelmemesi ve usulsüz belge sunarak görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunduğu gerekçeleri ile ile ilgili disiplin soruşturması yapıldığını aktaran Bozdağ, bunun üzerine Türkiye Adalet Akademisi tarafından "aylıktan kesme cezası" verildiğini belirtti.

Bozdağ, Yaylalı'nın disiplin cezasına itiraz etmesi üzerine, Bakanlık Disiplin Heyeti Başkanlığı'nın disiplin cezasının yerinde olduğu gerekçesiyle talebinin reddine karar verdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bunun üzerine hakim adayı, disiplin cezasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle idare mahkemesinde iptal davası açtı. İdare mahkemesi de'... davacı tarafından usulüne uygun olarak düzenlenmemiş, hukuken geçerliliği olmayan bir belge davalı idareye sunularak yanlış ve yanıltıcı bir beyanda bulunulmak suretiyle, hukuken kabul edilebilir bir mazereti bulunmaksızın derslere katılmadığı anlaşıldığından, bu fiiller nedeniyle davacıya verilen dava konusu disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır' gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Heyeti 3. Dairesi, adayın özlük dosyasını incelerek, Barolar Yargı Etiği ilkelerinde yer alan koşulları taşımadığı gerekçesiyle mesleğe kabul edilmemesine karar verdi; kararın yine incelenmesinin talep edilmesi üzerine bu talebi de reddetti. Adı geçenin Hakimler ve Savcılar Yüksek Heyeti Genel Kurulu'na yapmış olduğu itiraz üzerine, Genel Kurul, 3. Dairenin vermiş olduğu kararı yerinde görerek, bu adayın mesleğe kabul edilmemesine karar verdi ve bu karar kesinleşti.

Son üç sene içinde adaylığa kabul edilen 2 bin 879 kişiden 3 kişinin hakimlik ve savcılık mesleğine kabul edilmemesine karar verildi. Hakim adaylarının özel hayatları nedeniyle mesleğe kabul edilmediği yönündeki iddialar hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır."

Dinlemeye 'parmak izli' koruma

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, 30 Ocak'ta dinleme hükümleri için Teknik Büro'yu kurdu.

Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı'nın sorumluluğundaki büroda Savcı Tahsin Eroğlu ile bir katip görevlendirildi.

Parmak izi sistemli kapı

Teknik Büro konusunda yayınlanan genelgede kuşkulularla ilgili alınan dinleme kararlarının Teknik Büro'ya yerleştirilen 'şifreli dolapta' muhafaza edileceği bildirildi.

Ancak dinleme kararlarının güvenliği için şifreli dolap yeterli görülmedi. Dinleme kararlarının tutulduğu odanın güvenlik önlemi arttırıldı. Savcı Eroğlu'nun odasının bulunduğu katta yer alan odanın kapısına parmak izi sistemi kuruldu.

Parmak müsaadesi tanıyarak açılan odanın kapısını sadece görevli savcı ve katip açabiliyor.

Güvenlik kamerası

Teknik Büro'ya parmak izi sisteminin yanı sıra güvenlik kamerası da kuruldu. Odanın kapısını görecek şekilde güvenlik kamerası yerleştirildi. Güvenlik kamerası 24 saat güvenlik görevlileri tarafından izleniyor.

Teknik Büro nedir?

Teknik Büro, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu tarafından kuruldu. Eski sistemde soruşturma savcıları dinlemek istedikleri kişilerle ilgili olarak doğrudan mahkemelere talepte bulunuyordu.

Ancak yeni sistemde savcılar direkt mahkemelere dinleme için başvuramıyor. Öncelikle taleplerini Teknik Büro'ya iletiyor. Teknik Büro'da görevli bir savcı bulunuyor. Soruşturma yürüten diğer savcılar ise 'suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilme imkanının bulunmaması durumunda' dinleme için Teknik Büro Savcısı'ndan talepte bulunuyor.

Savcının talepleri Teknik Büro'da görevli savcı tarafından inceleniyor. Teknik Büro Savcısı'nın kabul etmemesi halinde dinleme yapılamıyor.

Kaynak: Al Jazeera

Sinop'ta KKKA'dan ölüm!

Sinop'un Boyabat ilçesinde Katliam Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı kuşkusuyla rehabilitasyona alınan kişi öldü.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ilçenin Kavak köyünde hayvancılıkla geçimini sağlayan Mehmet Ali Bostancıoğlu (56), 4 Nisan'da büyükbaş hayvanı üzerindeki keneleri temizledi. Ertesi gün halsizlik ve kusma şikayetiyle Boyabat Devlet Hastanesine kaldırılan Bostancıoğlu, serum tedavisinin ardından taburcu edildi.

Rahatsızlığının sürmesi üzerine bu kez Kastamonu'daki özel bir hastaneye başvuran Bostancıoğlu, burada 4 gün süren tedavisinden sonuç alınamayınca, KKKA hastalığı kuşkusuyla İstanbul'a sevk edildi. Bostancıoğlu, 12 Nisan'da kaldırıldığı İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde müdahalelere rağmen kurtarılamayarak 13 Nisan'da hayatını kaybetti.

Hastadan alınan kan örneklerinin sevk edildiği İstanbul Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsünde yapılan incelemede ise Bostancıoğlu'nun kanında, keneden bulaşan KKKA virüsünün bulunduğu belirlendi.

Sinop Halk Sağlığı Müdürü Dr. Tahsin Gökhan Telatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kan örneklerinin sevk edildiği İstanbul Bölge Hıfzıssıhha Laboratuvarından gelen sonuçların, Bostancıoğlu'nun KKKA'dan öldüğünü ortaya koyduğunu söyledi.

Öte yandan Bostancıoğlu'nun cenazesi, 14 Nisan'da Boyabat'ın Kavak köyünde toprağa verildi. Boyabat İlçe Sağlık Müdürlüğü görevlilerinin gözetimindeki cenaze töreninde, Bostancıoğlu'nun mezara konulan tabutu üzerine tedbir amaçlı kireç döküldü.

Sara ilacına geçici ithalat izni

Selma Bıyıklı Adabaş

Sağlık Bakanlığı, uzun süredir piyasada zor bulunan, belirli tiplerdeki sara, nöbet veya titreme ataklarının tedavisinde kullanılan "Mysoline" isimli ilacın üretiminde yaşanan sorunlar nedeniyle geçici ithalat izni verdi.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Kurumunca, "primidon" etken maddeli, belirli tiplerdeki sara, nöbet veya titreme ataklarının tedavisinde kullanılan "Mysoline 250 mg Tablet" isimli ilacın üretiminde yaşanan sorunlar nedeniyle geçici ithalat izni verildiği bildirildi.

Kurumun konuyla ilgili açıklamasında, uzun süredir zor bulunan ilacın dün itibarıyla piyasada meydana gelmesinin sağlandığı, hastaların yoğun talebi nedeniyle eczanelerden reçetesiz temininin önüne geçilmesi ve piyasada kısa sürede yoka girmesinin önlenmesi için yerli üretim yapılıp piyasaya verilinceye kadar "Normal Reçete İle Verilmesi Gereken Kontrole Tabi İlaçlar" reçetesi kapsamına alınmasına karar verildiği bildirildi.

Sağlık Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre bulunmayan ilaçlar listesinde meydana gelen mevzubahis ilaç Türk Eczacıları Birliği (TEB) tarafından temin ediliyordu.

Verilen geçici ithalat izniyle dün itibarıyla 57 bin kutu ilaç eczanelere dağıtıldı.

Bu ilaç birden kesilemez

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan, mevzubahis ilaç uzun süredir piyasada bulunmadığı için hastaların sıkıntı yaşadığını belirterek, "İhtiyacı meydana gelen hastalar bunu sürekli kullanmak zorunda. Birden bire kesilmesi sıkıntı yaratır" dedi.

Kalp ve akciğer hastalarına egzersizli rehabilite

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesindeki merkezde, kalp ve akciğer hastalarına yaptırılan çeşitli egzersizler sayesinde yaşamsal fonksiyonları ölçülerek, günlük yaşantılarında daha aktif olmaları ve başkalarına bağımlılıklarının azaltılması amaçlanıyor.

AKÜ Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Azasi Doç. Dr. Özlem Solak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp ve akciğer hastalığı meydana gelen kişilere yönelik rehabilitasyon uygulamaları yaptıklarını söyledi.

Bu tedavi yöntemini Türkiye'de ilk uygulayan merkezlerden biri olduklarını ve bunun zamanla yaygınlaştığını ifade eden Doç. Dr. Solak, şöyle konuştu:

''Türkiye genelinde daha yaygın bir şekilde uygulanmakta meydana gelen bu sistem sayesinde kalp ve akciğer hastalarının aerobik egzersiz sırasında tüm yaşamsal fonksiyonlarını yani kalp ritimlerini, nabızlarını, oksijen seviyelerini ve kan basıncını yakından gözlemliyoruz. Bu sayede egzersiz sırasında oluşabilecek rastgele bir sorunu hemen fark edebiliyoruz ve anında müdahale etme bahtımız oluyor. Hastalar günlük yaşamlarında daha rahat oluyorlar, daha aktif bir şekilde hayata katılabiliyorlar ve böylelikle diğer kişilere bağımlılıkları azalıyor.''

''Kardiyak rehabilitasyon, kalp hastalığı meydana gelen kişilerin fiziksel, psikolojik, fonksiyonel durumlarını en üst düzeye çıkarmak için yapılan rehabilitasyon çalışmalarının tümünü kapsıyor" diyen Doç. Dr. Solak, şunları kaydetti:

"Bu ünitede kalp hastalığı meydana gelen yani kalp krizi geçirmiş, damar sertliği olan, balon (stent) uygulanmış, bypass ameliyatı olmuş, kapak cerrahisi geçirmiş hastalar ve hipertansiyon hastalarına yönelik rehabilitasyon uygulamaları yapmaktayız. Kardiyak rehabilitasyon sayesinde hastaların fonksiyonel kapasiteleri gelişir ve günlük yaşamda bu hastalıklara bağlı ortaya çıkabilecek nefes darlığı, göğüs ağrısı, bacaklarda yorgunluk gibi yakıntılarının daha azaldığını görmekteyiz.''

Kalp hastalarının aerobik egzersizlerle kalp krizi veya kalp hastalığı nedeniyle ölüm oranlarının yaklaşık yüzde 20-25 oranında azaldığına dikkati çeken Doç. Dr. Solak, ayrıca tekrar ölümcül olmayan kalp krizi geçirme riskinin de kardiyak rehabilitasyon programına girmiş hastalarda önemli bir ölçüde azaldığını vurguladı.

-"Hastalar üzerinde faydalı oluyor"

Akciğer hastalığı meydana gelen kişilerin fonksiyonel kapasitelerini artırmaya yönelik Pulmoner rehabilitasyon çalışmaları uyguladıklarını bildiren Doç. Dr. Solak, şöyle devam etti:

''Pulmoner rehabilitasyon kapsamında daha genellikle kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), bronşektazi, astım gibi akciğer hastalığı meydana gelen kişilere yönelik rehabilitasyon uygulamaları var. Burada biz daha genellikle aerobik egzersizleri yani kol ve bacak gibi büyük kas gruplarını çalıştırdığımız, dayanıklılık egzersiz programları uygulamaktayız. Öncesinde fitnes salonunda kol ve bacağa yönelik güçlendirme eğitimi ve ısınma programı, ardından hastaları bisikletlerle yaptığımız aerobik dayanıklılık egzersiz programına dahil etmekteyiz. Bu program sayesinde hastaların fonksiyonel kapasiteleri daha iyi gelişmekte ve günlük yaşamda bu hastalıklara bağlı ortaya çıkabilecek nefes darlığı, göğüs ağrısı, bacaklarda yorgunluk gibi yakıntılarının daha azaldığını görmekteyiz. Bunun da hastalar üzerinde faydaları oluyor.''

