reklam

11 Nisan 2014 Cuma

Maliye uzmanlarından lojman raporu

Aysel ALP

Maliye Uzmanları Derneği bünyesinde kurulan Maliye Araştırmaları Merkezi'nin hazırlıklarını sürdürdüğü Kamu Konutları/Lojmanlar başlıklı raporda, lojman sisteminde inşa edilen yanlışlar, adaletsizlikler ile çözüm önerilerinin yer alması bekleniyor.

Maliye Uzmanları Derneği, üyeleri ve akademisyenler vasıtasıyla Maliye siyaseti ve kamu mali idarenine ilişkin sorunları tespit etmek ve analiz eder geliştirmek, araştırmalar inşa ederek kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla Maliye Araştırmaları Merkezi kurdu.

Maliye Uzmanları Derneği yönetimi, dernek olarak da kamuoyunu bilgilendirmek için henüz önce 'ombudsmanlık' ve 'yeni anayasada yer alması gereken mali hükümler' başlıklı iki çalışma yaptıklarını anımsattılar. Ancak bu tür çalışmalara henüz müessesesel bir nitelik kazandırmak için Araştırma Merkezi oluşturduklarını belirterek, "Benzeri araştırma merkezileri ağırlıklı biçimde üniversite ya da sivil toplum örgütleri bünyesinde teşekkül ediyor. Böyle bir merkezin kamuda çalışan uzmanların aza olduğu bir dernek bünyesinde meydana gelmesinin bir takım kısıtları olacağının bilincindeyiz. Ancak bir takım teknik konularda polemiklerden uzak biçimde kamuoyunun sıhhatli biçimde bilgilendirilmesini hedefliyoruz. Kamu mali idaresinin omurgasını oluşturan Maliye Uzmanlarının yanısıra akademisyenler ve diğer kariyer meslek mensuplarının da çalışma ve raporlarını Merkez Aracılığı ile yayınlayacağız. Haz ırlayacağımız raporların önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz" dediler.

Maliye Uzmanları Derneği Maliye Araştırmaları Merkezi'nce hazırlanan ilk raporun "Kamu Konutları/Lojmanlar" başlıklı olacağı belirtilirken, sonraki evrede bütçe, gelir politikaları, mali disiplin, kamu hesapları, karapara aklama ve terörün finansmanı, kamu taşınır ve taşınmaz malları yönetimi, mali istatistikler gibi üst başlıklarda mesleksel ve akademik içerikli çeşitli raporların hazırlanması ve kamuoyu ile paylaşılması planlanıyor.

6 suçtan aranan doktor gözaltına alındı

DEVRİM TOSUNOĞLU

İstanbul Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin 6 suçtan aradığı sedef hastalığı uzmanı meydana gelen Tabip Ç.Ö'nün Fatih'te özel bir hastanede olduğu bilgisine ulaştı. Tabip Ç.Ö., sağlık kurumu çıkışında gözaltına alındı. Ç.Ö.'nün henüz önce tedavi ettiği Bireysel Tayfur'un 16 villa ve 6 arazisini de usulsüz olarak ele geçirmekten arandığı belirtildi.

FERDİ TAYFUR'U HASTA ETTİ

Birikimleriyle Yalova'da bir siteden 16 villa ve 6 villa arazisi meydan Bireysel Tayfur, emlakçı M. T. aracılığıyla villalarını ve arazilerini kendisini özel sağlık kurumu sahibi olarak tanıtan Ç.Ö adlı şahsa 14 denk senet karşılığında 800 bin liraya sattı. İddiaya göre deniz manzaralı dubleks villaları 4 ayrı kişi üzerine satın meydan Ç.Ö kısa müddet sonrada aynı villaları başka şahıslar üzerine devretti. Sanatçı Bireysel Tayfur'a ödeme yapmayan Ç.Ö bir müddet sonra telefonlarını kapatarak ortadan kayboldu. Tabip Ç.Ö. ile ilgili sahtecilik ve dolandırıcılık suçlamalarıyla bir gün önce gözaltına alındı.

17 Aralık'ta 6 ülkeden siber saldırı

FERİT ZENGİN

Operasyondan kısa bir müddet önce başlayıp 3 gün süren ve kamuoyundan saklanan skandal saldırının 6 ayrı ülkedeki server'lardan yapıldığını saptanan polis başmüfettişleri hacklenen hatlardan casusluk amacıyla "veri transferi" yapılıp yapılmadığını araştırıyor. KOM Daire Başkanlığı, hacklenen santral nedeniyle kesilen 22 bin liralık telefon faturasını da ödemek zorunda kaldı.

TELEKOM FARK ETTİ

Kamuoyundan gizlenen skandal siber saldırı, geçen sene aralık ayı ortalarında Mehmet Yeşilkaya'nın KOM Daire Başkanlığı döneminde meydana geldi. Aralarında Almanya, İngiltere ve İsrail'in gözüktüğü 6 farklı ülkedeki server'lardan KOM Daire Başkanlığı'nın IP santraline binlerce saldırı düzenlendi. 14 Aralık'taki saldırıyı tertip ettiği belirleyen uluslararası şebeke, iki dijital hattı hacklemeyi başardı. Bu hatlardan yurtdışındaki paralı hatlar arandı. Skandalı Telekom görevlileri deşifre etti. Telekom, KOM Daire Başkanlığı'nı "Son 3 günde yurtdışındaki birçok hattı arama yaptığınız görünüyor. Ayda 2-3 bin liralık faturanız bu ay 22 bin liraya yükselmiş gözüküyor" diye uyardı. Bunun üzerine bilişim uzmanları IP santralde kapsamlı bir inceleme yaptı. Araştırmada hacklenen iki telefon hattı belirleyerek kurtarıldı. EGM, müessesenin 22 bin lira zarara uğratılmasında ihmal olup olmadığın ın belirlenmesi için idari soruşturma başlattı. Olaya el koyup soruşturma başlatan polis başmüfettişleri, IP santrali kuran şirketin teknik ekibini de KOM Daire Başkanlığı'na çağırıp bilgi aldı. Müfettişlere bilgi veren şirket yetkililerinin "Server'larda Almanya, İngiltere, İsrail vs. gözüken ülke adresleri gerçek olmayabilir. Hackerler eylemleri deşifre olmasın diye server (IP) adreslerini öyle göstermiş de olabilir. Henüz önce santral kurduğumuz yerlere benzer saldırılarda aynı strateji kullanıldı" dediği öğrenildi. KOM Daire Başkanlığı, 22 bin liralık telefon faturasını ödemek zorunda kaldı. İhmal tespit edilemediği için paranın alakalı personele ödettirilmesine gerek görülmediği soruşturmayla alakalı olarak polis başmüfettişlerinin üzerinde durduğu ve gerçekleşmiş olması durumunda Cumhuriyet tarihinin en büyük casusluk faaliyeti olabileceği öne sürülen "veri transferi" olup meydana gelmediğ i araştırması ise devam ediyor.

IP SANTRAL NEDİR?

Geleneksel Pbx sistemlerin (analog) yerini alan, network ağı üzerinden haberleşen, analog-Pbx santrallerden çok henüz kabiliyetli sistemlere bu ad veriliyor. Yönetilebilir bu sistemler günümüz teknolojisinde henüz çok tasarruf sağlamak amacı ile düşünülse de güvenlik ve otokontrol açısında da ön tasarıya çıkıyor. IP santraller; bilgisayarlar ile aynı ağ üzerinde çalışabilen yapısı sayesinde kurulum ve işletme fiyatları açısından tasarruflu olduğu için seçenek ediliyor. Müzakerelerin kayıt altına alındığı sistemde tüm ağdaki telefonlar tek bir noktadan yapılandırılabiliyor.

Pilotlara alkol testi için özel tim

Kanında uyuşturucu ya da sınır dışı içki belirleyen kaptan ve kabin ekibi uçuş görevinden men edilecek. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tüm hava yolu şirketlerine uçuş personelinin kontrolü için direktif gönderdi.

Ulaştırma Bakanlığı, tüm havalimanlarında devreye sokacağı testler için özel "denetim" timleri kurdu. Denetçi personelce uygulanacak tarama testlerini yaptırmak istemeyen; pilot, hostes, mühendis, teknisyen, uçuş öğretmeni gibi uçuş elemanı test açısından "pozitif" sayılacak.

Uyuşturucu madde kullandığı belirleyen ya da 0,2 promil içkili çıkan uçuş ekibini çalıştıran havayolu şirketlerine yüklü miktarda idari para cezaları kesilecek. Kaptan ya da hostesler pozitif çıkan testlere itiraz edebilecek. Bu tip durumlarda uçuş ekibine dönük "doğruluma" testi yapılacak.

KAMİL ELİBOL

Yanlış beslenme çocukta alerjiye davetiye çıkarıyor

BERDA ÖZDİKTAŞ

Çocuklarda en sık görülen alerji sorunları astım, alerjik nezle, egzama, besin alerjileri ve göz alerjileridir. Nihai yıllarda hızla alerjik hastalıkların sayısı arttı. Sözgelişi astım oranı bundan 20 sene önce 10 çocuktan birinde görülürken artık 6 çocuktan birinde görülmeye başladı. Liv Hospital Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Akçay alerji ile ilgili merak edilenleri AKŞAM'a cevapladı. Alerjik rahatsızlıkları önlemek için nelere dikkat edilmesi gerekir?

- Alerjik hastalık gelişmesini engellemek için bir takım önlemler alınabilir. En önemli koruyucu tedbir doğumdan sonra bebeklerin en az 6 ay yalnizca anne sütüyle beslenmesidir. 6 ay yalnizca anne sütü meydan bebeklerde anne sütü olmayanlara göre 10 kat henüz az alerjik hastalık görülüyor.

- Gereksiz antibiyotik kullanmak da alerjik hastalık gelişmesini artırıyor. Bilhassa ilk 2 yaşta kullanılan antibiyotikler alerjik hastalıkları tetikliyor.

- Ailelerin aşırı titiz olmamalarını ve çocukların mikroplarla da karşılaştırmaları da bağışıklığın gelişmesi için önemli bir faktör. Bu şekilde çocukların bağışıklık sistemi henüz çok gelişecek ve alerjik hastalıkların gelişme şansı henüz da azalacaktır.

- Çocuklarınızın fazla kilo almasının önüne geçmelisiniz.

- Polen alerjisi olanların dışarı çıkarken güneş gözlüğü takması, akşam ise duş alınıp polenlerden kurtulmak gerekir. Polen yapışmış meydana gelen kıyafetler de tekrar

giyilmemeli.

DOĞRU ÇAMAŞIR BAKIMI ŞART!

Uzmanlar alerji rahatsızlığı olanlara parfümsüz, boyasız ve hipoalerjik temizleme ürünlerini tavsiye ediyor. Türkiye'de de üretilen bu ürünler bilhassa astım hastaları için doktorlar tarafından bilhassa öneriliyor.

