reklam
Emre Türker etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Emre Türker etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Eylül 2012 Pazartesi

Hayatın Tokadı Mı Bu Suratımda Patlayan?

 
Bebek doğduktan sonra anne, sıkı sıkıya sarılır yavrusuna.
Baba biraz daha hüzünlü, biraz daha şaşkın.
Nitekim o da sevgisini çocuğuna zamanla gösterecek,
zamanla anlayacak, zamanla öğrenecek.
Çünkü gittikçe artan bir babalık güdüsü, dolup taşacak yüreğinden

Her şey sorunsuz görünür ama kimi zaman sorun gizlice çalar kapıyı derinden. Çocuk konuşmaz, çocuk işaret etmez, çocuk durgun.
İşitsel bir sorun yoktur ama o annesinin çağırışlarını algılamaz.
Verilen nesne kendisinden istenecek, fakat o tepki vermeyecek.
Kimi zaman salınmalar, boş bakışlar, nöbetler vs. sorunlar başlayacak.

Sonra biri şüphelenecek durumdan. Doktora gidilecek.
Önce çocuk doktoru,
Sonra nöroloji,
Ve ardında psikiyatri

Doktor, kendisine bakan aileye biraz endişeli ses tonuyla: Çocuğunuzda iletişim sorunu var. (otizm şüphesi.) diye başlayacak sözlerine

Yaşanan bazı olaylar, insana öyle bir ders, öyle bir sorumluluk, öyle bir ağırlık, öyle bir karamsarlık yükler ki, tarifi imköe2nsız Daha önce dilenen dileklerin hepsi geçersizdir.
Ufak tefek kırgınlıklar,
Keşke pembesini alsaydım diye kırmızısı alınan elbiseye yakınmalar,
Biraz daha büyük evim olsaydı,
Biraz daha param, farklı bir meslek, daha iyi tahsil
Ya da geçmişe dönme arzusu
Bunların hiçbirisinin değeri kalmayacak.

Artık isteklerlerin yerini sıkıntı, Sıkıntının ardından kendini ve karşısındakini suçlamalar,
Çaresizlik başlayacak.
Çünkü gerçek tokat, ilk defa hayat tarafından o an atılacak

Ve silkelenir, kendine gelir insan. Bakış açısı değişir.
Kalp, mantığın önüne geçer çoğu zaman.
Sevgi, daha bir sıcaktır yüreklerde.
Umut, hep gelecekte bir işaret olarak beklenecektir.
Umutsuzluk, zaten yaşamın sonu demektir.

Yaşam bu kadar boştur işte, sağlık ve sevgi var olmadıktan sonra Sağlık bozulduğu zaman, tek ilaç sevgi olarak girer devreye.

Emre Türker


Picture: flickrHayatın Tokadı Mı Bu Suratımda Patlayan?

Geçmişe Dönsek, Yine Olur Muydun Benimle?


Aradan yıllar geçmiş. Bir de kendilerine göre dünyalar tatlısı bir bebekleri olmuş. Bilirsiniz, her anne için çocuğu, dünya güzelidir, tartışmasız

Kadının adı Eylül. Erkeğin ise Ekin.Çok büyük tesadüflerle, bir ayrılıp bir barışmışlar yıllar içinde.Çok büyük sözler vermişler birbirlerine. Birlikte çok şey başaracaklarmış. Belki de bu kadar çok kelimesini kullanmamızın sebebi de budur. Hayatta ilk leri de birlikte ve çok yaşamışlar.
Sorunlar da birbiri ardına gelmiş. Parasızlık, işsizlik, düşüncesizlik, alkol ikindileri, evden kaçıp gitmeler, hiç başlamasaydı bu ilişki sözleri içinde çırpınmalar, vs Her ailede olduğu gibi, onların da suları kah dalgalanmış, kah durulmuş.
İkisi de düşünmüşler geçmişi. Birçok ilklere rağmen, birbirlerinin ilk aşkları değillermiş. Fakat en derin aşkı, birlikte ilk yaşamışlar. Acaba ilişkiye ilk başladıkları dönemde, dargınlık ve ayrılık zamanlarında tekrar barışmasalardı ve başkaları ile birlikte olup hayatlarına yeni sayfalarda devam etselerdi, daha mı iyi olurdu? Bu soruyu yöneltmiş dostları.
Demişler ki, şu an zor geçiniyorsunuz. Halen bir eviniz yok. Kimi zaman kavgalarınız devam ediyor ki sonlarında özürler gelse de. Eeee, bunları geçmişte size bir ekrandan gösterselerdi, yine seçer miydiniz birbirinizi?
Düşünmeye gerek görmemişler. Çünkü her ne olursa olsun, kader onları birleştirmiş ve birlikte çok şey yaşamışlar. Geçmişin değişmeyeceğinin de farkındalar.
Hayatta birçok şeyin farkında değiliz.Yaşıyoruz;ama şiköe2yet ederek,ama keşkelerle, ama yakınmalarla, amaDeğiştireceğimiz şey geçmiş değildir. Biz ancak geçmişten ders alır, geleceğe yön veririz. İşte farkında olmamız gereken şey de budur. İşte bu nedenle Eylül ve Ekin, çoğu şeyin farkındadır. Sevgiyi görmüş, acıyı da tatlıyı da birlikte tatmışlardır hayatın yarım kalmış renkli bardağından. İşte bu nedenle, ilişkilerini test edenlere karşı cevapları hazırmış.
Hangi hayat, dört dörtlük bir makamda yürür ki?Geçmişe dönsem, değiştirmeyeceğim tek şey vardır,o da hayat arkadaşım, aşkımdır.
Emre Türker

Picture: deviantartGeçmişe Dönsek, Yine Olur Muydun Benimle?