Enerjiden yılda bir çeyrek altın tasarruf mümkün

Enerji Verimliliği Derneği Şubeler Sorumlusu İhsan Sabri Öksüz, enerji verimliliğini arttırmak için 21 ilde 34 bin kadınla görüştüklerini, enerji tasarrufunda yüzde 90'ın üzerinde başarıya eriştiklerini belirterek, "Bu proje sayesinde aileler, bütçeye yılda bir çeyrek altın katkı sağlamış oldu" dedi.

Öksüz, derneğin Kocaeli Şubesi'nde tertip ettiği basın toplantısında, derneğin enerjinin etkin ve verimli kullanılabilmesi için farkındalık oluşturmak amacıyla 2008 yılında kurulduğunu söyledi.

Dünyada 900 milyon insanın açlık sınırında yaşadığını, 1,5 milyar insanın ise suya erişmekte zorlandığına dikkati çeken Öksüz, enerjiyi ekonomik kullanmanın çok önemli olduğunu dile getirdi.

"Enerji verimliliğini artırmak amacıyla 21 ilde 34 bin kadınla bir araya geldik, enerji tasarrufunda yüzde 90'ın üzerinde başarıya ulaştık" diyen Öksüz, şunları belirtti:

"Bu proje sayesinde aileler, bütçeye yılda bir çeyrek altın katkı sağlamış oldu. Bu, 'Türkiye'de 4 milyar liralık enerji tasarrufu' demek. Bu, çok önemli bir tasarruf zira enerjinin yüzde 28'ini kendimiz üretiyoruz, geri kalanını ithal ederek 60 milyar dolar ödüyoruz. Dernek olarak bunun azaltılması yoluna gidiyoruz. Enerji tasarrufu yapan firmalar, 5. bölge teşviği kapsamına alınacak."

Öksüz, devletin enerji için her yıl 5 milyar dolar yatırım yapması gerektiğine işaret ederek, çocuklara temiz ve iyi çevre bırakmak amacıyla enerjiyi doğru kullanmak gerektiğini vurguladı.

Derneğin Kocaeli Şube Başkanı Ali Fuat Eyüboğlu da enerjinin daha verimli ve etkin kullanılması amacıyla çalışmaları sürdürdüklerini anlattı.

DİSK ile KESK arasında toplu iş sözleşmesi

DİSK'e bağlı Sosyal-İş Sendikası ile KESK'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) arasında, SES çalışanlarını kapsayan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) imzalandı.

SES Genel Merkezi'ndeki imza törenine, DİSK Genel Başkanı Kanaat Beko ve KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Prof. Dr. Mesut Gülmez, Sosyal-İş ve SES yöneticileri katıldı.

DİSK Genel Başkanı Beko, 6356 Sayılı Sendikalara ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası'nın öngördüğü, iş kolu barajı, işletme barajı ve yetki sisteminin İLO'nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri başta olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu ileri sürerek, bundan ötürü Anayasa'nın 90'ıncı maddesi gereği uluslararası sözleşmelerin esas alınması ve uygulamasının anayasal bir zorunluluk olduğunu söyledi.

Hükümetin çalışma hayatındaki uluslararası sözleşmeleri görmezden geldiği iddiasında bulunan Beko, şöyle konuştu:

"İLO'nun 87 ve 98 sayılı sözleşmelerine dayanan ilk toplu iş sözleşmelerimizi geçtiğimiz hafta Uluslararası Af örgütü Türkiye Şubesi ile imzaladık. Bu yolda ilerlemeye, sendikal haklarımızı üyelerimizden aldığımız güçle ve uluslararası sözleşmelere dayanarak doğrudan uyguluyoruz. İşte bugün de SES ile bu kapsamdaki ikinci toplu iş sözleşmemizi imzalıyoruz."

Beko, sözleşmenin sadece işçi sendikaları için değil kamu emekçileri sendikaları için de sendikal baraj ve yasakların aşılması, global sendikal hakların doğrudan uygulanması açısından önemli bir aşama olduğunu dile getirdi.

KESK Genel Başkanı Özgen de imzalanacak toplu sözleşmeyi önemli ve anlamlı bulduklarını ifade ederek, sözleşmenin diğer iş kolları için de emsal olacağını söyledi.

Konuşmaların ardından Sosyal-İş ile SES arasında, SES çalışanlarını kapsayan toplu iş sözleşmesi taraflarca imzalandı.

Genç babalar depresyon riski altında

Northwestern Üniversitesi'nden bilim insanlarının araştırmasına ortalama 25 yaşındaki 10 binden fazla erkek katıldı. Araştırmada, doğumdan sonraki ilk 5 yıl genç babalarda çöküntü riskinin yüzde 68 arttığı belirlendi.

Araştırmaya imza atanlardan Craig Garfield, bilhassa ebeveyn ve çocuk arasındaki bağlılık için önemli meydana gelen ilk 5 yıldaki depresyonun çocukları negatif etkilediğini, bu nedenle geçiş sürecini atlatmaları için anneler kadar babalara da yardım edilmesi gerektiğini belirtti.

''Eski hayatını'' özleyen depresyondaki babaların stresli olduğunu, çocuklarına henüz az kitap okuduğunu ve ihmalkar davrandığını belirten bilim adamları bu durumun çocuklarda dil, okuma ve tutum meselelerine yol açabileceği ikazına bulundu.

Kadınların yüzde 10'unun, erkeklerin ise yüzde 4-5'inin doğum ertesi depresyona yakalandığı tahmin ediliyor.

Araştırmanın neticeleri ''Paediatrics'' mecmuasında yayımlandı.

Postacılar, bu defa yarışma için yürüdü

Bursa Nilüfer Deresinde yapılan seçmelere Bursa, Balıkesir ve Yalova'dan biri bayan 20 yarışmacı katıldı. Kemal Sunal'ın 'Postacı' filmini hatırlatan görüntülerin yaşandığı yarışmada postacılar birinci olmak için kıyasıya mücadele etti. Müsabaka esnasında sırasında sık sık görevlilerden su alıp içen postacılar enteresan görüntüler oluşturdu. Erkekler 10 kilometre kadınlar ise 5 kilometreyi en erken sürede tamamlamak için ter döktü. Geçen yılın Türkiye birincisi Kadir Çolak yarışmayı yeniden birinci tamamladı.

Türkiye genelinde 9 bölgede yapılacak seçmeler neticesinde PTT Genel Müdürlüğü'nce daha sonra belirlenecek bir il ve tarihte Türkiye şampiyonası gerçekleştirilecek. Türkiye şampiyonasında dereceye girenler Balkan Ülkeleri Yürüyüş Yarışması sekreteryası tarafından belirlenecek bir ülkede düzenlenecek meydana gelen Balkan Ülkeleri Yürüyüş Yarışmasında Türkiye'yi temsil edecek.

42. Balkan Ülkeleri Yürüyüş Yarışmasında Türkiye seçmelerinde takım halinde Ankara PTT başmüdürlüğü birinci, Bursa PTT başmüdürlüğü ise 2. olmuştu. Ferdi sıralamada ise Bursa PTT başmüdürlüğünden Kadir Çolak ise Türkiye birincisi olma başarısı göstermişti.

19 POSTACI YARIŞTI

Bursa PTT Müdür Yardımcısı İhsan Ekem, bu yıl 43. düzenlenen Marmara bölge elemelerine Bursa'nın yanı sıra, Balıkesir ve Yalova PTT çalışanlarının katıldığını belirtti. Yarışmaya 19 erkek, bir de bayan postacının katıldığını aktaran Ekem, "Bursa bireysel olarak geçmişten beri Türkiye birincisi çıkaran bir il, İnşallah bu yılda yeniden buradan birincilikle sonra Türkiye birincisi ve takım halinde Türkiye birincisi olmak istiyoruz. Bu çalışmamızın bedeli geçmişte de bu başarıları elde etmiştik. Ülke genelinde postacı yürüyüşüne Balkan ülkeleri ve Türkiye'de büyük önem veriyoruz." dedi.

Teknik hakem Yılmaz Demirpehlivan ise yarışmanın belli kaideleri olduğunu belirterek, "Bu yürüyüşün iki kaidesi var. Temas kaybı ve diz kırma. Bu iki kuraldan birini ihlal ettiği zaman sporcuya ihtar verilir. Veya devamı halinde baş hakem tarafından kırmızı kart denen ihlal kurallarını tamamlamıştır ve üç hakemden de aynı ihtarı almışsa diskalifiye olur." şeklide konuştu.

Geçen yılın Türkiye şampiyonu ve yılda bölge yarışmasını birinci tamamlayan Kadir Çolak de, yarışmalarda başarılı olarak Bursa ve Türkiye'yi Balkanlar'da temsil etmek istediğini aktarırken, "Ülkemizin bayrağını Balkanlarda dalgalandırmak için elimizden gelen her türlü çabası göstereceğim." ifadesini kullandı.

YARIŞMAYA BAŞLAMADAN BİRİNCİLİK ALDI

Yarışmanın tek bayan yarışmacısı meydana gelen ve Bursa başmüdürlüğünde 4 ay önce göreve başlayan Özge Dikici kendisini ayrıcalıklı hissettiğini söyledi. Dikici, "Tabi tek bayan olmam bana rahatlık veriyor ama rakiplerimin olmaması demek salaş bir şekilde yarışacağım anlamına gelmiyor. Zira diğer tarafta rakiplerim var. Onun için daha iyi hazırlanacağım. Zaten daha önce de çalışmalarım oldu bundan sonrada olacak." şeklide konuştu.

Dikici, yarışmaya başlamadan önce birinciliğinin belli olduğunu vurgularken, asıl amacının iyi bir derece alıp daha sonraki yarışmalarda birinci gelmek istediğini söyledi.

Çekişmeli geçen müsabaka nihayetinde 5 kilometre mesafeyi 42 dakika 40 saniyede tamamlayan tek bayan yarışmacı Özge Ekici birinci olurken, erkeklerde 10 kilometrelik mesafeyi 49 dakika 38 saniyede tamamlayan geçen yılın Türkiye Şampiyonu Kadir Çolak da ipi göğüsledi. Müsabaka nihayetinde dereceye girenlere madalya verildi.

Zabıta mezarlıktaki sahte hafıza test yapınca.../ Video

Sosyal basında yayınlanan görüntüler, izlenme rekorları kırdı.

İlginç görüntü Bağcılar'daki bir mezarlıkta geçtiğimiz yaz kaydedildi. Mezarlıkta "hafızım" diyerek Kur'an okuyan ve cenaze yakınlarından para toplayan şahıs, zabıta ekiplerinin dikkati sonucu yakalandı. Zabıta aracına bindirilen şahısa hafız olduğu iddiasında ısrar edince enteresan bir teste tutuldu. Zabıta ekiplerinin namaz dualarını sorması üzerine okumaya başlayan sahte hafız, enteresan görüntüler oluşturdu. Fatiha Suresi'ni hiç bilmediği ortaya çıkan sahte hafızın görüntüleri sosyal basında izleme rekorları kırdı.