Paralel yapı memurları böyle haraca bağlamış

HAZAL ATEŞ

MASAK ve Emniyet'in yaptığı incelemelerde, kamu müesseselerinde promosyon ve proje gelirlerinin 'paralel yapı'ya aktarıldığı tespit edildi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Himmet isimi altında, esnafı nasıl haraca bağladıklarını duyuyoruz. Bu muameleye maruz kalmış esnafımız bize başvursun" çağrısının ardından Ankara'ya şikayet yağdı. Emniyet ile Mali Suçları Araştırma Heyeti (MASAK) ve istihbarat birimleri şikayet mektuplarını dikkate alarak, paralel yapının kamudaki finans ayağının peşine düştü. Paralel yapının "sadaka, zekat, himmet" isimi altında işadamları dışında esnaf, işçi ve memurlardan topladığı paraların ayrıntıları gün yüzüne çıkıyor. Kamuda zorunluluk kazanan affeder araştırılıyor.

KARİYER KORKUSU

MASAK'ın yaptığı ilk incelemelerde, kamudaki proje gelir hisselerinden promosyonlara kadar birçok ek ödemeden 'himmet' isimi altında hisse alındığı belirtildi. Kariyer korkusu yaşayan memurların da bu paraları ödemek zorunda kaldığı saptandı. Ardı ardına gelen ihbarlar doğrultusunda MASAK ve emniyet incelemelerini derinleştirdi. Meslek örgütleri ve ticaret dünyasından belirlenen isimlerle il imamları vasıtasıyla işadamlarından para toplayan paralel yapının, cemaat toplantılarına çağrı ettiği memurları da adeta haraca bağladığı incelemelerle belirlendi.

ÜÇ KOLDAN DENETİM

Paralel yapının kontrolündeki meslek, ticaret örgütleri ve il imamları vasıtasıyla yürüttüğü bağış çalışmaları üç koldan araştırılıyor. Okullarda eğitime dayanak isimi altında toplanan milyonlarca liranın kimler tarafından hangi hesaplara yönlendirildiği belirlemeye çalışılıyor. Bu çerçevede, belirleyen hesaplar takibe alındı. Hesapların yurtdışı bağlantıları da inceleniyor. İlk tespitlerde bağış veya himmet isimi altındaki paraların cemaate yakın sivil örgütler ile meslek kuruluşlarında toplandığı belirlendi. Para trafiğini inceleyen MASAK, hesap hareketlerini de mercek altına aldı.

NAYLON FATURA İNCELEMESİ

Masak'ın paralel yapının kasası olarak görülen ve ihbar gelen 20 şirketi izlemeye aldığı öğrenildi. Bu şirketler, tekstilden bilişime, turizmden gıdaya kadar birçok meydanda faaliyet gösteriyor. Şirketlerde kaynağı ticari faaliyetle açıklama edilemeyen para hareketlerinin izi sürülüyor ve naylon fatura incelemesi yapılıyor. Yetkililer, "17 Aralık operasyonundan sonra bu tür şirketlerle ilgili yüzlerce şikayet geldi. Büyük bir titizlik ve hassasiyetle konuyu inceliyoruz. Bilhassa açıklanamayan para hareketleri konusundaki yakıntıları takibe aldık. Somut bulgular elde ettiğimiz vakit operasyon yapıyoruz" değerlendirmesini yaptı.

İŞTEN ATILACAKLAR

Ekonomi idaresinin bir takım ünitelerinde çalışan paralel yapıya bağlı memurların saklı bilgileri cemaate aktardığı, ticari sırları yurtdışına gönderdikleri yönünde de derin şüpheler oluştu. Usulsüz işlemlere imza atanların memuriyetine nihai verilecek.

PROMOSYONDAN BİLE HISSE ALINDI

Kriptolu telefon ile ilgili gözlerin çevrildiği TÜBİTAK başta olmak üzere birçok müessesenin proje gelirleri ile çalışanlara verdiği promosyonlardan dahi 'eğitime katkı' isimi altında para toplandığı kaydedildi. Yetkililer, "Cemaate yakın memur ve sözleşmeli eleman kendilerine verilen hesap numaralarına para yatırıyor. Projeler için inşa edilen ödemeler de incelemeye alınmış durumda" dedi.

EĞİTİM DEĞİL TİCARET

Yaklaşık 150 ülkede eğitim hizmeti şemsiyesi altında örgütlenen paralel yapı, kendisine yakın şirketler vasıtasıyla inşaattan turizme kadar birçok meydanda faaliyette. Paralel yapının ticari hareketliliği sadece işadamlarına aracılık hizmeti ile sınırlı değil. Önemli işlerde aracılık hizmetlerinin dışında ortaklıklar kurduğu da belirtiliyor.

20 ŞİRKET TAKİPTE

Öte yandan, Maliye'nin geçtiğimiz haftalarda başlattığı Kaynak Holding ile ilgili incelemeler de sürüyor. Delil karartmaya yönelik risklere karşı mahkeme kararıyla bilgi ve belgeler kayıt altına alınıyor. MASAK'ın holding ve bağlı şirketlerindeki para hareketlerini tek tek kontrol ettiği öğrenildi. İncelemede bilhassa açıklanamayan para hareketlerinin üzerinde duruluyor. Yetkililer, nihai iki haftada şikayet gelen şirket sayısının 20'ye ulaştığını belirtiyor.

İşte AK Parti'nin yeni yol haritası

Mahalli seçimlerden muvaffakiyet ile çıkan AK Parti, vatandaşın sandıkta verdiği iletisi da çözümleme etti. Bu kapsamda, yerel seçim kampanyasını yürütmek amacıyla Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın başkanlığında oluşturulan Seçim Taktiği Heyeti bir rapor hazırlayarak Başbakan Erdoğan'a sundu.

Raporda yer meydan bir takım tespit ve teklifler şöyle: "Yolsuzluklarla mücadeleye ilişkin adımlar atılmalı. Meclis'te kurulacak soruşturma komisyonu ile iddialar araştırılmalı. Politikanın finansmanı, siyasilerin mal varlığı, bağış ve yardımlar saydam olmalı. Paralel yapı, devletten tamamiyle temizlenmeli. Demokratikleşme konusundaki duyarlılığı göstermek, Türkiye'nin AB hedefinden vazgeçmediğine vurgu inşa etmek için hızla ABD ve AB ülkeleri nezdinde girişimlerde bulunulmalı. Çözüm sürecine hız kesmeden devam edilmeli." Raporu değerlendiren AK Parti idarenine göre, yerel seçimler bir referandum ve genel seçim havasında geçtiği için öngörülen projeler ve yeni dönem hedefleri halka yeterince anlatılmadı. Bundan sonraki süreçte halka bu projeler anlatılacak. Kaybedilen şehirler için özel ekip kurulacak.

Yücel KAYAOĞLU

İstanbul'da yağmur gece de etkili oldu

Güneşli bir haftanın ardından bir gün önce akşam saatlerinde başlayan yağmur, gece saatlerinde de İstanbul genelinde etkili oldu. Dışarıda bulunan yurttaşlar yağmur nedeniyle zor anlar yaşarken, yollarda kısa sürede su birikintileri oluştu. Yağmura hazırlıksız yakalanan vatandaşların, metrobüs ve otobüs duraklarında korunmaya çalıştıkları görüldü.

İztuzu'na hastane projesi iptal oldu

ERDİNÇ ÇELİKKAN

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, çevrecilerin büyük reaksiyon gösterdiği, İztuzu Plajı'na caretta caretta hastanesi projesinden vazgeçtiklerini açıkladı. Güllüce, "Bağırtı çağırtı oldu yürüyüşler yapıldı. Yurttaşa rağmen bir şey yapmayız" dedi. Bakan Gülllüce, gazeteciler ile dünkü sohbetinde şunları söyledi:

ANLAMAKTA ZORLANDIM: Denizkaplumbağalarıyla alakalı bir hayli bağırtı çağırtı vardı. Anlamakta zorlandım. Ben önce "Ne oluyor?" dedim, yürüyüşler falan oldu. İztuzu'nda caretta caretta bakımı, incelemesi, rehabilitasyonu ve laboratuvar araştırması inşa etmek için bir mekan var. Lakin burası öyle kötü ortamdaymış ki, gayrı sıhhi koşulları varmış. Üniversiteyle bakanlık orada doğru dürüst sağlık kurumu yapalım diye yola çıktı. "Başka yerde değil de niçin orada?" diyeceksiniz. Zira başka yere gitmesi için yarım saatlik yöntem alınacaktı. Bunu temin için bina yapılacaktı. Yurttaşa rağmen yapacak halimiz yok, madem ki istenmiyor biz projeyi iptal ettik, öyle bir sağlık kurumu yapmayacağız. Çevreci arkadaşların rahatsız olmasına gerek yok, mevcut haliyle kalacak. Büyük bir reaksiyon oldu, "Çevre Bakanlığı hayvan kırımı yapıyor" denildi. Yanlış bir anlama var ya da biz yanlış yapıyoruz b ilemiyorum. Bu projeyi iptal ettik. Eylem yapan arkadaşlarla iletişim kuramadım, onlara selamlarımı yolluyorum.

BÖYLE ŞEHIRSEL DÖNÜŞÜM OLMAZ: Şehirsel dönüşümde mahalli yönetimden yana anlayışım var. Belediyelere devredilecek. Vatandaşın onayını almadan yapılmamalı. Belediyeler "Ben de şehirsel dönüşüm yapayım" diyor. Nasıl yapacaksın, kaç metrekare, yanıt yok. Bunların cevabı yoksa nasıl yapacaksın? Ben bir yola çıkayım diyen başkanlar var. "Canım şehirsel dönüşüm talep ediyor biraz da biz yapalım" olmaz. Böyle şehirsel dönüşüm olmaz.

Kayseri'de zincirleme kaza

Kayseri-Ankara karayolunda TIR, midibüs ve bir minibüsün karıştığı trafik kazasında, ilk belirlemelere göre 24 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Kayseri-Ankara karayolunda muayeneden çıkan TIR, önünde seyreden işçi servisine çarptı. Çarpmanın tesiriyle midibüs de önünde bulunan minibüse çarptı ve yan yattı. Kazada ilk belirlemelere göre 24 kişi yaralandı. Yaralılar vaka yerine gönderilen ambulanslarla Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve özel hastanelere kaldırıldı.

Kaza naza nedeniyle Kayseri-Ankara karayolu yaklaşık bir saat trafiğe kapandı. Yaralıların kaldırılması ve TIR'ın yoldan çekilmesiyle yol trafiğe yine açıldı.