Öfke Nöbeti


Yazar: Eileen Hayes
Sayfa Sayısı: 93 
Kitap Boyutu: 15 x 21 
Yayınevi: Mikado

Kısa, dergi tadında, bolca resimli, öfke nöbetinin tanımından baş etme yollarına uzanan bir aile kitabı. Çocukların 15 aylık döneminden ortalama 3 yaşına kadar olan dönemde, klasik öfke nöbetlerini kapsıyor. Kitap 7 bölümden oluşuyor.
1-Öfke nöbetleri hakkında gerçekler 2-Çocuğunuzu anlamak 3-Öfke nöbetinin nedenleri nelerdir? 4-Öfke nöbetlerinden sakınılabilir mi? 5-Öfke nöbetleri ile baş etmek 6-Olumlu Yaklaşım 7-Hareket Planı
Kitabın geneli, olumlu ve ılımlı yaklaşımların söylenme tarzlarını çeşitli şekillerde anlatmakta, anlatımın bulunduğu sayfalarda, kutucular içinde öfkelenmiş sevimli bebek resimleri ve anne babalardan alınan hiköe2yeler var.
Çok fazla bir beklenti içine girmeksizin okunabilecek, 1-2 günde bitirebileceğiniz, kaliteli baskıda bir tavsiye kitabı diyebiliriz.
Emre Türker Öfke Nöbeti

Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları su

 
Yazar: Buket Uzuner
Sayfa Sayısı: 329
Kitap Boyutu: 13,5 x 19,5
Yayınevi: Everest Yayınları

Komiser Ümit Kaman, kızlarının kayıp haberini olayın ardından tam kırk saat sonra haber veren garip bir aile ile karşılaştığında, izne çıkmaya hazırlanıyordu. Karakola gelen Umay nine, anne Ayten ve abla Aysu, her kafadan ayrı telden çalan bir dünyada yaşıyor gibidir. Bu durum, komiser Ümit in canını sıkmaya başlar. Üstelik sevdiği kızdan bir süredir haber alamamış Ümit, izine çıktıktan sonra olayın diğer polisler tarafından uğraşılacak bir mesele olduğunu düşünürken, kayıp kişi ile soyadı benzerliğinden dolayı bu kişiyle akraba olduklarını düşünen meslektaşlarına da bunun doğru olmadığını anlatmaya çalışmaktadır.
İşler hiç de Ümit in düşündüğü gibi gitmeyecek, kayıp Defne nin durumu gittikçe ilginç bir hal almaya başlayacak ve komiserin dertleştiği Sahaf Semahat da bu araştırmaya dahil olacak. Çünkü bu kayıp hiköe2yesi, eski şamanlara kadar uzanan ve Kutadgu Bilig şifresi ile bir bulmacaya dönüşen ilginç bir serüven.
Buket Uzuner ile tanışmam, İki Yeşil Susamuru ile başlar. Sonrasında Kumra Ada Mavi Tuna ve Gelibolu yu da bir çırpıda okumuşluğum vardır. Buket Uzuner, bir çırpıda okunabilecek, sohbet havasında, okuyucusunu sıkmayan, ilginçlikler ile olayları derinleştiren, her romanında özenle araştırılmış konuları da içeriğine kattığı açıkça belli olan değerli bir güncel yazarımız. Bu kitapta, çağımızın dayanılmaz sıcaklarını, internetteki facebook alemini, mezhep ayrılıklarını, aile bağlarını ve unutulmaz aşkları da bulacaksınız. Kitap, bir çeşit mistik havada gidiyor. Olaylar sohbet havasında okuyucuya yansıtılırken, kutadgu bilig ile ilgili anlatılanlar, bu yöne doğru merak uyandırıyor. Kadıköy sahilinde takılan gençlik, yazılanları biraz daha sıcak bulabilir, çünkü olay tam da bu civarlarda geçmektedir.
Hatırlatmakta yarar var: Bu kitap, muhtemelen dört bölümden oluşacak bir seri ve bu kitap, SU ile ilk ayağı oluşturuyor. Tam da bitti derken, yeni bir bölüme kucak açtığını anladığınızda, hiç de şaşırmayın.
Emre Türker Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları: SU

reklam yeri
 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Hot Sonakshi Sinha, Car Price in India
online kişi acaip's Profile on Ping.sg