Sahte hafız testi geçemedi

En çok Milli Eğitim Bakanlığı şikayet edildi

Kamu Başdenetçiliği Kurumu 2013 seneyi faaliyet raporuna göre, müesseseye gelen en fazla şikayet, Milli Eğitim Bakanlığı konusunda oldu.

Kamu Başdenetçiliği 2013 seneyi faaliyet raporuna göre, kurum 29 Mart 2013 seneyi itibariyle şikayet başvurularını almaya başladı.

Kuruma, 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle toplam 7 bin 638 başvuru yapıldı. Başvuruların yüzde 57'si, kurumun internet sayfasındaki "e-başvuru" yoluyla gerçekleşti.

Kuruma yapılan başvuruların yüzde 27'si kamu personel rejimi, yüzde 15'i eğitim, öğretim, gençlik ve spor, yüzde 12'si çalışma ve sosyal güvenlik, yüzde 11'i ekonomi, maliye ve vergi alanında gerçekleşti.

Yapılan mevzubahis başvuruların; 954 başvuruyla yüzde 12,5'i Milli Eğitim Bakanlığı, 844 başvuruyla yüzde 11,1'i Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı, 432 başvuruyla yüzde 5,7'si üniversite ve fakülteler, 365 başvuruyla yüzde 4,8'i Maliye Bakanlığı'ni içeriyor. Kalan başvurular diğer bazı bakanlıklar, bankalar, özel şirketler, kamu idareleri ve KİT'lerden oluşuyor.

-En fazla şikayet İstanbul'dan

Raporda, başvuruların bölgelere dağılımına da yer verildi. Buna göre en fazla başvuru yüzde 27'lik nispeten Marmara Bölgesi'nden geldi. Bu bölgeyi yüzde 23 ile İç Anadolu, yüzde 11 ile Ege, yüzde 9 ile Karadeniz ve Akdeniz, yüzde 7 ile Doğu Anadolu ve yüzde 6 ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri takip etti. Başvuruların yüzde 1'lik kısmı ise yurt dışından yapıldı. Adres olmayan başvuru oranı ise yüzde 7 olarak gerçekleşti.

Başvuruların en fazla yapıldığı il, yüzde 18 oranıyla İstanbul oldu. Ankara yüzde 13, İzmir yüzde 5 ile İstanbul'u takip etti.

-6 bin başvuru sonuçlandırıldı

Kuruma yapılan 7 bin 638 şikayetin 6 bin 97'si sonuçlandırıldı. Başvuruların yüzde 35'ine "incelenemezlik" kararı, yüzde 37'sine, idari başvuru yolları tüketilmeden yapıldığı için "geri gönderme" kararı verildi.

Başvuruların yüzde 5,9'u e-posta ya da faks ile gelen dilekçelerin asıllarının gönderilmemesi nedeniyle "geçersiz" sayıldı. Gelen şikayetlerin yüzde 5,3'lük bölümü ise şikayetin geri alınması, inceleme müddeti içinde dava açılması, şikayetçi kişinin ölümü, şikayetle ilgili konunun çözülmesi gibi nedenlerle, "karar verilmesine yer olmadığı" kararıyla sonuçlandırıldı.

Başvurulardan, şikayetin yerinde olduğu kanaatine varılarak 64 tavsiye kararı, şikayetin yerinde meydana gelmediği kanaatine varılarak 37 ret kararı hazırlandı. 11 şikayet için ise "kısmen tavsiye kısmen ret" kararı verildi.

Türkiye'de kök hücre nakli 10 katına çıktı

Hücresel Tedavi ve Rejeneratif Tıp Kongresi Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, Türkiye'de halen 61 merkezde kan kanserleri ve hastalıklarında kemik iliği nakillerinin dünya standartlarında gerçekleştirildiği söyledi. Sağlık bakanlığı'nın kemik iliği nakillerini desteklemesi ve SGK'nın paket programıyla desteklemesiyle nakil yapan merkezlerin, dolasıyla hastaların sayısında artış olduğunu belirten Prof. Dr. İlhan, "Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kısa zamanda, 10 misli artan bir başarı yok" dedi. Prof. Dr. İlhan, tedavilerden alınan sonuçların ABD, İngiltere, Almanya'dan hiçbir farkı olmadığını da söyledi.

Kemik iliği nakil merkezlerinin 43'ünün erişkin, 18'inin de çocuk hastalara hizmet verdiğini hatırlatan Prof. Dr. İlhan, "Mutlulukla söylüyorum, Erzurum ve Diyarbakır'da da kök hücre merkezleri açıldı. Merkezlerin alt yapısı mükemmel. İki merkez (Erciyes Üniversitesi Genom ve Kök Hücre Merkezi ve Adana Başkent Hastanesi Kök Hücre Nakil Merkezi) ilgili uluslararası akreditasyon belgesi aldı. Uluslararası akteditasyon alan merkezlerin sayısı arttıkça gelecekte uluslararası oyuncu olma bahtımız daha da artacak" dedi.

TEK MERKEZ 50 YABANCI HASTAYA KEMİK İLİĞİ NAKLİ

Anadolu Sağlık Merkezi Uluslararası Hizmetler Direktörü Aslı Akyavaş 2010 Ağustos ayından beri hizmet veren kemik iliği nakil merkezinde bgüne dek 50 yabancı hastaya nakil gerçekleştiğini belirterek, "Yıllık 300 kemik iliği nakil kapasitesiyle Avrupa'daki ilk 5 merkezi arasındayız. 2011 yılında 10, 2012 yılında 14, 2013 yılında ise 26 yabancı yetişkin hastaya kemik iliği nakli yaptık" dedi. Yabancı hastaların Irak, Bulgaristan, Azerbaycan gibi ülkelerden geldiğini belirten Akyavaş, "Birçok Körfez ülkesiyle de anlaşmamız var. Dubai'den de hasta alıyoruz. Yabancı hastalara 24 saat boyunca ana dillerinde hizmet veiyoruz. Ayrıca havalimanından transfer hizmeti, kampüs içerisinde Butik Otel'de konaklama avantajı sunuyoruz. Uluslararası Hasta Odaklı 60 kişilik bir ekiple de hastanın hastanedeki bütün süreçlerinde yanlarında oluyoruz" dedi.

Kemik iliği nakillerinin maliyetinin yüksek olması nedeniyle hastaların tedavi ücretlerinin genellikle ülkelerinin sağlık bakanlıkları ya da çeşitli yardım kuruluşlarınca karşılandığını söyleyen Akyavaş, "Az da olsa özel sigortalı ve nakit ödeme yapan hastamız da bulunuyor. Türkiye uçuş mesafesinin kısa olması, vize probleminin olmaması, uluslararası deneyime sahip, güncel teknolojilere hakim Türk doktorların varlığı ve ülkemizin sağlıkta ileri teknoloji ürünler kullanılıyor olması nedeniyle cazip görülüyor" dedi. Akyavaş ayrıca yabancı hastaların onkoloji, onkolojik cerrahi ve kalp damar hastalıklarının rehabilitasyonu için de geldiğini söyledi. Akyavaş, "Uluslararası hastaların oranı başvurdukları bölüme ve aldıkları tedavi çeşitlerine göre değişiyor. Sözgelişi uluslararası hastalar Cyberknife hastalarının yüzde 50'sini, robotik cerrahi hastalarının yüzde 46'sını oluşturuyor" dedi.

HEDEF AMERİKA'DAN HASTA ALMAK

Medikalpark Hastaneler Grubu Anlaşmalı Kurumlar, Uluslararası Hasta Hizmetleri Direktörü Dr. Neslihan Kahraman, gruplarındaki 5 hastanede bugüne kadar yetişkin ve çocuk olmak üzere toplam 1250 hastaya kemik iliği nakli yapıldığını söyledi. Bunların yaklaşık yüzde 12'sinin yabancı hasta olduğunu hatırlatan Kahraman, "Orta Doğu, Kuzey Afrika, Turki Cumhuriyetleri, Balkan ve Körfez Ülkelerinden hasta alıyoruz. Hedefimiz Avrupa, Amerika ve Afrika'dan da hasta almak" dedi. Yabancı hastalarının nakil ücretlerini ya bireysel olarak ya da özel sağlık sigortası kanalıyla ödediklerini söyleyen Kahraman, ayrıca ülkelerin sağlık bakanlıklarıyla yapılan anlaşmalarla gönderilen hastalar olduğunu belirtti.

DİREKT UÇUŞLAR BİLE ETKİLİ

Türkiye hangi yönden hastalar için cazip? sorusuna karşılık Kahraman, "Türkiye, sağlık turizmi açısından son 5 yılda çok hızlı ilerleme kaydetti. Uluslararası hastalar, Türkiye'yi uluslararası akreditasyon, yüksek teknoloji, teşhis ve tedavi başarı oranları, rehabilitasyona başlangıç sürelerinin kendi ülkelerine göre daha kısa olması, uluslararası hasta hizmetleri kalitesi, 62 ülke ile vizesiz seyahat imkanı, dünyanın her yerinden Türkiye'ye direk uçuşlar gibi sebeplerle tercih ediyor. Türkiye'deki sağlık hizmetlerinin fiyatları dünyadakilerle karşılaştırıldığında yüzde 30-80 arasında daha uygun. Buna karşılık dünya standartlarında" dedi.

Grup olarak yılda 50-55.000 uluslararası hasta ağırladıklarını anlatan Karhaman, kemik iliği nakilleri dışında, organ nakli, ortopedi, kalp ve damar, beyin, plastik ve rekonstrüktif, bariatrik cerrahi, onkolojinin en çok hasta alan branşlar olduğunu söyledi.

Savcıdan sağlıkcılara hakaret ve şiddet iddiası

Türk Sağlık Sen İzmir Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Dikili Devlet Hastanesi'ne giden bir savcının, bir çalışana karşı hakaret ve küfür ettiğini, şiddet uygulamaya çalıştığını öne sürdü. Doğruyol, "Bizler sağlık çalışanları olarak, her zaman yanımızda olmalarını beklediğimiz yargı mensuplarından bu tür davranışları görmek istemiyoruz. Yaşanan olay bizleri derinden yaralamıştır." dedi.

İddiaya göre 15 Nisan 2014 Salı günü saat 16.00'dan sonra hastaneye yakınını götüren bir savcı, ilgili polikliniğe başvurdu. Poliklinikte görevli S.A., savcının kendisine küfrettiğini, hakaret ettiğini ve şiddet uygulamaya çalıştığını söyledi. Olay, çalışanlar tarafından tutanak altına alındı.

'YARGI MENSUPLARIMIZ, HER ZAMAN VATANDAŞA GÜVEN VERMELİ'

Olayla ilgili izah yapan Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Doğruyol, şunları kaydetti: "Bir yargı mensubumuz tarafından hastane çalışanına karşı yapılan hakaret, küfür ve yapılmaya çalışılan şiddet kabul edilemez. Bizler sağlık çalışanları olarak, her zaman yanımızda olmalarını beklediğimiz yargı mensuplarından bu tür davranışları görmek istemiyoruz. Yaşanan olay bizleri derinden yaralamıştır. Elbette bir bireyin yaptığı negatif davranış o camiayı değil, kişinin kendisini bağlar. Sağlık çalışanları olarak bizler hakimlerimizi, savcılarımızı her zaman yanımızda görmek istiyoruz. Nihai yıllarda sağlık çalışanlarına karşı hızla artan şiddet ve hakarete karşı sahipsiz kalan sağlık çalışanlarının tek ümidi yargı kalmışken, bir yargı mensubumuzdan bu tür bir davranışı görmek kabul edilemez. Yargı mensuplarımız, her zaman vatandaşa güven vermelidir. Yaşanan üzücü olay, şahi tlik yapan hastane çalışanları tarafından tutanak altına alındı. Hastane çalışanımızın talep etmesi durumunda kendisine her türlü hukuksal desteği vereceğiz."