Türkiye'ye 2 milyar dolar geldi

Yabancı yatırımcıların mülkiyetindeki bono ve pay senedi portföyü belediye seçimlerinden sonraki ilk haftada azalan politik endişelere paralel piyasa maliyeti değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak 1.8 milyar dolar arttı. Yabancıların mülkiyetindeki DİBS portföyü, 4 Nisan haftasında bir evvelki haftaya göre piyasa maliyeti değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak 1.3 milyar dolar arttı. Merkez Bankası verilerine göre bono piyasasındaki 1.3 milyar dolarlık giriş 25 Ekim 2013'ten bugüne gerçekleşen en yüksek haftalık giriş oldu. Aynı hafta yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul'da getirdikleri para ise 524 milyon dolar oldu. 25 Ekim'de bono piyasasına kesin 1.7 milyar dolarlık giriş yaşanmıştı. Yabancıların mülkiyetindeki bono stoku 4 Nisan haftası itibarıyla 48.9 milyar dolar olurken, pay senedi stoku ise 56.6 milyar dolara yükseldi. Bankacılar seçimler sonrasında düşen politik tansiyonun ve artan global riziko iştahının nihai dönemlerin en yüksek girişlerinin ana etkeni meydana geldiğini söylediler.

10 YILLIK FAİZ ARTIK TEK HANE

Yabancı girişi ile bono üremleri yüzde 11 seviyesinden yüzde 10'lara gerilerken bir gün önce ABD Merkez Bankası Fed'in yayımlanan tutanaklarda faiz artırma ile ilgili beklenenden henüz temkinli davranabileceğini göstermesi ardından gelişmekte meydana gelen piyasalara girişlerle 10 senelik gösterge tahvil üremi de tek eve geriledi. 10 senelik bono üremi yüzde 9.99'ye kadar indi. 2 senelik gösterge faiz ise yüzde 9.82 düzeyine düştü. Dolar da evvelki gün yükseldiği 2.11 seviyesinden 2.09'a indi. ABD Merkez Bankası (Fed) tutanakları, banka yetkililerinin geçen ay faiz oranları için izah eden tahminlere yatırımcıların aşırı reaksiyon vermesinden endişe ettiklerini gösterdi. Mart ayı toplantısının yayımlanan tutanaklarında bir takım üyelerin yayımlanan rakamların "tahminlerdeki değişikleri mübalağalı ifade ettiğini" belirtmeleri Fed'in para politikasını tahminlerde yer aldığı kadar hızlı sıkılaştırmayacağın a işaret etti.

MERKEZ 3 GÜN SONRA PARA MUSLUĞUNU KISTI

Merkez Bankası pazartesiden itibaren bankalara haftalık repo piyasasında verdiği likiditeyi bollaştırarak sağladığı avantajı bir gün önce yine kesti. Merkez yüzde 10 ile verdiği bol likidite ile (Bankaların ihtiyacının yüzde 10'u düzeyinde) yüzde 11.50 faizle gecelik piyasadan borçlanmasını önleyip üremi aşağı çekiyordu. Bir Gün Önce ise para musluğunu kısan Merkez bankaların gecelik piyasada 2.3 milyar lira borçlanmasını sağladı. Bankalar 3 gün yüzde 10 ile fonlanırken bir gün önce 2.3 milyar lirayı yüzde 11.5 ile almak zorunda kaldı. Merkez'in faiz oranlarını düşürmek için yaptığı bu hareketin önümüzdeki günlerde devam edip etmeyeceği ise bilinmiyor.

Böbrek taşı ameliyatları artık daha kolay

Tıp dünyasının yakıdan izlediği Türk yapımı robota İbn-i Sina adı verildi.Bahçelievler Medicana Hastanesi ve Ankara Medicana hastanesinde kullanılmaya başlanan "robota Türk Bilim adamı ve filozof meydana gelen İbn-i Sina'nın adı verildi. Konuyla alakalı bilgi veren Bevliye Uzmanı Prof. Dr. Remzi Sağlam, hastanelerinde böbrek taşı ameliyatlarının çok henüz hızlı ve sıhhatli hale geldiğine vurgu yaparak, "Bu robot tamamiyle Türk bilim adamlarının düşüncesidir.

Dünyada ilk ve tektir. Tüm dünyada adı şuanda 'Türk Robotu' olarak biliniyor. Bu robot, böbrek taşı ameliyatlarında bir devrim ortaya koymuştur. Şuana kadar meydana gelen ameliyatlarda cihaz el ile kontrol ediliyordu ve tabip operasyonu ayakta yapıyordu. Tabip bir süre sonra yorulunca böbrekteki taşı toz haline getiremiyordu. Şuanda çok konforlu bir şekilde bu işlemi yaptığımız için böbrekteki taşı toz haline getirebiliyoruz. Hastalarda kolaylıkla idrar yolundan kum haline gelen kitleyi rahatsız olmadan atabiliyor" dedi.

"TIP DÜNYASININ GÖZÜ BU ROBOTTA"

Robota, Almanya ve Fransa'dan talep geldiğini belirten Sağlam, yakında birçok ülkede Türk Robotu İbn-i Sina'nın kullanılacağına dikkat çekerek, "Bu robot, Türk doktorlarının ve mühendislerinin ürünü olduğu için hepimiz gurur duyuyoruz. Ayrıca robota İbn-i Sina ismini verdik. Sözgelimi Amerika'da bir robot icat edip, ismini 'Da Vinci' koydular. Biz de kültürümüzü duyurmak ve yaşatmak adına robotumuza bu ismi verdik" diye konuştu.

Bahçelievler Medicana Hastanesi Op. Dr. Mehmet Ferhat ise robotun kullanımının epey basit meydana geldiğini belirterek şunları söyledi; "Hastayı kesmeden biçmeden robot sayesinde idrar yöntemlerinden böbreğe erişerek 3 santimetreye kadar meydana gelen taşları toz haline getiriyoruz. Ağrılı bir operasyon değil. Bir Takım yerlerde bu operasyondan bile sayılmayabilir. Yalnizca hastaya anestezi uygulanıyor. Hasta aynı gün içerisinde veya sonrası sabah taburcu olabiliyor. Mesela sabah operasyona giren bir hasta akşam evinde ailesiyle yemekte olabiliyor"

BÖBREK TAŞI NASIL OLUŞUR?

Böbrekler vücudun, filtre sistemi olarak çalışır. Kan daimi olarak böbreklerden süzülürken yararlı maddeler emilir, istenmeyen maddeler ise idrar ile dışarı atılır. İdrar çok yoğun ise böbrek taşı oluşma riski artar. Yoğun idrar içerisinde atılan tuzlar ve mineraller böbreklerin iç yüzeyinde tübül denilen ünitelerde giderek taşa dönüşerek kristaller halinde çökeltiler oluşturur. Giderek bu kristaller birleşerek taş haline gelir. Halk arasındaki inanışın tersine yiyecekleri yıkamadan "kumlu" yemekle veya incir ve armut gibi tanecikli meyveleri tüketmekle taş oluşmaz. Böbrek taşı hastalığı, idrarda yüksek seviyelerde kalsiyum, okzalat, ürik asit maddeleri olduğunda veya kristallerin birbirine yapışmasını engelleyen sitratın az miktarda olduğu durumlarda ortaya çıkar. Taşların büyüklüğü ufak bir pirinç tanesinden bir mandalinaya kadar değişebilir.

ABDULLAH COŞKUN

Babacan: Herkes sorumlulukla hareket etmeli

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye'nin uluslararası çıkarları, ulusal güvenliği söz konusuysa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) seçimleri gibi veyahut Ermeni mevzusu gibi rastgele bir konu gündeme geldiğinde Türkiye kendi içinde kenetlenir ve Türkiye'den tek bir ses çıkar, tek bir duruş gösterir. Ama maalesef şu son zamanda BMGK gibi ve hatta Ermeni mevzusu gibi konular, son derece önemli bir şekilde gündemimizde yer teşkil ettiğinde, Türkiye'nin duruşunun, hükümetin duruşunun dışında bir duruş sergilemeyi, Türkiye'yi iktidar partisi veya hükümet üzerinden kötü, negatif gösterecek bir gayret içinde olmayı, Türkiye Cumhuriyeti devletini seven, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını seven bir tutumla ben bağdaştıramıyorum doğrusu" dedi.

IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Babacan, Türk gazetecilerle bir araya geldi.

Babacan, Washington temasları kapsamında Aa Washington Ofisi'nin açılışını yaptıklarını belirtti. Bunun yanında, MÜSİAD'ın Washington Şubesi'nin açılışına katıldığını ve iki ayrı düşünce kuruluşunda temaslarda yer aldığını kaydeden Babacan, diğer günlerde de çok sayıda ikili müzakerelerinin olacağını ve üç farklı yatırımcı konferansına katılacaklarını bildirdi.

Babacan, Türkiye'nin G20'nin gelecek dönem başkanı olduğunu, bu nedenle Troyka sisteminde yer aldıklarını ve masanın başında dönem başkanı Avustralya ve bir evvelki dönem başkanı Rusya ile birlikte oturduklarını hatırlattı. Babacan, G20 toplantısının gelecek sene Türkiye'de yapılacağını ifade etti.

Washington temasları kapsamında ABD Hazine Bakanı Jack Lew ile görüşeceklerini, görüşme talebinin de Lew'den geldiğini ifade eden Babacan, zati Lew ile ara sıra telefonlaştıklarını belirtti.

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de iyi bir neticeyle sonuçlanacağını öngörüyoruz"

Başbakan Yardımcısı Babacan, müzakerelerinde Türkiye'deki mahalli seçimlerin gündeme gelip gelmediğine yönelik soru üzerine, mahalli seçim sonuçlarından sonra herkesin cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandığını gözlemlediğini kaydetti. Babacan, "Bundan sonra herhalde cumhurbaşkanlığı seçimleri ilgiyle, dikkatli izleyecek diye anlıyorum" dedi.

Başka bir soru üzerine, mahalli seçimlerde iyi bir sonuç alındığı için piyasanın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok büyük coşku yaşamasını beklemediklerini belirten Babacan, şimdiye kadar ekonomi politikalarında hiçbir şeyi seçime endeksli yapmadıklarını, bunun da güven yarattığını dile getirdi.

Babacan, "Dolayısıyla mahalli seçimler önemliydi, çok şükür Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili bir kaygımız yok. Tabi hiçbir seçimde akıbete güvence demek olası değil ama üç aşağı beş yukarı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de iyi bir neticeyle sonuçlanacağını öngörüyoruz, piyasa da öyle öngörüyor. Bu sene artık çok ciddi seçim heyecanı ve ekonomi üzerinde negatif etki olmasını beklemiyoruz" dedi.

"Kimsenin kendi kişisel yorumunu ortaya koymasını ben makul görmüyorum"

Cumhurbaşkanı adayının kim olacağına soru üzerine Babacan, bu konuların ilk olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı değerlendirmeler sonrasında ortaya çıkacağını söyledi.

Babacan, "Şu anda bu gelişmeleri şahıslardan bağımsız olarak düşünmek lazım. Burada birinci öncelik, birinci sırada cumhurbaşkanlığı seçimi var, cumhurbaşkanlığı seçimi için adayın kimin olacağı çok önemli. Bu konuda henüz bir izah yok. Ama hem Sayın Başbakanımız hem de Sayın Reisicumhurumuz dediler ki 'biz aramızda oturup konuşacağız bunları'" diye konuştu.