Muhtar eski rakibi tarafından öldürüldü!

BALIKESİR'in Savaştepe İlçesi'nin Esenköy Mahallesi Muhtarı 42 yaşındaki İbrahim Erdil, iddiaya göre, yan yana meydana gelen ahırlardaki hayvanların dışkısı nedeniyle tartıştığı komşusu 35 yaşındaki Üzeyir Tursun tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. 2009 mahalli seçimlerinde rakibi olduğu muhtar Erdil'i vurduktan sonra jandarmaya teslim meydana gelen Tursun, tutuklandı.

Savaştepe'nin, eskiden köy meydana gelen Esenköy Mahallesi'nde, muhtarlık seçimlerindeki eski rakipler arasında, hayvan dışkısı nedeniyle çıkan tartışma kanlı bitti. Olay, geçen pazar günü saat 19.00 sıralarında meydana geldi. Ahırları yan yana olan, iki çocuk babası muhtar İbrahim Erdil ile 2009 mahalli seçimlerinde kendisine rakip çıkan iki çocuk babası Üzeyir Tursun, iddiaya göre, hayvan dışkısı nedeniyle tartıştı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Tursun, yanında taşıdığı av tüfeğiyle muhtar komşusuna dört kez ateş etti. Ağır yaralanan İbrahim Erdil, silah sesini duyup olay yerine gelen komşuları tarafından Savaştepe Devlet Hastanesi'ne götürülürken yolda yaşamını yitirdi.

Erdil'i vurup kaçan Üzeyir Tursun, bir süre sonra jandarmaya teslim oldu. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Tursun, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

HUSUMET ESKİYE DAYANIYOR

Mahalle muhtarı İbrahim Erdil ile Üzeyir Tursun'un, 2009 mahalli seçimlerinde muhtar adayı olarak karşı karşıya geldiği, seçim sonucunda Erdil'in 14 oy farkla muhtarlığı kazandığı ve o tarihten sonra da iki komşu arasında husumet oluştuğu ileri sürüldü. Öte yandan, İbrahim Erdil'in ölümü üzerine boşta kalan muhtarlık için ağustos ayında seçim yapılacağı öğrenildi.

Altının kilogramı 89 bin 450 liraya yükseldi

Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda (KMTP), BIST Altın Piyasası Endeksi evvelki kapanışa göre yüzde 0,9 değer kazandı, altının kilogramı ise 89 bin 450 liraya yükseldi.

Altın piyasasında 6 işlemde 3 milyon 133 bin 900 lira ve 9 işlemde 8 milyon 527 bin 251,6 dolar işlem hacmi kaydedildi. Gümüş piyasasında ise işlem olmadı.

Altın borsasında bugün en fazla işlem gerçekleştiren müesseseler İstanbul Altın Rafinerisi, Güvence Bankası, Zirve Döviz, Asya Katılım Bankası ve Uğuras Kıymetli Madenler olarak sıralandı.

Bugün gerçekleştirilen işlemlere ilişkin veriler şöyle:

TL/KG DOLAR/ONS AVRO/ONS
Önceki Kapanış 88.500,00 1.293,40 943,00
En Düşük 89.000,00 1.294,10
En Yüksek 89.620,00 1.305,00
Kapanış 89.450,00 1.305,00
Ağırlıklı Ortalama 89.540,00 1.300,16
İşlem Miktarı (Kg.) 35 203,9
İşlem Sayısı 6 9
İşlem Hacmi(TL-Dolar-Avro) 3.133.900 8.527.251,6
Toplam İşlem miktarı (Kg) 238,9
Toplam İşlem Adedi 15
Altın Piyasası Endeksi Evvelki Kapanış 2.974,02
Altın Piyasası Endeksi Bugünkü Kapanış 3.000,69
Altın Piyasası Endeksi Değişim (yüzde) 0,9
Çeyrek altın fiyatlarında nihai durum...

Beynin en iyi çalıştığı yaş

Simon Fraser Üniversitesi'nden bilim adamları, 24 yaşından sonra motor becerilerde azalma olduğunu ancak beynin bu azalmayı hızlıca telafi etmeyi öğrendiğini, dolayısıyla ''kurnazlaştığını'' belirtti.

Bilişsel ve motor maharetlerin ne zaman azaldığını anlamak için bilim adamları 3 bin 305 katılımcıya bu becerileri gerektiren bir bilgisayar oyunu oynattı.

Bilim adamları ortalama 24 yaşından sonra ''beyin hızının'' yavaşlamaya başladığını gördü.

Ancak oranla yavaş olsalar da daha yaşlı oyuncuların hız eksikliğini oyununun arayüzünü daha iyi kullanarak telafi ettiği ortaya çıktı.

140 yıllık hayalin çalışmaları sürüyor!

Türk mühendisleri tarafından adeta Ferhat gibi dağları delerek inşa edilen, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı M. Hilmi Güler döneminde mahalli bir proje olmaktan çıkarılarak 'Karadeniz-Akdeniz Yolu' adı altında ulusal bir proje haline dönüştürülen 'Dereyolu' çalışmalarının büyük bir bölümü tamamlandı.

Karadeniz'i İç Anadolu'ya bağlayacak en kısa yol meydana gelen tarihi Dereyolu sayesinde, halen 112 kilometre meydana gelen ve tehlikeli virajlarla dolu Ordu-Mesudiye yolu 52 kilometre kısalarak 60 kilometreye düşecek. Bunun yanı sıra 3.5 saat meydana gelen Mesudiye-Ordu güzergahı da 1.5 saate inecek.

4 ETAPTA DURMAK YOK

Karayolları 7. Bölge Müdürü Mehmet Çetin, 5 ayrı etaptan oluşan Dereyolu'nun inşaatının devam ettiğini belirtti. 1. etap meydana gelen Ordu-Uzunisa arasındaki 13 km'lik bölümün 2010 yılında tamamlanarak hizmete açıldığını hatırlatan Çetin, 2.etap meydana gelen Uzunisa'dan Topçam'daki HES'lere kadar meydana gelen 15 km'lik ulaşım yolunun bu yıl sonuna kadar bitirileceğini söyledi. Çetin, '15 km uzunluğunda projelendirilen güzergahta 6 adet toplam 2 bin 259 km uzunluğunda tünel, 370 metre viyadük bulunuyor. Toplam fiyati 130 milyon lira meydana gelen güzergah 2014 yılında bitirilecektir' dedi.

3. etap meydana gelen HES'lerin bulunduğu bölgeden Topçam Barajı'na kadar meydana gelen 20 km'lik yöntemin Karayolları Genel Müdürlüğü'ne devredilmeden önce DSİ tarafından yapıldığını hatırlatan Çetin, 'Güzergahta toplam uzunluğu 6 bin 757 km meydana gelen 13 adet tünel bulunuyor. Yoldaki eksiklikler Topçam-Mesudiye yolu ihalesi kapsamında yapılacaktır' bilgisini verdi.

4. etap meydana gelen Pınarlı-Topçam arasındaki yöntemin geçmiş yıllarda DSİ tarafından projesiz olarak genişletildiğini, kendilerinin ise yöntemin genişliğini 10 metreye çıkardıklarını kaydeden Çetin, 'Proje bünyesinde 2 adet toplam 2 bin 608 m uzunluğunda tünel bulunmaktadır. Proje bedeli 41 milyon lira olup mevzubahis iş keşif dahilinde bitirilemeyip ikmal ihalesi gerekmektedir' diye konuştu.

Bu arada Topçam Barajı Gölü altında kalan yöntemin alternatifi olarak daha önce DSİ tarafından yapılan 8 metre genişliğindeki yöntemin üst yapı seviyesine getirildiğini, 2011 yılında sathi kaplaması yapıldığını, yoldaki diğer eksikliklerin Topçam-Mesudiye yolu ihalesi kapsamında bitireceğini kaydeden Çetin, 'Topçam ayrımı ile Mesudiye ilçesine kadar meydana gelen güzergah 12 metre genişliğinde ihale edildi. Proje bünyesinde 410 metre tünel bulunuyor' şeklinde konuştu.

Öte yandan Dereyolu güzergahı üzerinde arazi satın alma çalışmasında Sivaslılar erken davranıyor. Sivaslılar, başta Topçam Baraj gölü etrafında olmak üzere Dereyolu'nun değişik güzergahlarından büyük oranda arsa satın aldılar. Ordu Valisi Kenan Çiftçi, Karadeniz-Akdeniz yolunun ileride cazibeli bir alan haline geleceğini belirterek, güzergah üzerinde yatım yapmak isteyen Sivaslı sayısında artış olduğuna dikkat çekti. Vali Çiftçi, 'Şu anda 300 civarında parsel sadece Sivaslılara satıldı ve nasıl yatırım yapabilirizin arayışı içerisindeler' dedi.

ORDU, 140 YILDIR BU YOLU BEKLİYOR

2004 yılında Topçam Barajı'na enerji imalatı için gerekli türbin, salyangoz ve diğer aksamların sağlıklı bir şekilde taşınması için başlanan, ancak daha sonra Eski Enerji Bakanı M. Hilmi Güler'in yöntemin bir bölümünü tamamlayıp gerisini Karayolları Genel Müdürlüğü'ne devretmesiyle inşaatı hızlanan yöntemin sıra dışı bir geçmişi var. Ordu- Sivas yolunda erişimin güç şartlar altında yapılması ve yüksek rakımlı dağların zirvesinden geçmesi, kışın ise sık sık kapanması üzerine ilk olarak 1873 yılından Dereyolu planlanıyor ancak çok masraf gerektirdiği için yapılamıyor. Ardından 1885-1890 seneleri arasında mühendis Çıngıryan Efendi tarafından yeniden projelendirilen yol, bir ön incelemeden öteye gidemiyor. 1908 yılında Erkan-ı Harp Yüzbaşısı Şevki Efendi tarafından bir kez daha gündeme getirilerek başlatılan yol, araya giren Trablus, Balkan, 1. Dünya ve Kurtuluş Savaşı yıllarında a rka planda kalıyor.

Dereyolu, Cumhuriyet'in kurulmasından sonra 1926-1928 yıllarında yeniden projelendiriliyor. Günün Ordu Valisi Ali Kemal Aksüt tarafından 1929 yılının Aralık ayında güzergahın Ordu tarafından başlayan kısmı Çavuşoğlu boğazında düzenlenen bir törenle temeli atılıyor. Ancak çalışmalar güzergah tartışmaları sebebiyle 1933 yılından itibaren durduruluyor. Bundan sonra yol uzun bir süre gündeme gelmiyor. Yol, 1950'li yıllarda Adnan Menderes hükümetinin yatırım hamleleri döneminde yeniden gündeme getirildiyse de, acil bir yatırım olarak görülmediği için üzerinde durulmuyor.

NATO'NUN KOMÜNİZM KORKUSU (!)

1970'li yıllarda yeniden gündeme gelen Dereyolu'na bu kez NATO karşı çıkıyor. Amerika ile Sovyet Rusya arasında dünyaya paylaşmak için cereyan eden soğuk savaş döneminde NATO 'bir Sovyet işgalinde tankların Karadeniz'den İç Anadolu'ya kolayca ulaşmasını sağlar' diye gündemden çıkmasını sağlıyor. Aradan geçen yaklaşık 45 senelik bir süre sonucu 1992 yılında dönemin Ordu Valisi Sami Seçkin zamanında düzenlenen törenle temeli atılan yol, grup köy yolu kapsamından ileri gidemiyor. 2003 yılında tamamı 500 milyon Dolar ve içinde 5 barajın yapımının öngörüldüğü Ordu Projesi kapsamında barajların ulaşımını sağlamak için Enerji Bakanı Hilmi Güler'in çabaları ile yeniden ele alınıyor. Aradan geçen yaklaşık 11 senelik bir sürede yol Topçam-Mesudiye arasındaki güzergah haricinde büyük ölçüde bitirilme aşamasına geldi.

'MİT Teklifi'nin 7. maddesi görüşülüyor

Teklifin 5. maddesi üzerinde AK Parti, CHP, MHP ve BDP, aynı içerikte ayrı ayrı önerge verdi.

Kabul edilen önergelerle, kamu kurum ve kuruluşlarından MİT'e naklen atananlardan, deneme müddetinde veya adaylık müddetinde başarısız olanların, eski kurumlarına naklen atamalarının yapılmasını öngören düzenleme, tekliften çıkartıldı.

Genel Kurul'da ayrıca 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na ilişkin Danışma Heyeti teklifi de kabul edildi.

Teklifin görüşmeleri 6. madde üzerinden devam ediyor.

Buna göre, TBMM'nin kuruluşunun 94. yıldönümü ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Genel Kurul, 23 Nisan Çarşamba günü özel gündemle saat 14.00'te toplanacak. Toplantıda, siyasi parti grup başkanları ve grubu bulunmayan partilerin genel başkanlarına 10'ar dakika söz verilecek.

MİT önerisinin 4 maddesi kabul edildi

-Kabul edilen önergeyle, MİT Müsteşarı hakkındaki soruşturmalarda, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulu Kanunu'nun Yüce Divan'da yargılanacak Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla ilgili soruşturma usüllerinden bazıları uygulanacak.

-Buna göre, soruşturma izni verilmiş bulunanlar, müsaade vermeye yetkili merci tarafından soruşturmanın emniyeti ve sıhhatli olarak devam etmesi amacıyla geçici süre ile görevden uzaklaştırılabilecek. Anılan kararlara karşı ilgililer 10 gün içinde Cumhurbaşkanlığına itiraz edebilecek. İtiraz üzerine Cumhurbaşkanı tarafından verilen karar kesin olacak

TBMM (AA) - MİT Müsteşarı ile ilgili soruşturmalarda, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulu Kanunu'nun Yüce Divan'da yargılanacak Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla ilgili soruşturma usullerinden bazıları uygulanacak.

AK Parti, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen MİT Yasa Teklifi'nin "soruşturma izni ve yargılamaya" ilişkin 7. maddesine yönelik değişiklik önergesi verdi.

Kabul edilen önergeye göre, Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin rastgele bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT Müsteşarlığı'na bildirecek. MİT Müsteşarlığı'nın, konunun görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirlemesi veya belgelendirmesi halinde adli yönden başka bir işlem yapılmayacak ve rastgele bir savunma tedbiri uygulanmayacak. Ancak ilgili fıkra hükümlerine göre işlem yapılabilecek.

MİT Müsteşarı ile ilgili soruşturmalarda, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulu Kanunun "Yüce Divan'da yargılanacak asker kişilerle ilgili soruşturma usulü" maddesinin bazı kararları uygulanacak.

Buna göre, soruşturma izni verilmiş bulunanlar, müsaade vermeye yetkili merci tarafından soruşturmanın emniyeti ve sıhhatli olarak devam etmesi amacıyla geçici süre ile görevden uzaklaştırılabilecek. Anılan kararlara karşı ilgililer, 10 gün içinde Cumhurbaşkanlığına itiraz edebilecek. İtiraz üzerine Cumhurbaşkanı tarafından verilen karar kesin olacak.

Araştırma veya ön inceleme, müsaade vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği denetim elemanlarıyla da yaptırılabilinecek. Bu şekilde görevlendirilen kişiler, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Ile Ilgili Yasada ön inceleme ile görevlendirilen kişilere tanınan yetkilere sahip olacak.

Soruşturma izni verilmemesi kararı ile ilgili ilgililer tarafından yapılan itirazın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi veya soruşturma izni verilmesi kararına karşı süresi içinde itiraz edilmemesi ya da bu itirazın Cumhurbaşkanı tarafından reddedilmesi üzerine, müsaade vermeye yetkili merci tarafından soruşturmayı yapmak üzere denetim elemanlarından üç kişilik bir soruşturma heyeti oluşturulacak. Kurul, soruşturma sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere sahip olacak ve soruşturma sırasında hakim kararı alınması gereken hususlarda yetkili mahkemelere başvuracak.

Kurul, yaptığı soruşturma sonucunu bir rapor ile tespit ederek müsaade vermeye yetkili merciye sunacak. İzin vermeye yetkili merci kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verecek. Bu karar kesin olacak.

MİT Müsteşarı, Yargıtay ilgili dairesince yargılanacak. Aynı konuya ilişkin yeni ve somut delil ortaya çıkmadan, yeniden soruşturma yapılamayacak.

Sakık: Hakan Fidan ve ekibini tebrik ediyorum

Görüşmelerde önerge üzerine söz alan Ak Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, "Çok önemli bir önerisi görüşüyoruz. 1980'li senelerden bu yana MİT Kanunu'nda böyle önemli bir değişiklik yapılmamıştı. Günün koşullarına göre, ihtiyaçlarına göre Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın her tarafında böyle ulusal istihbarat teşkilatları var ve onlar çok önemli görevler ifa ediyorlar. O kurumlardaki yapılanmaya uygun bir şekilde böyle bir teklif gelmiş ve bu teklife hükümetimiz de katılıyor. Tamamen iyi niyetli yapılan, Anayasa'ya uygun, MİT'in görev alanlarını açık seçik belirleyen, daha şeffaf hale gelmesini sağlayan ve dolayısıyla, çağdaş bir kurum olarak MİT'e yeni bir veçhe kazandırmak amaçlanıyor. Ama, burada, bakıyorum, teklif görüşülmeye başladığından beri bilhassa muhalefet konuşmacıları bu MİT Yasası üzerinden ilgisi olmayan konulara giriyorlar, Hükümetimizi, Başbakanımızı ve bu ko nuda MİT üzerinden alabildiğine eleştiriyorlar. Bir bilgi kirliliği mevzubahis oluyor. MİT önerisi bir tarafa bırakılıyor tamamen hükümete, başbakana kasetler, montajlar ve şantajlar konuşuluyor. Bir defa bu teklif yerinde bir teklif, gerekli bir teklif hazırlayanlara teşekkür ediyorum ve hukuka uygun bir teklif, MİT'i daha iyi şeffaflaştıracak bir teklif" dedi.

AKBULUT : ÇOK BAŞARILI VALİLİK YAPTIM

Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü: "O kadar ilgisiz konuşmalar yapılıyor ki dün akşam saatlerinde İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal benim Şanlıurfa şehrinde Valilik yaptığım sırada bu konuyla hiç alakası meydana gelmediği halde, yeri meydana gelmediği halde dünya dolusu o dönemde faili meçhuller olduğu tarzında bir laf söyledi. Ben Şanlıurfa'da 6 yıl Valilik yaptım ve çok başarılı Valilik yaptım. O dönemde bütün doğu ve güneydoğuda terör olayları çok yaygın olduğu halde, Şanlıurfa ilinde, halkla bütünleşen bir vali imajıyla, çok nadir terör olayları oluyordu ve onların da üzerine gidilip bütün faillerinin en kısa zamanda bulunması için her türlü çalışma yapılıyordu. O dönemde, Şanlıurfa şehrinde dergah projesi gibi, örgütlü sanayi bölgesi gibi, üniversite kurulması gibi çok önemli hizmetler ifa edildi. Dolayısıyla, böyle bir, 18 yıl önce, şerefle, onurla gerçekleştirdiğim b öyle bir hayırlı hizmetle ilgili olarak Sayın Mahmut Tanal'ın böyle bir konuşma yapmasını çok yadırgadım. Bir hukukçu olarak, adeta, hedef gösteriyor, benim şahsımı bu konuda birtakım yerlere hedef gösteriyor. Ve bu konuda yaptığı konuşmanın hukuka, usule, ahlaka uymadığı kanaatindeyim" dedi.

ÇOK SİNİRLENDİ,KÜRSÜYÜ YUMRUKLADI

Ardından söz alan BDP muş Milletvekili Sırrı Sakık, Akbulut'a tepki gösterdi. Kürsüyü eliyle vuran Sakık, Akbulut'a yönelik olarak şunları söyledi: "Sizin bulunduğunuz dönemde 1994 yılında Nazım Babaoğlu gazeteciydi, ve Urfa'da katledildi, il başkanımız sizin dönemizde katledildi. Şimdi sizde biliyorsunuz ki, Allahta bilir o dönemin MİT, kontrgerilla,çeteler ve JİTEM sizinde haberiniz var. Hala buraya siz buraya çıkıp başarılı vali olduğunu söylüyorsunuz. Özeleştiride bulunmalısınız burada. Sizin dönemizde cinayetler işlenmişse, siyasi partinin temsilcileri öldürülmüşse çıkıp buradan ahkamdan ve namustan bahsedemezsiniz bize. Siz karanlık bir ödemede valilik yaptınız ve bu insanlar katledildi. Çıkıp buradan katilleri kollayan bir anlayışa buradan tahammül bekleyemezsiniz"dedi.

HAKAN FİDAN VE EKİBİNİ TEBRİK EDİYORUM

Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geriliyoruz çünkü haklıyız. Biz yaralıyız. Binlerce faali meşru cinayetlerin işlendiği topraklardan geliyor ve biz yaşadık nasıl cinayetler işlendiğini. Siz çıkın Allah adına söyleyin siz biliyorsunuz kimlerin onları katlettiğini benden daha iyi biliyorsunuz. Bir yasa görüşülüyor. Bu yasa MİT yasası. Neden ulusalcı ve milliyetçi cephenin bu yasaya karşı durduğunu biliyoruz. Bir dönemden bahsediyoruz. İçinde MİTin JİTEM'in çetelerin aşiretlerin olduğu bir dönemde de faali meçhul cinayetlerden. Bu ulusalcı ve bu milliyetçi cepheler bundan rahatsızlık duymadı. Ses seda da çıkmadı. Ama bugün asıl sorun MİT'in bu konudaki otoriter yapısının yasalarca yine dizayn edildiğini biz iyi anlıyoruz. Çünkü siz Oslo'dan başlayan ve bugün İmralı'da devam eden süreçle ilgili ciddi şekilde buna karşısınız. Eğer kanı durduracaksa, eğer bu güne kadar bu görüşmelerde bakın sürekli şerefsizlikle insanlar itham ediliyor. 'Kim ki görüştüyse şerefsizdir' diyor. Biz bunu iade ediyoruz. Biz görüşüyoruz biz şerefli insanlarız. BDP görüşmeleri sürdüren bir partidir. Gidip İmralı ve Kandilli ile de görüşüyor, gelip iktidarla da görüşüyor. Bu şerefli bir iştir. Kanı,ölümleri durdurmak şerefli bir iştir. Şerefsizlik nedir biliyormusunuz. Kana seyirci kalmaktır ölümlere seyirci kalmaktır. MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada mitin bir katkısı varsa bundan mutlulukta duyarız" dedi.