Babacan, bu konudaki ısrarlı sualler üzerine ise "Sayın Başbakanımız, Sayın Reisicumhurumuz 'aramızda konuşacağız' dedikten sonra bu konuda kimsenin kendi kişisel yorumunu ortaya koymasını ben makul görmüyorum. Ben şahsım için de makul görmüyorum, bu konuda kendi görüşlerini beyan eden arkadaşlarımız için de makul görmüyorum. Konunun direkt muhatabı bellidir. Dolayısıyla onlardan gelen açıklamaları hep birlikte beklemek lazım" değerlendirmesinde bulundu.

"Hedefini şaşıranlar veyahut farklı gayret içerisinde olanları tasvip etmek olası değil"

Babacan, bir gazetecinin "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Gülen hareketine yakın sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'yi şikayet eden mektuplarına yönelik açıklamasını" hatırlatarak, "bu harekete yakın müesseseleri Türkiye'nin ulusal çıkarı açısından nasıl değerlendirdiklerini" sorması üzerine şunları kaydetti:

"Türkiye'de bir gelenek vardır. Türkiye'nin uluslararası çıkarları, ulusal güvenliği söz konusuysa, BMGK seçimleri gibi veyahut Ermeni mevzusu gibi rastgele bir konu gündeme geldiğinde Türkiye kendi içinde kenetlenir ve Türkiye'den tek bir ses çıkar, tek bir duruş gösterir. Bu bizim geleneğimizdir. Ama maalesef şu son zamanda BMGK gibi ve hatta Ermeni mevzusu gibi konuların son derece önemli bir şekilde gündemimizde yer teşkil ettiğinde, Türkiye'nin duruşunun, hükümetin duruşunun dışında bir duruş sergilemeyi, Türkiye'yi iktidar partisi veya hükümet üzerinden kötü, negatif gösterecek bir gayret içinde olmayı, Türkiye Cumhuriyeti devletini seven, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını seven bir tutumla ben bağdaştıramıyorum doğrusu. Bu bizim geleneğimizde var. Dolayısıyla böyle dönemlerde herkes kenetlenir, herkes aynı hedeflere doğru çalışır, hep birlikte aynı hedeflere doğru giderken hedefini şaşıranlar ve yahut farklı gayret içerisinde olanları tasvip etmek olası değil."

"Küçük çıkarlar için büyük hedefi, ülkenin yüksek çıkarlarını riske atmamak lazım"

Babacan, benzer başka bir soru üzerine, "Burada belki hedef alınan iktidar partisi, hükümetimiz, Başbakanımız ama sonuçları itibariyle devletin çıkarlarının etkilendiğini görüyorsunuz ve yine sonuçları itibariyle tüm milletimizin, ülkenin zarar gördüğünü izliyorsunuz, dolayısıyla herkes böyle dönemlerde aklı selimle hareket etmeli. Küçük çıkarlar için büyük hedefi, ülkenin yüksek çıkarlarını riske atmamak lazım" diye konuştu.

"(Gülen hareketine yakın kurumlara) Bir çağrınız var mı" sorusu üzerine Babacan, "Konu eğer Türkiye'nin çıkarları, güvenliği, uluslararası camiadaki kredibilitesiyse, hükümeti, iktidar partisini hedef alayım derken Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarına zarar verici girişim içerisinde hiç kimsenin olmaması gerektiğini düşünüyorum ve herkesin sorumluluk duygusu içerisinde hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Babacan, "Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesiyle ilgili Türk hükümetinin girişimlerinin olup olmadığına" yönelik soru üzerine, "Bugün itibarıyla böyle bir girişimin olduğuyla ilgili bende bir bilgi yok" dedi.

Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasındaki telefon müzakeresinin hatırlatılması üzerine Babacan, "iki liderin yaptığı mahrem bir görüşmede, neyin gündeme gelip gelmediği konusunda kimsenin fikir yürütmesinin doğru olmadığını" dile getirdi.

"Kısa vadede öncelik, istikrar ve kontrolsüz bir resme hiçbir vakit izin vermemek"

Babacan, "Türkiye'ye yönelik bir takım eleştirilere" konusunda soru üzerine de şunları kaydetti:

"Geçen sene mayıstaki Gezi olaylarından bugüne kadarki süreçte belki tenkitlerin yoğunlaştığı bir dönemi görüyoruz. İster Gezi olayları olsun, ister 17 Aralık süreci olsun, bizim burada kısa vadeli önceliklerimiz var. Nedir bunlar? Türkiye'deki istikrarı korumak ve Türkiye'nin istikrarını, güvenliğini amaçlayan her türlü oluşuma ve çabaya de mani olmak, bunun da hemen önünü kesmek. Kısa vadede önceliğimiz bu. Dolayısıyla, mesele istikrar, ulusal güvenlik meselesiyse, birinci öncelik nedir, bunu hedef alan girişimleri bir an önce bertaraf etmektir.

Bu amaçla, attığınız bir takım adımlar, demokrasi, yargı bağımsızlığı veya güçler ayrılığı konusunda bir takım soru işaretleri uyandırabiliyor veyahut dışarıdan izleyenler böyle bir algıya kapılabiliyor. Bizim bir yandan kısa vadede önceliğimiz kontrolü, istikrarı muhafaza etmekken, orta uzun vadede asıl hedef ve idealimiz olan birinci sınıf demokrasi, gerçek anlamda bir hukuk devleti ve gelişmiş bir ekonomi. Bu konularda taviz vermemiz olası değil. Yani orta uzun vadeli hedeflerimizi, ideallerimizi sapa sağlam yerinde tutacağız ama o hedeflere doğru yürürken bizi engelleyebilecek, istikrarımıza, ulusal güvenliğimize zarar verecek her türlü çabayı da, hukuk ve TBMM'nin kabul ettiği yasalar çerçevesinde her türlü yöntemi de kullanarak, engellemeye çalışacağız, bu işin tabiatında bu var."

Babacan, "HSYK yasasının değişmesi veya bir takım polislerin görev yerlerinin değiştirilmesi gibi kısa vadede atılan adımların, yargının bağımsızlığı, güçler ayrılığına müdahale gibi görüntüde soru işaretlerine uyandırabildiğini ama niyetlerinin bu olmadığını" belirtti. Ancak, "burada bir organize bir gayret olduğuna ve bunun Türk hükümeti ile Başbakan Erdoğan'ı hedeflediğine" işaret eden Babacan, "Ama sonuçları itibarıyla bütün ülke bundan zarar görüyor. Dolayısıyla, bu tür çabaların, girişimlerin önüne geçmek için, bunları durdurmak için mutlaka gerekeni yapacağız. Buna müsamaha göstermek olası değil" diye konuştu.

Babacan, hem Gezi olaylarında hem 17 Aralık sürecinde finansal piyasalar üzerindeki gelişmelerin de tesirinin bu yönde olduğunu, finansal piyasaların "kontrolün hükümette mi olduğuna veya ipleri elinden kaçırıp kaçırmadığına" baktığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi iplerin elden kaçtığı, kontrolün kaybolduğu bir ülkede, istikrar değil kaos olur. Dolayısıyla, burada mutlaka bu işin son siyasi sorumluğu hükümette olduğuna göre hükümetimizin, iktidar partisi olarak da Meclis'teki grubumuzun ne gerekiyorsa yapması gerekiyor. Yani kısa vadede öncelik istikrar ve kontrolsüz bir resme hiçbir vakit izin vermemek. Zati sonuçları itibarıyla da görüyorsunuz, ne vakitki Gezi olayları yatıştı piyasalarda düzelme oldu, ne vakitki 17 Aralık operasyonuna karşı adımlar attık, ne vakitki seçimle birlikte 17 Aralık operasyonu ve onun arkasındaki yapının çok etkili olmadığı, olamayacağı ortaya çıktı piyasalar da rahatladı. Finansal piyasalar tek ölçü değil ama en azından istikrarı nerede görüyor piyasalar bu bize anlatıyor."

Babacan, seçim sonrasında da ülkede daha stabil bir tablo meydana geldiğini kaydetti. Orta uzun vadedeki öncelikler olan "hukuk devleti ilkesi, yargının gerçekten bağımsız ve tarafsız çalışabilmesi, yargı süreçlerinin kısalması, hızlı, adil, emin hükümler alınabilmesinin ", orta uzun vadedeki ekonomik istikrar için de önemli meydana geldiğini belirtti.

"Türkiye'deki tabloyla Ortadoğu'daki başka hiçbir ülkeyi karşılaştırmak olası değil"

Babacan, sözlerinin "Ortadoğu ülkelerinin kullandığı argümanlara benzetilmesi" üzerine de şunları ifade etti:

"Biz seçimle iş başına gelmiş bir hükümetiz, en son seçimlerde de halkın güveninin, teveccühünün tekrar tekrar teyit edildiği bir hükümetiz. Dolayısıyla, başka ülkelerdeki gelişmelerle Türkiye'yi karşılaştırmak olası değil, hangi ülke ile nasıl karşılaştıracaksınız, gerçekten tam darbe ile iş başına gelen Mısır'daki rejimle mi karşılaştırıyorsunuz veyahut Suriye'deki rejimle mi karşılaştırıyorsunuz, kiminle karşılaştırıyorsunuz. Türkiye'deki tabloyla Ortadoğu'daki başka hiçbir ülkeyi karşılaştırmak olası değil. Biz, AB standartlarında bir demokrasiyi benimsemiş ve 11 yıldır da demokrasinin kalitesini yükseltmiş bir ülkeyiz. Tamam mükemmel değiliz ama 11 sene öncesinin Türkiye'si ile bugünün Türkiye'si çok çok farklı. Nasıl 11 sene önceyle bugün farklıysa 2023'ün Türkiye'siyle bugünün Türkiye'si de farklı olacak.

Bu, sadece Türkiye'de değil, bugün benzer bir olay başka Avrupa ülkesinde de olsa orada da yapılacaktır. Siz düşünün ki bir ulusal güvenlik mevzusu haline gelmiş bir konu meydana çıksın, bir ülkenin başbakanının tüm telefon müzakerelerinin takip edildiği ortaya çıksın, devletin kriptolu telefonlarının dahi takip edildiği ortaya çıksın, dışişleri bakanınızın makam odasında en mahrem güvenlik müzakerelerinin yapıldığı bir ortamın dahi dinlendiği ortaya çıksın ve bunları önlemek için atacağınız adımlara siz deyin ki 'bu özgürlükleri kısıtlamıyor mu, şu açıdan doğru mu yanlış mı'. Bu durumlarda gereği neyse yapılır, her ülke yapar gereğini. Dolayısıyla burada madem böyle bir yapı var, bu yapıyla da mücadele etmek gerekiyor ve bu yapının Türkiye'ye zarar vermesini önlemek için de hızlı adımlar atılması gerekiyor ama bunu yaparken de tabi ki temel ilkelerden sapmamak gerekiyor."