Bakan Ala'dan 1 Mayıs açıklaması

İçişleri Bakanı Efkan Ala, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü konusunda olarak, "Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapan insanların hak ve hukukunu ve onların güvenliğini korumak için o yerler belirlenir. Gösteri yürüyüşü yapanları engellemek değil bizim derdimiz. Bizim derdimiz onların güvenliğini sağlamak" dedi.

Silvan'daki 13 şehit dosyasını 3 albay inceleyecek

DİYARBAKIR'ın Silvan İlçesi'nde PKK'lıların 13 askeri şehit ettiği, 7 askeri de yaraladığı saldırıyla ilgili, 'görevi ihmal' iddiasıyla açılan davada, askeri mahkeme olayda sanıkların kusurunun bulunup bulunmadığının incelenmesi için dosyanın 3 Albay'dan oluşacak bir bilirkişi heyetine gönderilmesine karar verdi.

Silvan İlçesi'nde 14 Temmuz 2011 günü PKK'lıların 13 askeri şehit ettiği, 7 askeri de yaraladığı saldırıda ihmalleri bulunduğu iddiasıyla Silvan 4'üncü Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Murat Toprak, 4'üncü Taktik Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı Milbay Şahin, 1'inci Bölük Komutanı Üsteğmen M. Emin Karagöz ve 2'nci Bölük Komutanı Üsteğmen Necmettin Erdoğan'ın tutuksuz olarak yargılanmalarına, Diyarbakır'daki 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde bugün devam edildi. Görevi ihmalden 2 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yangılanan sanıklar duruşmaya katılmazken, sanık Binbaşı Milbay Şahin'in avukatı Mehmet Ali Arslan ve şehit askerlerden Aykut Delimehmetoğlu'nun babası Beytullan Delimehmetoğlu hazır bulundu.

DOSYAYI 3 ALBAY İNCELEYECEK

Duruşma dosyasına gelen evrakları okuyan mahkeme heyeti, daha sonra tarafların görüşünü sordu. Görüşü sorulan şehit babası Beytullah Delimehmetoğlu, "Sanıkların tutuklanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.

Daha sonra ara hükümlerini açıklayan mahkeme, soruşturma aşamasında görüşüne başvurulan bilirkişilerin farklı illere tayin edilmiş olabileceklerini gözönüne alarak, bilirkişilerden yine görüş alınması hükmünden vazgeçilmesine hükmetti. Mahkeme, Silvan olayında sanıkların ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için Jandarma Albay rütbesindeki 3 kişiden oluşacak bilirkişiye dosyanın gönderilmesine karar verdi. Mahkeme dosyayı inceleyecek bilirkişilerin Jandarma Komando Tabur Komutanlığı görevinde bulunmuş, İç Güvenlik ve Komando harekatı konularında yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmaları gerektiğini belirtti. Askeri Mahkeme, bu niteliklerde 3 Jandarma Albay'ın tespit edilip, bilirkişi kurulu kurulması için Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne talimat yazılmasına karar verdi.

2 kız öğrenci sulama kanalına düştü

Eskişehir'de sulama kanalına düşen 2 kız öğrenciden biri yurttaşlar tarafından kurtarıldı, diğerini ise arama çalışmaları devam ediyor.

Alınan bilgiye göre, Şehit Barış Öztürk Ortaokulu 8. sınıf öğrencileri olduğu öğrenilen Nuray F. (14) ile Elanur Ç. (14) daha bilinmeyen bir nedenden ötürü Çamlıca Semti yakınından geçen DSİ'ye ait sulama kanalına düştü.

Çocukların düştüğünü gören bir vatandaş, kanal üzerindeki yaya köprüsünün altında Elanur Ç'yi yakaladı. Elanur Ç, olay yerine gelen 112 Ivedi Servis ekiplerince Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.

Sulama kanalında gözden kaybolan Nuray F'nin bulunması için polis ve itfaiye ekiplerinin yanı sıra Arama Kurtarma Derneği'nden (AKUT) gelen 3 dalgıç çalışmalarını sürdürüyor.

16/04/2014 tarihli atama kararları

16 Nisan 2014 ÇARŞAMBAResmi GazeteSayı : 28974

ATAMA KARARLARI

Adalet Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/283

1 - Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp İhtisas Heyeti Genel Cerrahi Üyeliğine, İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Azasi Prof. Dr. Mustafa ÖNCEL'in görevlendirilmesi, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 26 ncı ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddeleri uyarınca uygun görülmüştür.

2 - Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Bekir BOZDAĞ

Başbakan Adalet Bakanı

Adalet Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/284

1 - Adli Tıp Kurumu Dördüncü Adli Tıp İhtisas Heyeti Başkanlığına, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alaattin DURAN'ın görevlendirilmesi, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 26 ncı ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddeleri uyarınca uygun görülmüştür.

2 - Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Bekir BOZDAĞ

Başbakan Adalet Bakanı

Adalet Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/285

1 - Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Heyeti Genel Cerrahi Üyeliğine, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastane Genel Koordinatörü ve Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim azasi Prof. Dr. Adem AKÇAKAYA'nın görevlendirilmesi, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 26 ncı ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddeleri uyarınca uygun görülmüştür.

2 - Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Bekir BOZDAĞ

Başbakan Adalet Bakanı

Adalet Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/286

1 - Adli Tıp Kurumu İkinci Adli Tıp İhtisas Heyeti Genel Cerrahi Azasi Doç. Dr. Fatih AYDOĞAN'ın bu görevinden alınması, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 26 ncı maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 - Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Bekir BOZDAĞ

Başbakan Adalet Bakanı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/271

1 - Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +6400 ek göstergeli Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğüne Başmüfettiş Muhsin DERE'nin atanması, 657 sayılı Kanunun 68/B ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 - Bu Kararı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Fikri IŞIK

Başbakan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/272

1 - Bilgi İşlem Daire Başkanı Dursun GÖKMEN'in başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alınması, 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 - Bu Kararı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Faruk ÇELİK

Başbakan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/287

1 - Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Bakanlık Müşavirliğine Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Hizmet Sunumu Genel Müdürü Adem ONAR'ın atanması, 657 sayılı Kanunun 59 ve 74 üncü maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 - Bu Kararı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Faruk ÇELİK

Başbakan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/288

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Bakanlık Müşavirliğine, Müsteşar Yardımcısı Mehmet İSLAMOĞLU'nun atanması, 657 sayılı Kanunun 59 ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN İdris GÜLLÜCE

Başbakan Çevre ve Şehircilik Bakanı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/289

1 Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Ahmet AYYILDIZ'ın başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alınması, 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN İdris GÜLLÜCE

Başbakan Çevre ve Şehircilik Bakanı

Ekonomi Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/290

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Bakanlık Müşavirliğine İbrahim Zait CEYHAN'ın atanması, 657 sayılı Kanunun 59 ve 60 ıncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Ekonomi Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Nihat ZEYBEKCİ

Başbakan Ekonomi Bakanı

Gençlik ve Spor Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/295

1 Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Türker Turan YILDIZ'ın başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alınması 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Gençlik ve Spor Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Akif Çağatay KILIÇ

Başbakan Gençlik ve Spor Bakanı

Gençlik ve Spor Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/296

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığına, Bakanlık Müşaviri Huzeyfe YILMAZ'ın atanması, 657 sayılı Kanunun 68/B ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Gençlik ve Spor Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Akif Çağatay KILIÇ

Başbakan Gençlik ve Spor Bakanı

Gençlik ve Spor Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/297

1 Bakanlık Müşaviri Ercan YAVUZ'un başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alınması 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Gençlik ve Spor Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Akif Çağatay KILIÇ

Başbakan Gençlik ve Spor Bakanı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/273

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Bakanlık Müşavirliğine, Müsteşar Yardımcısı Dr. Ferhat ŞELLİ'nin atanması, 657 sayılı Kanunun 59 ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Mehmet Mehdi EKER

Başbakan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı

Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/274

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Bakanlık Müşavirliğine, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Volkan KAPLAN'ın atanması, 657 sayılı Kanunun 59 ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Hayati YAZICI

Başbakan Gümrük ve Ticaret Bakanı

Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/275

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Gümrük ve Ticaret Başmüfettişliğine, Tevfik USTA'nın atanması, 298 sayılı Kanunun Ek-7 nci maddesi, 657 sayılı Kanunun 76 ncı maddesi ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Hayati YAZICI

Başbakan Gümrük ve Ticaret Bakanı

Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/276

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Gümrük ve Ticaret Başmüfettişliğine, Doğu Marmara Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Faruk TÖREMİŞ'in atanması, 657 sayılı Kanunun 76 ncı maddesi ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Hayati YAZICI

Başbakan Gümrük ve Ticaret Bakanı

Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/277

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Gümrük ve Ticaret Başmüfettişliğine, Gümrük ve Ticaret Müfettişi Şenay ALGÜN'ün atanması, 657 sayılı Kanunun 68/B ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Hayati YAZICI

Başbakan Gümrük ve Ticaret Bakanı

Kalkınma Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/291

1 Açık bulunan 1 inci derece kadrolu ve +3600 ek göstergeli Bakanlık Müşavirliğine, I.Hukuk Müşaviri Ahmet KELEŞ'in atanması, 657 sayılı Kanunun 59 ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Kalkınma Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Cevdet YILMAZ

Başbakan Kalkınma Bakanı

Maliye Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/292

1 Açık bulunan 5 inci derece kadrolu Vergi Müfettişliklerine yapılan yeterlik sınavında başarı gösteren Salih BAYAR, Ramazan ÖZDEMİR, İsmail Yener ÇINAR, Halime Eda KAÇAR, Ömer GÜLEÇ, Volkan ÖKSÜZ, Gökhan ZURNACI, Alaaddin ERTAŞ'ın atanmaları, 657 sayılı Kanunun değişik 36 ncı maddesinin (A) bendinin 11 inci fıkrası, 45 ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Maliye Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Mehmet ŞİMŞEK