HSYK ve internet yasalarının öneri edildiği hali ile Meclis'ten geçen halinin değiştiğine dikkati çeken Babacan, bir yandan hızlı biçimde meselesi çözmeye uğraşırken bir yandan da temel prensiplerden taviz vermemeye çalıştıklarını kaydetti.

Babacan, Türkiye'ye yönelik para girişine konusunda soruya karşılık, son dört haftadır, hemen her gün Türkiye'ye döviz girişi olduğuna işaret ederek, "Çünkü yatırımcılar şöyle düşünüyor, 'kısa vadeli siyasi risklerin bir kısmı ortadan kalktı' diyor. Ve daha evvelki beklentileri ile bugünkü beklentileri arasında fark var, daha olumlu bir bakış açısı var, dolayısıyla bunun neticelerini da biz piyasa hareketlerinde görüyoruz" dedi.

Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın üç sene süreyle Ziraat Bankası Banka Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmesiyle ilgili soru üzerine Babacan, suçu ispat edilene kadar herkesin masum olduğuna yönelik evrensel hukuk karinesine işaret etti. Babacan, Arslan konusunda başka bir soruya da "Siyasi irade böyle tercih etmiştir, hukuki bir engel de yoktur" yanıtını verdi.

Babacan, Gezi olayları ve 17 Aralık İstanbul merkezli operasyona, yurtdışındaki bir takım negatif yazılara rağmen geçen sene Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyüyerek Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi meydana geldiğini hatırlattı. Babacan, Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyümesine konusunda öngörünün, beklenenden biraz daha aşağı olabileceğini, bunun belirleyicisinin ise ihracat olacağını kaydetti.

Dosya masrafı iade edilecek

Bankaların aldığı ücret ve komisyonlara ilişkin taslağa reaksiyonlar sürerken, Bankacılık Aranjman ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) cevap vasfında 3 önemli karar geldi. Mahkeme, tüketiciden alınan dosya ve yapılandırma fiyatı için 'iade' kararı verirken, "Bu iyi niyet kaidelerine aykırıdır. Banka bu kalemleri zaruri masraf olarak gösteremez" uyarısında bulundu. Kredi kullanan yurttaşlardan dosya masrafı ve yapılandırma fiyatı altında para meydan bankalara yönelik 3 önemli karar çıktı.

Ankara Sincan 2'nci Tüketici Mahkemesi, tüketiciden dosya masrafı adı altında alınan 750 liranın iadesine karar verdi. Kararda, "Müzakere edilmeden sözleşmeye eklenen hüküm kabul edilemez" denildi.

TÜKETİCİ HAKLI

Yine Ankara'da bir tüketici, bin 158 lira yeniden yapılandırma ücretini hakem kurulu kararı ile geri aldı. Takiye Erdem adlı tüketici, konut kredisini yapılandırırken tahsil edilen 701 liranın iadesi için hakem kuruluna başvurdu. Heyet, inşa edilen işlemin legal olmadığına karar verdi.

Hazal ATEŞ

Dolar güne nasıl başladı

İstanbul serbest piyasada dolar 2,1200, avro 2,9460 liradan güne başladı.

Kapalıçarşı'da 2,1170 liradan alınan dolar 2,1200 liradan satılıyor. 2,9420 liradan alınan avronun satış maliyeti ise 2,9460 lira olarak belirlendi.

Önceki kapanışta doların satış maliyeti 2,1020 lira, avronun satış maliyeti ise 2,9130 lira olmuştu.

İstanbul ve Ankara'da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatları, saat 09.30 bakımından şöyle:

İSTANBUL ALIŞ SATIŞ
ABD Doları 2,1160 2,1230
Avro 2,9400 2,9480
Sterlin 3,5440 3,5680
ANKARA
ABD Doları 2,1100 2,1250
Avro 2,9310 2,9510
Sterlin 3,5270 3,5820

Moody's, Türkiye'nin kredi notunu düşürdü

Uluslararası Kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye'nin kredi notunun görünümünü durağandan negatife çevirdi. Inşa Edilen açıklamada Türkiye'nin Baa3 seviyesindeki devlet tahvili notu ise mevcut seviyesinde onaylandı.

Açıklamada Moody's'in görünümü değiştirme hükmünde etkili meydana gelen unsurlar söyle açıklandı: "Yerli ve yabancı yatırımcının güvenini etkileyen artan politik belirsizlik ve dünyada azalan likidite, ülkenin dış finansman pozisyonu üzerinde baskı oluşturuyor.

Bu bağlamda GSYH artışının kısa vadeli görünümündeki yavaşlama, orta vadeli büyüme trendine yönelik belirsizliklerin büyümeyi güçlendirecek reformların azalması olasılığına bağlı olarak artması ve içerideki politik karmaşanın politik ortamı henüz belirsiz hale getirmesi"

Moody's Türkiye'nin Baa3 seviyesindeki notunun onaylanmasını ise şu nedenlere bağladı; Hükümetin kuvvetli mali ölçütleri, ki bunlar nihai yıllarda borçların GSYH'ye oranını düşürdü, borçların içindeki döviz borçlarının ağırlığının azalması ve borçların vade yapısının uzaması. Türkiye ekonomisinde yaşanan güçlenme, bilhassa büyüklük, varlıklılık ve ekonomik çeşitlenme konusundaki gelişmeler, ki bunlar aynı kategorideki diğer ülkelere kıyasla henüz kuvvetli durumda.

BTK numara taşıyanın 'BİP' sesini kaldırıyor

Ali Ağaoğlu

Türkiye numara taşıma ile Kasım 2009'da tanıştı. Aslında numara taşıma ile en geç tanışan ülkelerden biriydik. İlk numara taşıma dünyada 1997 senesinde Singapur'da uygulamaya konmuştu. Avrupa'da uygulamaya ilk geçen 1999'da İngiltere'ydi. 2002'de derhal tüm gelişmiş ülkelerde bu uygulama yürürlükteydi. Biz açıkçası geç kaldık. Halbuki rekabetin artması, ücretlerin düşmesi için önemliydi.

Benzer bir geç kalmışlığı şimdi de 'Bip' sesinde yaşıyoruz. 'Bip' sesi taşıma uygulaması Kasım 2009'da başladığında önemliydi. Rekabette tüketiciyi koruyordu. Zira operatörler arası konuşma ara irtibat ücretinden ötürü çok pahalıydı. Operatör içi konuşmalar avantajlıydı. Hiç bir operatör kümesindeki kazların başka kümese gitmesini istemiyordu. Halbuki şimdi her istikamete tarifelerle tüketicinin bu derdi ortadan kalktı. Yani 'Bip' sesi ilk etapta tüketiciyi savunurken bugün rekabetin önünde bir engel haline geldi.

Bip sesinin artık rekabeti engelleyen bir unsur haline geldiğini kabul eden BTK, misyonunu bitiren Bip sesini kaldırmaya hazırlanıyor. Bu konuda alakalı müesseselerden görüş toplamaya başlayan BTK'nın önümüzdeki bir kaç ay içinde hükmünü açıklaması bekleniyor. Tarifeleri inceleyen BTK, her istikamete tarifeye geçen abone sayısının yüzde 90'ın üzerinde olduğunu gördü. Bu yüzden de geçiş önünde tüketici hakkı açısından rastgele bir engel görünmüyor. Ancak operatörler arasında elbette bu konuda direnç gösterenler de farklı argümanlar ortaya koyanlar da olacaktır.

BTK, Avrupa'daki örnekleri de inceliyor. Bu uyarı sesini uygulayan zati çok ülke yoktu, olanlar da vakit içinde bunu kaldırdı. Sözgelişi Avrupa'da numara taşıma oranı en yüksek ülke meydana gelen Finlandiya tüketicilerden gelen yakıntıları dikkate alarak uygulamadan vazgeçti.

Almanya farklı bir uygulamaya geçti. Tanımadığı bir aboneyi arayacak kişi SMS atarak ya da özel bir santrali arayarak abonenin hangi şebekede olduğunu öğrenebiliyor. Ancak asıl önemli meydana gelen tarifeler değişti ve artık farklı operatörde olmanın pahalı konuşmakla alakalı bir tehlikesi kalmadı. Düşünün Avrupa yakın gelecekte ülkeler arasında tek tarifeye geçişin hazırlığını yapmış durumda.

4G rekabeti de fiber kabloya takıldı

Numara taşımada 'Bip' sesinin yarattığı olumsuzluk aşılmaya çalışılırken 4G'de fiber altyapının kullanımıyla alakalı engellerin nasıl kalkacağı ise daha bilinmiyor.

4G'ye geçmeyi dört gözle bekliyoruz ancak ciddi sorunlar var. 4G hizmeti için operatörlerin baz istasyonlar ile santraller arasındaki yolu fiber transmisyonla geçmesi şart. Bakır kablo ya da havadan geçiş 4G'de işe yaramıyor. Fiber altyapı ise GSM operatörlerinde değil Türk Telekom'da. Operatörler ayrı ayrı fiber yatırım yapmaktansa mevcut yatırımlara, ancak makul ücretlerle ulaşmayı talep ediyor.

Türk Telekom ise bunca yıldır yaptığı yatırımların karşılığını almak, sabit telefon gelirindeki azalışı fiber kullanım fiyatı ile telafi etmenin peşinde. Bakalım BTK'nın hakemliği ve otoritesi burada nasıl bir sonuç ortaya koyacak. Eriştirme daha önceki Bakanı Binali Yıldırım 4G için 2014 sonuna buluşma vermişti. Açıkçası 4G mevcut koşullarda 2015'te bile zor görünüyor.

İşlerin mi kesat numaranı taşıdın?

Peki NTS uyarı sesi ya da aramızda kullandığımız şekliyle 'Bip' sesi neden çok önemli. Geçtiğimiz günlerde GFK'nın yaptığı bir araştırma bip sesinin numara taşımada engel olduğunu dolayısıyla rekabetin bozulmasına kapı araladığını ortaya koydu.

GFK'nın araştırmasına katılan her 100 aboneden 41'i numarasını taşımama sebebi olarak "bip sesi"ni gösterdi.

Araştırmaya göre, her 3 katılımcıdan biri "Bip sesinden ötürü operatör değiştirdiğinin anlaşılmasını istemiyor." Başka bir deyişle bip sesi abonenin operatör değiştirme kararı için bir engel oluşturuyor. Zira numarasını taşıyanla dalga geçiliyormuş. "Ne o abi işlerin mi kesat da numaranı taşıdın daha hesaplıya mı geçtin" diyenler oluyormuş. Bip sesinin ne anlama geldiğini bilmeyenler de çoğunlukta. Hatta o sesi duyduğunda telefonun dinlendiğini düşünenler de çıkıyormuş. Numara taşımadaki tüm engellerin kalkması çok önemli. Geçmiş tecrübeler ortaya koydu ki numara taşıma ile beraber rekabet arttı, konuşma ücretleri düştü. Bir istatistiki araştırma var. Numara taşıma ile ilk etapta yüzde 6, uzun vadede yüzde 35'e varan indirimler olmuş. Bip sesinin yarattığı engel de kalkarsa eminim özgürlük daha da artacak ve sonuçta kazanan aboneler olacak.