Başbakan Maliye Bakanı

Maliye Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/293

1 Açık bulunan 5 inci derece kadrolu Vergi Müfettişliklerine yapılan yeterlik sınavında başarı gösteren Osman ÖZDEMİR, Deniz ŞAHİN, Cumhur Gürkan BOYAR, Nuray SARIKAN, Aydın KOCA, Ayşegül BIÇAKCI, Yusuf BEKTAŞ, Emrah AKÇAY, Nihal ŞENGÜL, Ayça ARAT, Mustafa AKBULUT, Oktay COŞGUN, Osman ÇAMLI, Gizem ÇİÇEKÇİ FİLİK, Fethiye ELMA, Hüseyin Murat BATTAL, Baki ASLAN, Zehra KOPAR, Cem SUSULU, Mustafa MAZLUMOĞLU, Selahattin BARLIK, Çağlar KÜPCÜ, Şahin ÇAVUŞOĞLU, İrfan ASLAN, Ercan YARDIM, Leman KILINÇKAYA, İbrahim ELMAS, Taner SUNGUR, Ömer KAPLAN, Alper GÜZELYALÇIN, Faruk DEMİRHAN, Levent ASARKAYA, Ertan AYDOĞAN, Soner ŞAHİN, Harun ÇELİK, Ufuk YILMAZ, Mustafa Sefa MAZLUM, Sedat ÖNER, İnci Mürüvvet GÜNDOĞAN, Filiz FİDAN, Yekta İNÖZÜ, Kayhan YÜKSEL, Halil GENCER, Selda CEYLAN, Mustafa Raşit ÖZEN, Emre GÖK, Onur Kemal ALBAYRAK, Mehmet SAYDAN, Özgür KILINÇKAYA, İskender EKİCİ, Derya BUDAK ŞEN, Mustafa Serhan YIL DIRIM, Yunus Emre ÜNAL, Fatma Gül DÖLEK, Serhat KÜÇÜKKARACA, Levent Onur AYDUĞAN, Bilal ÖZKUL, Nur YEŞİLKAYA, İbrahim UZUN, Barış EREL, Sinem BARAN MENGÜLOĞUL, Musa Onur BESKİSİZ, Mehmet AYVALLI, Orhan SALDAMLI, Sinan YILMAZ, Duygu GENÇ, Bahadır KÜPOĞLU, Sultan Burçin AKSOY, Demet DURMAZ, Utku ÇELİK, Didem EKER, Tuğba ÖZER, İsmail AKTAY, Filiz YAĞIZ, Ali ŞENEL, Hüseyin ERÖZYÜREK, Kadir TUNÇ, Engin ÖZDEMİR, Erhan ÜSTÜN, Mehmet BALCIOĞLU, Serdar ÇELİK, Volkan EKİNCİ, Hakan DUTUCU, Emel ARTIKLAR, Hatice ÜN ÖCAL, Mehmet Fatih ÖZMEN, Seylan KARAHAN, Derya TOPAL, İsmet AKGÖZ, Ömer DURGUN, Mert ENDAR, Yasemin EFİR, Nazife GÖKALP, Mustafa OK, Zeynep Ceren TURAN, Ulvi Cantürk KAYA, Mehmet PAZOĞLU, Suna CERİT, Nilay ÖZAYDIN, Abdullah AKKUŞ, Ahmet TORBALI, Dilşah YARŞILIKAL, Ahmet EKİN, Ömer ATA, Didem ERÇAKAL, Seyfullah KUZU, Seyit AKPINAR, Nuran SARIASLAN, Gülhan KABADAYI, Gökhan ALDEMİR, Mevlüt KAYA, Engin ALTINIŞIK, M ustafa ERGÜNEŞ, Armağan SÜTLÜOĞLU, Abdulcelil TEKDEMİR, Emre SARKMAZ, Tuğçe ÜREDİLER, Ümit EYLEV, Ersin TURHAN, Serkan BÜYÜKLEBLEBİCİ, Servet UÇKAN, Musa DENİZ, Metin AKBIYIK, Erdem KARAKURT, Ahmet K.KARACA, Ümit AKGÜMÜŞ, Selda YILDIZ ÇEVİK, Mehmet YILMAZ, Cihan ALADAĞ, Celalettin HAMAYKAYA, Burhan GÖRÜR, Kevser DOĞAN ÇAMPINAR, Sait KÖYSÜREN, Cihan ORS, Mustafa HASDEMİR, Ayşe Damla ORKAN, Meltem Gülen KOÇ, Mehmet BAYRAM, Emine AYLUÇTARHAN, Burcu ALAN, Duygu Nur YILMAZ, İsmail SOYALP, Şerif AŞKIN, Fatih HAYTA, Fatih KAYNAK, Ali Kemal GAYGILI, Sabri UZUN, Yıldıran YILDIRIM, Resul ÖZMEN'in atanmaları, 657 sayılı Kanunun değişik 36 ncı maddesinin (A) bendinin 11 inci fıkrası, 45, 67 ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Maliye Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Mehmet ŞİMŞEK

Başbakan Maliye Bakanı

Maliye Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/294

1 Açık bulunan 5 inci derece kadrolu Vergi Müfettişliklerine yapılan yeterlik sınavında başarı gösteren Hasan Burak GÖKÇEN, Bekir ÇELİK, Serkan SARI, Fatih GÜVEN, İlyas ÖZEL, İsmail DUNDAR, Asım CENGİ, Mustafa UZUN, Ahmet Ulvi ÇOŞKUN, Ali KOYUNCU, Zeki GÖKHAN, Kadir SARICA, Gökhan DEMİRLİ, Üzeyir GÜLLÜ ile Hacı Ali GÖK'ün atanmaları, 657 sayılı Kanunun değişik 36 ncı maddesinin (A) bendinin 11 inci fıkrası, 45 ve 76 ncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.

2 Bu Kararı Maliye Bakanı yürütür.

15/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Mehmet ŞİMŞEK

Başbakan Maliye Bakanı

AK Partili vekillere 'Köşk' anketi

Bahar Atakan

Ak Parti, Cumhurbaşkanlığı adaylığında öne çıkan isimleri belirlemek üzere bir anket formu hazırladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partili milletvekilleriyle bugün yapacağı toplantıda dağıtılacak formda vekillerden "cumhurbaşkanlığı seçimi için akıllarındaki üç ismi" forma yazları istenecek. Formları dolduran milletvekillerinin ad ve soyadlarını yazmaları isteniyor.

Erdoğan'ın Ak Parti Genel Merkezi'nde milletvekilleriyle yapacağı toplantıda mahalli seçimlerinin sonuçları değerlendirilecek; başarılı ve başarısız iller tartışılacak. Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağına yönelik mesajı da bu toplantıda milletvekillerine vermesi bekleniyor.

Toplantıda, hazırlanan anket formunun da dağıtılması bekleniyor. Böylece parti vekillerin, Cumhurbaşkanı adaylarını öğrenmiş olacak. Formda 3 bölüm yer alıyor. Birinci bölümde "Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir takım aday göstermek istersiniz?" diye sorularak üç isim yazmaları isteniyor. İkinci bölümde, "Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda görüş ve önerilerinizi belirtiniz" denilerek vekillerin ucu açık cevaplar vermesi isteniyor.

Formları dolduran milletvekillerinin ad ve soyadlarını yazmaları için de formda bölüm bulunuyor. Böylece kimin, hangi ismi önerdiği açık olacak.

3 dönem sorusu

Üçüncü bölümde ise milletvekillerine Ak Parti tüzüğüyle ilgili bir soru yöneltiliyor. "Tüzüğümüzde yer alan seçilmeye ilişkin sınırlamayla ilgili görüşünüz nedir?" diye sorularak "Sınırlamalar kaldırılmalı" veya "Mevcut aranjman devam etmeli" seçeneklerinden birinin tercih edilmesi istenecek.

Son bölümde yer alan soru, Ak Parti'de, "üç dönem görev, bir dönem dinlenme" kuralının yine tartışmaya açılacağı şeklinde yorumlandı. Ak Parti Tüzüğü'nün 132. maddesi, üç dönem siyaset yapanlara bir dönem ara verme mecburiyeti getiriyor. Tüzük gereği yine aday olamayacaklar arasında Erdoğan'ın da aralarında olduğu 70'in üzerinde isim bulunuyor.

'Cumhurbaşkanlığı için görüşmediler'

Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan arasında cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve sonrasıyla ilgili konuların şu ana kadar kesinlikle görüşülmediğini, bu konuların ele alınacağı görüşmenin yakın bir süreçte gerçekleşeceğini söyledi. Sever, basında bu konuyla ilgili yer alan haber ve senaryoların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. (AA)

Özel okullara girişte '3 temel ders' kriteri

Özel okullar da Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yapacağı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) ile öğrenci alacak ancak değerlendirme 3 temel ders üzerinden yapılacak. Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Eş Başkanı Cem Gülan ve Özel Okullar Kayıt Komisyonu Eş Başkanı Güler Kamer imzasıyla yapılan açıklamada, 2014-2015 öğretim yılında özel okulların lise hazırlık veya lise 1'inci sınıflarına MEB'in yapacağı merkezi sınavlarla öğrenci alacağı belirtildi. Ancak özel okullara girişte farklı bir hesaplama yöntemi belirlenecek.

EN YÜKSEK PUAN 800 OLACAK

MEB, TEOG'u 6 temel ders üzerinden yapıyor. Özel okullar ise bu sınava giren talebelerin 3 ana ders meydana gelen Türkçe, matematik ve fen bilgisinden alacağı puanları dikkate alarak öğrenci kabul edecek. Ayrıca puan hesaplaması yapılırken sadece bu yıl için 8'inci sınıf Yıl Sonu Başarı Puanı (YBP) da puan hesaplamasına dahil edilecek. En yüksek puan ise 800 olacak.

5 günlük haritalı hava tahmini

Meteoroloji'den yapılan nihai değerlendirmelere göre; Doğu Karadeniz, İç Anadolu'nun doğusu, Doğu Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Edirne ve Tokat çevrelerinin sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; sabah saatlerinde Mardin ve Batman, öğle saatlerinde Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır ve Mardin çevrelerinde mahalli olarak kuvvetli olması bekleniyor.

HAVA SICAKLIĞI :İç ve batı kesimlerde 1 ila 3 derece artacağı, Doğu Anadolu'nun doğusunda 2 ila 4 derece azalacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.

RÜZGAR :Batıda güney ve batı, doğuda güney ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, Kuzey Ege kıyıları ve Çanakkale ile yağış alan yerlerde yağış anında yer yer kuvvetli olarak (30-50 km/s) esmesi bekleniyor.

UYARILAR

KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Yağışların; sabah saatlerinde Mardin ve Batman, öğle saatlerinde Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır ve Mardin çevrelerinde mahalli olarak kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek negatifliklere karşı (su baskını, yıldırım, lokal dolu yağışı, ulaşımda aksamalar vb) dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir

Çetinsaya: Doktoralı öğretim elemanı oranı yüzde 45

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, "Meslek yüksekokullarında yine düzenlemeye ihtiyaç var. İkinci hedef kalifiye öğretim azasi ihtiyacı. Bütün elemanların yüzde 45'i doktoralı. Öğretim azasi başına düşen öğrenci sayısı 21. OECD ortalaması için doktoralı öğretim üyesine ihtiyaç var. Yüz yüze eğitim ile Türkiye'de 55 bin öğretim elemanına, 25 bin öğretim üyesine ihtiyaç bulunuyor. 300 bin araştırmacı da gerekiyor. Önümüzde 10 yılda buna eğilsek bile çok önemli gelişme gösteririz. Meslek yüksekokullarında öğretim üyelerini çeşitlendirmemiz gerekiyor. 3'üncü stratejik hedef ise uluslararsılaşma. Önümüzdeki yıllarda uluslararası öğrenci sayısının dünyada 8 milyona çıkması bekleniyor. Türkiye'de 54 bin öğrenci var. Bu amaçla "Study in Tukey" çalışmasını geliştirdik, kamusal marka haline getirmek istedik. Bu çalışmalara devam etmeliyiz" dedi.

Çetinsaya: Yükseköğretim sistemi yine yapılandırılacak

Vakıf Üniversiteleri Birliği tarafından düzenlenen EDU SUMMIT Eğitim Zirvesi 'Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Eğitim ve Yüksek Öğretim' başlığı ile yapıldı. Toplantıda konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya şöyle dedi:

"Sistem arayışı içinde yine yapılanma çok belirleyici. 1980'lerin terazisinin, bugünün yükseköğretim ağırlığını taşıması mümkün değil. Bu sadece merkeziyetçi anlayış da değil. 27 okul üniversite için kurgulanmış yapının, küreselleşmenin dinamiklerinin çalıştığı bir ortamda yaşaması mümkün değil. Dönüşüm gerekli. Bunun ilk adımı yeni yasa çalışması. Kurumun çağdaş bir müesseseye dönüşmesi. Yine yapılanma için nereye gideceğimizi, nerede durduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Konumlandırma yapmamız gerekiyor. Mevut durum nedir? Gelecekte 10 yılda bizi ne bekliyor. Üniversitelerarası Heyet Çalışmasında bunun neticelerini açıklayacağız. Verilerin yanlış olması nedeniyle istatistik sistemini yine gözden geçirdik. 'Üniversite Bilgi Yönetim Sistemi'ni geliştirdik. BU çalışma sonucunda hedeflerimizi belirleyeceğiz. Türkiye'de 5,5 milyon üniversite öğrencisi var.

Yüzde 62'si lisans, yüzde 6'sı lisans üstü programlarda, yüzde 47'si açıköğretimde okuyor. İkinci öğretimdekilerin oranı yüzde 12., uzaktan eğitim ise yüzde 1. Vakıf da sistemde yüzde 10-15 aralığında öğrencilerden oluşturuyor. Önümüzdeki yol haritası ise şöyle. 3 temel hedef bulunuyor. Nicel büyümeden kalifiye büyüme birincisi. Türkiye'nin büyüme performansı, okullaşma oranı çok büyüdü. Bu nedenle yükseköğretim talebi devam edecek. Gelecek yıllarda 1 milyon 200 bin öğrenci mezun olacak ve üniversite talebi artacak. Küresel dinamikler de etkili olacak. Burada niceliksel büyümeyi devam ettirmek ve kaliteye çevirmek için çalışmaya ihtiyaç var. Bunun için de vakıf üniversitelerine de ihtiyaç var. Açıköğretimi yüzde 20'lere çıkarmamız gerekiyor.

Meslek yüksekokullarında da yine düzenlemeye ihtiyaç var. İkinci hedef kalifiye öğretim azasi ihtiyacı. Bütün elemanların yüzde 45'i doktoralı. Öğrenci sayısı ile öğretim üyelerinin büyüme oranı paralel değil. Öğretim azasi başına düşen öğrenci sayısı 21. OECD ortalaması için doktoralı öğretim üyesine ihtiyaç var. Yüz yüze eğitim ile Türkiye'de 55 bin öğretim elemanına, 25 bin öğretim üyesine ihtiyaç bulunuyor. 300 bin araştırmacı da gerekiyor. Bunun için de doktora eğitimine çok önem verilmeli, her yıl 4 bin 500 doktora mezunu var, ancak bunun 10 bine çıkması gerekiyor. Önümüzde 10 yılda buna eğilsek bile çok önemli gelişme gösteririz. Meslek yüksekokullarında öğretim üyelerini çeşitlendirmemiz gerekiyor. 3'üncü stratejik hedef ise uluslararsılaşma. Önümüzdeki yıllarda uluslararası öğrenci sayısının dünyada 8 milyona çıkması bekleniyor. Türkiye'de 54 bin öğrenci var. Bu ama çla "Study in Tukey" çalışmasını geliştirdik, kamusal marka haline getirmek istedik. Bu çalışmalara devam etmeliyiz.

Bu yine yapılandırma bünyesinde bu 3 hedef için yürürken yola çıkmadan önce masada duran sorunları çözmemiz gerekiyor. Yeni yasa çalışmasının tekrar gündeme gelmesi gerekiyor. YÖK'ün çağdaş müesseseye dönüşmesi, ve üniversiteye giriş sınavının belirlenmesi, yükseköğretimin finansmanı üzerine farklı modeller üzerinde çalışmak gerekiyor

Öğretim üyelerinin özlük hakları da dünya seviyesine ulaşmalı. En değerli insan kaynağını akademiye çekmek gerekiyor."

Türkiye'de özerk ve yabancı üniversiteler olmalı

Vakıf Üniversiteleri Birliği Başkanı Rifat Sarıcaoğlu, 2023 hedeflerine ulaşılması için önceliğin kaliteye verilmesi gerektiğini hatırlatarak şöyle dedi:

"Bugün 23 milyon kişiyi ilgilendiren bir konuyu paylaşıyoruz. 2013 yılında 26-17 milyon kişi eğitimin içinde yer alacak. Türkiye 5,5 milyondan fazla öğrenciye hizmet veriyor. İstanbul vakıf okullarında eğitim gören öğrenci sayısı devletten fazla. Vakıf ve devlet üniversiteleri olarak ilk hedef, dünya ile rekabet etmek. Bu anlamda kaliteli konuma geldik. Türkiye üniversiteleri dünyada ilk 500'e giriyor. Üniversiteler hızla yükselecek. Cumhuriyet'in 100'üncü yılı için, kamu, özel sektör ve devletin biraraya geldiğini görüyoruz. Gençlik, Bilim, Kültür Bakanlığı bu sürece dahil olmalı. Bu süreç 5 başlık altında gerçekleşmeli. Reform süreci bunlardan ilki. Kasım 1881'den bu yana yılda en az bir defa yasa değişiyor. İşsellevliğini yitiren bir yasa görüyoruz. YÖK yasasının artık değişmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından ilk başta gündeme gelmeli. Özerk üniversiteler, uluslararası yaba ncı üniversiteler de Türkiye'de olmalı.

ÖSYM uyardı; LYS'ye başvuruda bunlara dikkat!

DUYURU

(16 Nisan 2014)

2014 Lisans Yerleştirme Imtihanları (2014-LYS) : Başvurular

2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) kapsamında 23 Mart 2014 tarihinde Merkezimiz tarafından yapılan 2014 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçlarına göre YGS puanlarından en az biri 180 ve daha fazla meydana gelen adaylar, isterlerse Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) başvuru yapabileceklerdir.

LYS'lere girme hakkı kazanan adaylardan, LYS'lere başvuru yapmak isteyenlerin, 21-30 Nisan 2014 tarihleri arasında LISANS YERLEŞTIRME SINAVI başvurularını yapmaları gerekmektedir. Başvuru müddeti uzatılmayacaktır.

LYS'ler için ayrı bir kılavuz bulunmamaktadır. 2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu, LYS'ler de dahil, ÖSYS Sistemi hakkında tüm ilke ve kaideleri kapsamaktadır. Adaylar, başvuru yapmadan önce bu kılavuzu dikkatle incelemelidir.

LYS başvuruları İnternet aracılığıyla bireysel olarak aday işlemleri sisteminden (ais.osym.gov.tr ) ya da rastgele bir Başvuru Merkezi aracılığıyla yapılabilecektir. Başvurusunu Başvuru Merkezi aracılığıyla yapan adaylar 3,00 TL Başvuru Hizmeti Ücreti ödeyeceklerdir.

LYS'lere katılma hakkı elde eden adaylar, 5 LYS'den, hesaplanmasını istedikleri LISANS YERLEŞTIRME SINAVI puanına uygun istedikleri sınava katılabilirler.

LYS başvuruları ile sınav ücreti bilgileri ÖSYS Kılavuzunda yer almaktadır. Adaylar; tüm PTT işyerlerinden, Akbank, T. Halk Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Türk Ekonomisi Bankası ve DenizBank'ın tüm şubeleri ile İnternet bankacılığı aracılığıyla sınav ücretini yatırabileceklerdir. Adaylar, sınav ücretini ÖSYM'nin İnternet sayfasında yer alan "ÖDEMELER" alanından kredi kartı/banka kartı ile de yatırılabilirler.

LYS başvuruları için adayların yapmaları gereken işlemler şunlardır:

1) Hangi LYS'lere girmek istediklerine karar vermek (Adayların LYS'lerin tamamına katılarak kendileri için tüm LISANS YERLEŞTIRME SINAVI puan türlerinin hesaplanmasını sağlamaları önerilir.)

2) Sınav ücretini yatırmak (Sınav ücretini yatırmak başvuru için yeterli değildir, başvurunun tamamlanmasını sağlamaz.)

3) İnternet veya bir Başvuru Merkezi aracılığı ile başvurularını yapmak (Sınav ücreti yatırıldıktan sonra başvuru işlemi bireysel olarak İnternet aracılığıyla aday işlemleri sisteminden (ais.osym.gov.tr ) ya da bir başvuru merkezinden tamamlanmalıdır).

4) Başvuru tamamlandıktan sonra başvuru müddeti içinde başvuru bilgilerini ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.trİnternet adresinden mutlaka kontrol etmek, başvuru bilgilerinin yazıcıdan bir dökümünü edinerek sınavın diğer aşamalarında gerekebileceğinden özenle saklamak

LYS'ler 81 il merkezi ve Lefkoşa'da yapılacaktır. Adaylar, girmek istedikleri LYS'lerin hepsine aynı merkezde gireceklerdir.

Başvuru işleminden önce bankaya sınav ücretinin yatırılmış olması gerekir. Başvuru işlemleri sırasında aday hangi LYS'lere gireceğini bildirecektir. Yeni açılacak programlar, puan türlerinde oluşabilecek değişiklikler (*) vb. durumlar nedeniyle farklı alanlarda puan türlerinin hesaplanabilmesi için, adayların 2014-LYS'lerin tamamında sınava girmeleri yararlarına olacaktır.

* Turizm Fakültelerinin YGS puanı ile öğrenci alan Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları Mezunları (M.T.O.K.) programlarına, 2014-ÖSYS'de Yükseköğretim Kurulu kararı gereğince LISANS YERLEŞTIRME SINAVI puanları ile öğrenci alınacaktır.

Adayların hangi LYS'lere gireceklerine kesin karar verdikten sonra başvuru müddeti içinde başvurularını yapmaları gerekmektedir. Başvurusunu İnternet üzerinden bireysel olarak yapacak adaylar, "Başvuru işlemi başarıyla tamamlandı." uyarısını mutlaka görmeleri ve yazıcıdan çıktı almaları gerektiği konularında önemle uyarılmaktadır. ÖSYM başarısız kayıt işleminden sorumlu değildir. Adaylar başvuru sonunda, başvuruya ilişkin belgeyi sistem üzerinden edinmeli ve yerleştirme işlemine kadar saklamalıdır.

İnternet kullanımında deneyimli olmayan ve işlemlerini eksik yapmaktan çekinen adayların başvurularını bir Başvuru Merkezi aracılığıyla yapmaları yararlarına olacaktır.

Başvuru Merkezi aracılığı ile başvuru yapan adaylar, Aday Başvuru Kayıt Bilgilerinde yer alan başvuru bilgilerinin doğruluğunu kontrol etmek amacı ile görevli tarafından kendilerine verilen çıktıyı kontrol ettikten sonra çıktı üzerinde yer alan ONAY KODUNU görevliye bildirecekler ve görevli onay kodunu sisteme girdikten sonra başvuru tamamlanacaktır. Onay kodu girilmeyen başvurular tamamlanmayacağı için geçersizdir ve sorumluluk adaya aittir.

Adaylar, bireysel olarak İnternet aracılığıyla veya bir başvuru merkezi aracılığıyla sınava başvuru işlemini tamamladıktan sonra LISANS YERLEŞTIRME SINAVI başvuru bilgilerini, ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.trİnternet adresinden başvuru müddeti içinde mutlaka kontrol etmeli ve aday başvuru kayıt bilgilerinin bir dökümünü edinmelidir.

2014-LYS adaylarına ve kamuoyuna duyurulur.

ÖSYM BAŞKANLIĞI

reklam yeri
 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Hot Sonakshi Sinha, Car Price in India
online kişi acaip's Profile on Ping.sg