Telekulakçı polisleri küpür değil, deliller yaktı

Kemal Gümüş

Adana'da 6 polisin telekulak soruşturması kapsamında tutuklanmasından sonra soruşturmaya yönelik başlatılan itibarsızlaştırma çabaları dikkat çekti. Kuşkuluların avukatları ile bir bölüm medya, bilhassa de paralel yapı, soruşturmanın yalnizca gazete küpürleri gerekçe gösterilerek başlatıldığını ve dosyada hiç bir delil bulunmadığı iddia etti. Adli kaynaklar ise bu iddiaları tamamiyle çürütüyor. Edinilen bilgilere göre polislerin tutuklanmasına neden meydana gelen kanıtların medyada emniyet istihbarat şubedeki bilgisayarlarından çıkan log kayıtları ve bu kayıtlarda bulunan sahte dinleme raporları yer alıyor. Paralel Teşkilat yandaşları soruşturma dosyasına giren kanıtları görmezden geldi.

YALAN: Gazete küpürleri tek delil

DOĞRU: Emniyetin harddiskinde var

Sorusturmanın temel dayanağı meydana gelen deliller iddia edildiği gibi gazete küpürleri değil, Emniyet İstihbarat Dairesi'nin harddisklerindeki log kayitlarindan elde edilen belgeler. Bu harddisklerin tahrif edilmiş oldugu, ancak teknik ekiplerin belgelerin bir bölümünü geri dönüştürmeyi başardığı ortaya çıktı.

YALAN: Dinlemeler mahkeme izniyle

DOĞRU: Mahkeme kurulu oluşturulan sahte raporla yanıltıldı

Kentteki üst seviye kamu görevlileri ile yargı üyelerini dinleten paralel yapı, bu kayıtları santaj amacıyla depoladı. Paralel örgüt, dinlemenin legal kılıfını da hazırladı. Sahte bir istihbarat raporu düzenleyerek hedef aldığı ismin telefon numarasını illegal teşkilat veya çete azasının kullandığı telefon numarası gibi mahkemeye sundu. Telefon numarası doğru, isim ise sahteydi. Sahte isimlerle yıllarca dinleme yapıldı. Mahkemeler oluşturulan sahte raporlarla yanıltılarak dinleme izinleri alındı.

YALAN: Hakim ve savcılar dinlenmedi

DOĞRU: Yargı üyeleri sahte isimlerle dinlendi

Gerek şüpheli avukatları, gerekse de paralel yapının destekçisi bir takım basın üyeleri hakim ve savcıların dinlenilmediğini öne sürdü. Ancak soruşturma dosyasına giren belgeler, yargı mensuplarının sahte isimlerle dinleme mağduru meydana geldiğini açıkça ortaya koydu. Hakim ve savcılar, illegal teşkilat üyesi yöneticisi gibi İstihbarat Şubeye bağlı teknik takip ofisi tarafından dinlendi. Deliller dosyaya girdi.

YALAN: Şüphelilere adli kontrol uygulanmalı

DOĞRU: 12 seneye kadar mapus isteniyor

Şüpheliler Türk Ceza Yasasının 204/2, 267, 271. maddeleri gereği tutuklanmaya sevk edildi. Bu kanun maddeleri gereği 7 yıldan 12 seneye kadar mapus isteniyor. Öte yandan şu ana kadar Emniyet İstihbarat Şubelerinin yaptığı "önleme dinlemelerinin" büyük çoğunluğunun teşkilat çıkarları doğrultusunda yapıldığı belirtiliyor. Paralel yapının istihbari dinlemelerde aynı yöntemi kullandığı ifade ediliyor.

YASADIŞI DİNLENEN 50 KİŞİ ŞİKAYETÇİ

Adana dinleme soruşturması kapsamında gözaltına alınan 6 polis için savcı 7 sene ile 12 sene arasında değişen mapus cezası talep etti. Adana Nöbetçi 1. Sulh Mahkemesine gönderilen şüpheli polisler Hakim İbrahim Sarı tarafından TCK'nın 204/2-267 ile 271 maddeleri kapsamında gözaltına alınarak cezaevine gönderildi.10 Savcı ve Hakimin yakıntıcı olduğu soruşturmada polisler misyonu gereği tertip etmeye yetkili olduğu resmi vesikayı sahte olarak düzenlemek, başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek, hukuka ters fiil isnat etmek, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar etmek ve işlenmeyen suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurmakla suçlanıyorlar. Bu kapsamda dinlenildiğini iddia eden polislerden 10'u ile hakim ve savcı yaklaşık 50 kişi daha yakıntıcı oldu.

İL İL DİNLEME SKANDALI

30 ilde 147 bin 858 kişiyi paralel yapının dinlediği ortaya çıktı. Paralel yapılanma kamuoyunun bildiği 'Ergenekon, uyuşturucu, terör' gibi soruşturma dosyalarının içerisine dinlemek istedikleri isimleri monte etti. Buna göre, Adana'da 13 bin, Ankara'da 11 bin, Antalya'da 7 bin, Aydın'da 2 bin 764, Elazığ'da 3 bin, Bursa'da 3 bin 596, Edirne'de bin 273, Erzurum'da bin 999, Eskişehir'da bin 429, Gaziantep'te 15 bin 426, Hatay'da 10 bin 817, İstanbul'da 28 bin 508, İzmir'de 12 bin 978, Kayseri'de bin 770, Kilis'te bin 332, Kocaeli'de 5 bin 896, Konya'da 4 bin 389, Sakarya'da 2 bin 816, Samsun'da bin, Trabzon'da bin 119, Tunceli'de bin 374, Van'da 8 bin 489 kişi dinlenmişti. TİB kayıtlarına göre de, Emniyet'in 2 senede toplam 1 milyon 73 bin kişiyi dinlediği ortaya çıkmıştı.

TIR soruşturması: yüzbaşı tutuklandı

Adana'da, MİT'e ait TIR'ların aranması nedeniyle açılan 'casusluk' soruşturması kapsamında Ankara'da gözaltına alınan Jandarma İstihbarat Yüzbaşı Hakan Gençer tutuklandı. Suriye'ye 19 Ocak'ta giden MİT'e ait TIR'ların Adana'da aranmasının ardından kapatılan özel yetkili mahkeme savcıları ile bir takım jandarma subayları kısa sürede başka görevlere ve illere atanmış, bu aramanın inşa edilmesi konusunda olarak da 'casusluk soruşturması' açılmıştı.Yüzbaşı Hakan Gençer, cezaevine gönderildi. TIR'larla ilgili Ankara'da da 7 muvazzaf asker daha ifade verdi.

ADANA HAKİMİ: VERDİĞİM KARARLAR HUKUKİ

Adana'da dinleme skandalına karışan 6 polis ile ilgili tutuklama kararı verdikten sonra sosyal basin paylaşımları nedeniyle eleştirilen Adana 1. Sulh Ceza Hakimi İbrahim Sağır tenkitlere cevap verdi. Hukuki gerekçeler ışığında karar verdiğini vurgulayan Sağır, "Hakim dosyanın muhteviyatına bakarak hukuki gerekçeler ve vicdani kanınına göre karar verir. Verdiğim karardan eminim" dedi. Başbakan Erdoğan'a sevgisi nedeniyle ile ilgili araştırmalar yapıldığını anlatan Sağır "Verdiğim kararla özel hayatımın ne ilgisi var" diye sordu.

Borsa güne yüzde 1,38 düşüşle başladı

Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi güne 1.006,20 puan düşüşle 72.144,03 puandan başladı.

Borsa İstanbul'da işlem gören pay senetleri evvelki kapanışına göre vasati yüzde 1,38 oranında değer kaybederken, bankacılık endeksi yüzde 1,54 ve holding endeksi yüzde 1,46 oranında geriledi.

Analistler, bir gün önce Fed iyimserliğiyle yüzde 1 yükselen Borsa İstanbul'da gerek global piyasalardaki düşüş gerekse Moody's'in Türkiye'nin not görünümünü "negatif"e çevirmesiyle kar satışlarının artabileceğini belirtiyor.

Analistler, bugün ayrıca dolar/TL'deki hareketlerin ve şubat ayı ödemeler dengesi verilerinin de izleyeceğini ifade ediyor.

BIST 100 endeksinde 72.000-71.500 seviyelerinin dayanak konumunda meydana geldiğini belirten analistler, dayanağın kırılması durumunda 69.000 puan düzeyine doğru kar satışları ile beraber düzeltme hareketinin görülebileceğini tahmin ediyor.

31 şehirde operasyon yapılacak iddiası

İlk tespitlere göre 31 il ve ilçede çok sayıda bürokrat ve askeri yetkili dinlendi. Güvenlik kaynakları Kırklareli, Erzincan, Mersin, Konya ve Trabzon'da düğmeye basılacağı sinyalini verdi.

Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 169. yıldönümü dolasıyla ATO Congresium'da tertip eden merasime katılan İçişleri Bakanı Efkan Ala, tören nihayetinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Adana'da usülsüz dinlemelerle alakalı soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde gözaltına alınanlara ilişkin bir sual üzerine Ala, 'Adana'da 6 kişi tutuklandı. Bunlar illegal dinlemelere ilişkin soruşturmalarda elde edilen sonuçlar. Bizim bu tür faaliyetlere ilişkin zati adli ve idari soruşturmalar devam ediyor. İdari soruşturma yönünden de şu ana kadar 150'ye yakın görevli, görevden uzaklaştırıldı. Dolayısıyla soruşturmalar sonucunda elde edilen delililere göre işlemler yapılmaktadır. Bunun bazıları adli işlem oluyor, bazıları idari işlem oluyor, bazısı hem adli, hem idari işlem oluyor. Onun için soruşturmalar, işlemler devam ediyor' dedi. Ala, 'Diğer şehirlerde de benzer soruşturmaların başlaması muhtemel mi ?' sorusuna, 'Var zaten. Soruşturmalar var. Nerede usülsüz, yanlış dinleme olmuşsa orada soruşturma var. Şu anda 180'i aşkın soruşturma devam ediyor' yanıtını verdi.

4 MÜDÜR İDDİASI

Ankara'da 4 polis müdürünün ifadesinin alındığı iddiasının ise doğru olmadığını belirten Ala, 'Sonuçta Adana'da yürütülen ama buna ilişkin İstanbul'da da, Ankara'da da ara ara ifadelere başvuruluyor. Hem müfettişler başvuruyor. Bazen müfettişler görevden uzaklaştırıyor, bazen adli makamlar soruşturma yürütüyor. O bakımdan medyaya spesifik yanlış bilgiler gelebiliyor' ifadelerini kullandı. Ala, MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin yürütülen 'casusluk' soruşturması kapsamında henüz önce serbest bırakılan, ancak evvelki gün gözaltına alınan 2 askerle alakalı olarak ise şunları söyledi:

HER TEDBİR ALINACAK

'Soruşturma sürüyor. Serbest bırakılma bir soruşturmanın devam etmediği anlamına gelmez ama gözaltına alınma da kesinlikle suçlu oldukları anlamına gelmez. Soruşturmanın seyri itibariyle bazen görevden uzaklaştırma, bazen gözaltına alınma tedbirleri uygulanabilir. Ama soruşturma, yargılama bitirdikten sonra karar verilir. Doğal bazılarına idari yaptırımlar oluyor. Meslekten çıkarma önerileri yapılabiliyor ya da çeşitli disiplin cezaları öngörülüyor, talep ediliyor. Onlar disiplin kurullarında görüşülüyor. Ben idari soruşturmaları doğal bilirim ama o da gizlidir. İnsanları baştan suçlu duyuru etmemek gerekir.'

Cari açık rakamları açıklandı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından izah eden şubat ayı cari işlemler açığı, bir evvelki yılın şubat ayına göre 1 milyar 901 milyon dolar azalarak 3 milyar 191 milyon dolara geriledi. Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığı 62 milyar 246 milyon dolar oldu.

Cari işlemler açığı, bir evvelki yılın ilk iki ayına göre 2 milyar 779 milyon dolar azalarak 8 milyar 121 milyon dolara geriledi. Bu gerilemede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının 2 milyar 536 milyon dolar azalarak 8 milyar 822 milyon dolara düşmesi ve kesin hizmet gelirlerinin 447 milyon dolar artarak 1 milyar 770 milyon dolara yükselmesi etkili oldu.

Parasal olmayan altın kalemi altında, bir evvelki yılın ilk iki maaş döneminde 727 milyon dolar kesin altın ithalatı gerçekleşmişken, bu yılın aynı döneminde 413 milyon dolar kesin altın ihracatı oldu.

Turizm gelirleri bir evvelki yılın aynı dönemine göre 160 milyon dolar meblağında artarak 2 milyar 536 milyon dolara, turizm masrafları de 39 milyon dolar meblağında artarak 748 milyon dolara ulaştı.

Yatırım geliri dengesinden meydana gelen kesin çıkışlar, bir evvelki yılın aynı dönemine göre 85 milyon dolar artarak 1 milyar 109 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Türk işi 10 acil müdahale

Saldırıya uğrayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüzüne bir partili bozuk para bastı. Bu ivedi müdahale, 'Türk işi' ilkyardımları akıllara getirdi. Halk arasında malum ve uygulanan birçok şeyin sıhhatli olup meydana gelmediği tartışmalı. Hatta bazılarının faydasından çok zararı var. İşte doğru malum yanlışlar:

Yanıklara yoğurt-salça: Yoğurt, diş macunu ve salça gibi şeyler enfeksiyon riskini artırıyor.

Kanayan yaraya tütün: Kesilen yere tütün, pudra, kül v.b. şeyler koymak enfeksiyona davetiye çıkarıyor.

Şişe bozuk para basmak: Kılıçdaroğlu'na uygulanan yol yarada açıklık varsa enfeksiyon riski oluştuyor. Zira, dünyanın en mikroplu şeylerinden biri para!

Bayılana soğan: Bilhassa sara hastalarına karşı uygulanan bu yol yanlış.

Zehirli yeri emmek: Yılan ve haşere ısırmalarında akla gelen ilk müdahale bölgeyi emmek. Bu nihai derece sakıncalı. Zira, zehirin ağız yöntemiyle vücuda geçmesine kapı aralanıyor.

Donan kişiyi karla ovmak: Çivi çiviyi söker mantığına dayanan bu uygulmama da faydalı değil. Derhal soba başına götürmek ise hastayı öldürebiliyor.

Zehirlenince yoğurt: Yoğurt kusmaya sebep oluyor ve zehirli atıkların akciğere kaçmasına yol açıyor.

Yaraya kolonya: Kolonya, mikrobu önlemiyor, aksine yarayı derinleştiriyor.

Diş ağrısına içkili pamuk: Uygulama ağız içindeki hassas dokularda alkol yanıklarına yol açabiliyor.

Yaraya tükürmek: Tükürük ağız yaraları olağanüstü iyileştiriyor fakat açık yaralar için önerilmiyor.

Fatih Selek

ALS sınava giriş belgeleri yayında

DUYURU

(11 Nisan 2014)

2014 Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Imtihanı (2014-ALS): Sınava Giriş Belgelerinin Edinilmesi

20 Nisan 2014 tarihinde yapılacak Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı'na (2014-ALS) başvuran adayların, imtihanlara girecekleri bina/salonlara atanma işlemleri tamamlanmıştır.

Adaylar, imtihana girecekleri yer bilgisini gösteren Imtihana Giriş Belgelerini T.C. Kimlik Numaraları ve aday şifreleri ile ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden edineceklerdir. Vesikanın üzerinde adayın imtihana gireceği merkez, bina, salon bilgileri ile adayın fotoğrafı bulunacaktır. Belge üzerinde adayın fotoğrafı bulunması zorunludur. Adaylar, bu belgelerinin yazıcıdan dökümünü edinirken belge üzerinde fotoğraf olmasına özen göstermelidirler. Adaylar internetten edinecekleri bu belgelerinin renkli veyahut siyah-beyaz çıktılarını sınav günü yanlarında bulundurmak zorundadır. Vesikanın ön ve arka yüzünde ÖSYM'nin tespit edildiği bilgiler dışında rastgele bir yazı, resim, işaret vb. bulunmamalıdır. Sınava Giriş Belgesi'ni (fotoğraf görünür bir şekilde) yanında bulundurmayan adaylar imtihana alınmayacaktır. Adayların imtihana girecekleri binayı sınav gününden önce görmeleri y ararlarına olacaktır. Adaylara Imtihana Giriş Vesikası gönderilmeyecektir.

Adayların imtihana girebilmeleri için Sınava Giriş Belgesinden başka fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgelerini de yanlarında bulundurmaları zorunludur. Nüfus cüzdanı, pasaport, zaruri askerlik görevini ifa eden er/erbaşlar ile askeri öğrenciler için askeri kimlik vesikası (Bu özel durum, muvazzaf askerler için geçerli değildir.), Türk vatandaşlığından müsaade ile ayrılanlar ve bunların kanuni mirasçılarına ait Pembe/Mavi Kartlar özel kimlik vesikası olarak kabul edilir. Bunların dışındaki, şoför belgesi, meslek kimlik kartları vb. diğer tüm belgeler imtihana giriş için geçerli belgeler sayılmayacaktır. Nüfus cüzdanında soğuk damga basılı olmalı, adayın sınav görevlilerince kolaylıkla tanınmasını sağlayacak güncel bir fotoğrafı ve T.C. Kimlik Numarası bulunmalı, pasaportun müddeti geçerli olmalıdır. Üzerinde soğuk damga, güncel bir fotoğraf veya T.C. Kimlik Numarası yer almayan nüfus cüzdanları ile geçerlilik müddeti bitmiş pasaport kabul edilmeyecektir. Bu belgelerini eksiksiz olarak yanında bulundurmayan bir aday, mazereti ne olursa olsun, imtihana alınmayacaktır; imtihana alınsa bile imtihanı geçersiz sayılacaktır.

Nüfus cüzdanı olmayan veya nüfus cüzdanında T.C. Kimlik Numarası, soğuk damga veya güncel bir fotoğrafı yer almayan adayların, kimlik vesikası nedeniyle imtihanda bir hak kaybına uğramamaları, mağduriyet yaşamamaları için sınav kaidelerine makul kimlik belgelerini edinerek imtihana girmeleri gerekmektedir.

Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.

ÖSYM BAŞKANLIĞI

Moğolistan ile vizeler kaldırıldı

Türkiye ve Moğolistan arasında imzalanan anlaşma gereği, her iki ülke yurttaşlarının 30 güne kadar karşılıklı seyahatleri için vize mecburiyeti kaldırıldı.

Dışişleri Bakanlığı tarafından inşa edilen açıklamada, 10 Ekim 2013'de Ankara'da imzalanan ve her iki ülke yurttaşlarının pasaport türüne bakılmaksızın karşılıklı olarak 30 günlük vizesiz seyahatlerde bulunabilmelerini öngören "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti Arasında Yurttaşlarının Karşılıklı Seyahatine İlişkin Anlaşma"nın 12 Şubat 2014 tarih ve 2014/5993 sayılı Kabine Kararı ile onaylandığı ve alakalı kararları gereği bugün yürürlüğü girdiği belirtildi.

Açıklamada, paktın Türkiye-Moğolistan ilişkilerinin gelişimine katkıda bulunacak nihai derece önemli bir adım olduğu değerlendirilirken, "Son yıllarda karşılıklı üst seviye ziyaretlerle ivme kazanan politik ilişkilerimizin somut bir yansıması meydana gelen karşılıklı vize muafiyeti, tarihi yakın bağlarımızın bulunduğu Moğolistan ile insani ve ticari ilişkiler başta olmak üzere her meydanda ilişkilerimizi henüz da geliştirecektir" denildi.

İçişlerinde, şube müdürü olma şartında değişiklik

İçişleri Bakanlığı görevde yükselme yönetmeliğini 11 Nisan bakımından değiştirdi.

Değişiklik sırasında şube müdürü kadroları için aranan müessesede 5 senelik çalışma müddeti 3 seneye indirilmiştir. Başka bir değişiklikte ise sekreter ve avukatların da şef kadrosuna başvurabilmeleri sağlanmıştır.

İşte yönetmelikle inşa edilen değişiklikler

ŞUBE MÜDÜRÜ,
İL NÜFUS VE YURTTAŞLIK MÜDÜRÜ,
İL DERNEKLER MÜDÜRÜ,
İL TASARıLAMA VE KOORDİNASYON MÜDÜRÜ

Bu kadrolara atanabilmek için mezuniyet ve ülkenin her yerinde misyon yapabilecek derecede sağlı olduğu beyanının yanı sıra, Bakanlık merkez veya taşra örgütünde il tasarılama uzmanı, sivil koruma uzmanı, eğitim uzmanı, uzman, şef veya henüz üst unvanlı bir kadroda misyon almak gerekiyordu. Buralardaki misyon müddeti 5 yıldan 3 seneye indirilmiştir.

Şube müdürlüğü özelinde fıkranın nihai hali şu şekilde olmuştur:

1) Fakülte veya dört senelik akademi mezunu olmak,

2) Nihai başvuru tarihi itibariyle; Bakanlık merkez veya taşra örgütünde il tasarılama uzmanı, sivil koruma uzmanı, eğitim uzmanı, uzman, şef veya henüz üst unvanlı bir kadroda en az üç yıl çalışmış olmak kaydıyla toplam on yıl hizmet müddeti bulunmak,

İL YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
İL İDARE HEYETI MÜDÜRÜ,
İL MEDYA VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ

Bu kadrolara atanabilmek için; Fakülte veya dört senelik akademi mezunu olma koşulunun yanı sıra, Bakanlık merkez veya taşra örgütünde il tasarılama uzmanı, sivil koruma uzmanı, eğitim uzmanı, uzman, şef veya henüz üst unvanlı bir kadroda en az dört yıl çalışmış olma şartı aranıyordu. Buradaki 4 senelik süre de 3 seneye indirilmiştir.

İl makale işleri müdürü özelinde tertip etmenin nihai hali şu şekildedir:

1) Fakülte veya dört senelik akademi mezunu olmak,
2) Nihai başvuru tarihi itibariyle; Bakanlık merkez veya taşra örgütünde il tasarılama uzmanı, sivil koruma uzmanı, eğitim uzmanı, uzman, şef veya henüz üst unvanlı bir kadroda en az üç yıl çalışmış olmak kaydıyla toplam on yıl hizmet müddeti bulunmak,

ŞEF VE ÜSTÜ KADROLARDA YER SAHALAR DA UZMAN OLABİLECEK

Önceki düzenlemede uzman kadrosuna atanabilmek için Bakanlık merkez veya taşra örgütünde data hazırlama ve kontrol işletmeni, bilgisayar işletmeni, teknisyen, programcı, öğretmen, kütüphaneci, mütercim, tekniker, mühendis, psikolog, hemşire, laborant, grafiker, çözümleyici, diyetisyen, istatistikçi, restoratör veya mimar kadrolarında çalışmış olma şartı aranıyordu. Yeni düzenlemedfe bu unvanlara ilave olarak, şef veya üstü unvanlarda en az 2 yıl çalışmış olup da 6 senelik hizmeti olanlarun da uzman kadrosuna olanak tanınmıştır.

TÜM EĞİTİM FAKÜLTESİ MEZUNLARI VE FORMASYON ALMIŞ FEN EDEBİYATÇILAR EĞİTİM UZMANI OLABİLECEK

Eski hüküm:

1) Üniversitelerin eğitim fakültelerinden Türkçe öğretmenliği veya fen-edebiyat fakültelerinin, Türk dili edebiyatı, tarih, sosyoloji, psikoloji ve felsefe bölümlerinden mezun olmak,
2) Fen-edebiyat fakültelerinin bölümlerinden mezun ise pedagojik formasyon belgesine sahip olmak,

Yeni hüküm:

1) Üniversitelerin eğitim fakülteleri bölümlerinden veya pedagojik formasyon belgesine sahip olmak kaydıyla Fen-Edebiyat fakülteleri bölümlerinden mezun olmak,

Değerlendirme

Yeni düzenlemeye göre sadece türkçeyle ilgili bölüm mezunları değil öğretmenlikle ilgili tüm bölüm mezunları eğitim uzmanı olabilecek.

MEMUR İÇİN AÇILACAK GÖREVDE YÜKSELME SINAVINA, BAKANLIK MERKEZ VEYA TAŞRA TEŞKİLATINDA EN AZ 2 YIL ÇALIŞANLAR BAŞVURABİLECEK

Yönetmeliğin önceki halinde, memur kadrosuna nasıl atama yapılacağı düzenlenmemişti. Yeni düzenleme de, memur unvanına ilişkin de özel şartlar belirlenmiştir. Yeni düzenleme şu şekildedir:

"k) Memur, data hazırlama ve kontrol işletmeni veya bilgisayar işletmeni olabilmek için;

1) En az lise veya dengi okul mezunu olmak,
2) Nihai başvuru tarihi bakımından Bakanlık merkez veya taşra örgütünde en az iki yıl çalışmış olmak,
3) Memur kadrosuna atanacaklar hariç olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığınca onaylanmış bilgisayar işletmeni sertifikasına sahip olmak,

SEKRETER, AVUKAT, TERCÜMAN VE MATBAACI DA ŞEF, UZMAN VE SİVİL KORUMA UZMANI OLABİLECEK

11 Nisan 2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan değişikliğie göre şef, uzman ve sivil savunam uzmanı kadroları için açılacak görevde yükselme sınavına sekreter, avukat, tercüman, matbaacı unvanları da alınmıştır.

SEKRETER KADROSU İÇİN BELİRLENEN ÖZEL ŞARTLAR

Sekreter kadrosu için açılacak görevde yükselme sınavına başvurmada, mezuniyet sınırlaması getirilmiştir. İlgili madde şu şekildedir:

"l) Sekreter kadrosuna atanabilmek için;

1) Büro yönetimi, büro yönetimi ve sekreterlik, büro yönetimi ve yönetici asistanlığı, sekreterlik, ofis teknolojileri ve yönetimi, büro hizmetleri ve yönetici asistanlığı önlisans programlarının birisinden mezun olmak,"

Eriğin kilosu 5 liraya kadar düştü

Silifke ilçesinde örtü altında ilk çıktığında kilosu 100 liradan alıcı bulan eriğinin fiyatı açık meydanda yetiştirilenlerin hasadına başlanmasıyla 5 liraya kadar düştü.

Türkiye'de eriğin her sene ilk yetiştiği yer meydana gelen Silifke'de, mart ayında örtü altında hasat edilen ürünlerin fiyatı gördüğü yoğun rağbet nedeniyle 100 liraya kadar çıktı. Yüksek ücretine rağmen bilhassa gebeler tarafından seçenek edilen Silifke eriğinin, Göksü Vadisi'nde açık meydanda yetiştirilen ürünlerinin de hasadına başlandı.

Hasat edilen ürünlerin piyasaya girmesiyle eriğin maliyetinde büyük bir düşüş oldu ve üreticiden alış fiyatı 5 liraya kadar geriledi. Göksu Vadisi'nde açık meydanda hasadına başlanan erikler Atayurt Hal Tesisleri'nde özel paketlendikten sonra Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere öğrenci göre Türkiye'nin farkli illerine gönderilmeye başlandı.

Atayurt Hal Derneği Başkanı Ali Türer, gazetecilere yaptığı açıklamada, bu sene kaza genelinde 800 dönüm araziden 8 bin ton erik hasadının yapılacağını ifade ederek, "Silifke'de yetişen erik gerek erkenci olmasından, gerekse görünümü ve lezzetiyle tüketiciler tarafından yoğun talep görüyor. Eriğin getirisinden ötürü üreticilerin ilgisi daimi artıyor ve buna bağlı imalat alanında da artış oluyor" dedi.

Silifke Ziraat Odası Başkanı Mahire Can da Göksü Vadisi'ndeki köylerin mikro klima özelliğine sahip meydana geldiğini vurgulayarak, "Bu özellikten ötürü burada yetişen ürünlerin ayrı bir tadı ve görünümü var. Buranın en önemli özelliklerinden bir tanesi de meyve turfandacılığıdır. Türkiye'nin ilk turfanda eriği Silifke'nin Göksu vadisine çıkmakta" diye konuştu.

Dayakçı eşini bıçaklayan öğretmene 6 yıl 3 ay hapis

Öğretmenin cezası, suçu ağır tahrik altında işlediği gerekçesiyle 6 yıl 3 ay mapusa indirildi.

Daha evvelki evliliğinden Canberk adlı oğlu bulunan resim öğretmeni 43 yaşındaki Serap Ö. ile evvelki evliliğinden 2 çocuğu bulunan kırtasiyeci 49 yaşındaki Kenan Özyiğit, evliliklerinin ilk gününden itibaren tartışmaya başladı. İddiaya göre 2008 yılında yeniden bir polemik ertesi Kenan Özyiğit, eşini bıçakladı. Ancak Serap Ö. polise verdiği ifadede, kendi kendini bıçakladığını söyledi.

2009'da ise ikili arasında Serap Ö.'nün ilk evliliğinden meydana gelen oğlu nedeniyle polemik çıktı. Serap Ö. elindeki bıçakla erkek çocuğunun üzerine yürüyen eşine engel olmaya çalışınca, eşi tarafından öldüresiye dövüldü. İddiaya göre oğluna kaçmasını söyleyen Serap Ö., kendisi de 40 gün önce dünyaya getirdiği bebeğinin odasına girip kapıyı kilitledi. Odanın kapısını kırıp içeri giren kızgın koca Kenan Özyiğit, elindeki bıçağı Serap Ö.'ye doğru savurdu. Yana düşen bıçağı alan Serap Ö. üzerine gelen eşine sapladı. Kenan Özyiğit yakalayıp cam sehpaya doğru yatırdığı eşini dövmeye devam ederken, Serap Ö. bıçağı bir defa henüz sapladı. Ağır yaralanan Kenan Özyiğit hastanede rehabilitasyona alınırken, olaydan sonra tutuklanan Serap Ö. tutuklandı.

17 AY TUTUKLU KALDI

17 ay tutuklu kalan Serap Ö., 2011 yılında 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tahliye edildi. Aynı yıl davası sonuçlanan Serap Ö. meşru müdafa, tahrik indirimleriyle beraber 2 yıl 11 ay mapusa mahkum edildi. Karşı tarafın temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay, indirimleri fazla bularak cezanın artırılmasını istedi.

Davaya yeniden bakan mahalli mahkemede evvelki günkü duruşmada ifade veren Kenan Özyiğit, bu müddet içinde boşandığı eşinden yakıntıcı meydana geldiğini yineledi. Serap Ö.'nün avukatı Mehmet Ali Yıldırım ise vakanın tamamiyle meşru müdafa meydana geldiğini belirterek, "Oğluna ve kendisine bıçaklı saldırıyı savuşturmak amacıyla inşa edilen eylemdir. Odanın kapısının kırık, yatak odasının darmadağın ve cam sehpanın kırık olduğu tespit edilmiştir. Bu da o gece yaşanan dehşetin göstergesidir" dedi.

BU DEFA 6 SENE 3 AY

Mahkeme kısa aranın ardından Yargıtay'ın bozma kararına uyarak, Serap Ö.'yü yakın akrabayı öldürmeye girişim suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet mapus cezasına mahkum etti. Mahkeme heyeti, fiilin girişim mertebesinde kalması, maznunun bu suçu tahrik altında işlemesi ve mağdurun vakanın meydana gelmesindeki tesirini dikkate alarak, Serap Ö.'yü 6 yıl 3 ay mapusa mahkum etti. Serap Ö., kararı temyiz edeceğini söyledi.

Günde 10 adet fındık ile kalbinizi koruyun

Şenses yaptığı açıklamada, kalp sağlığı için günlük beslenmede yağ ve kolesterol içeren besinlerin tüketimine dikkat edilmesinin çok önemli meydana geldiğini söyleyerek, "Kolesterol, hayvansal kaynaklı besinlerde ve tüm hücrelerde bulunan mum yapısındaki yağa benzer bir madde. Aslında tüm insanların vücudunda kolesterol bulunuyor. Hem vücutta yapılıyor hem dışarıdan alınıyor. Bitkisel ürünler ise kolesterol içermiyor. Sıhhatli beslenerek kalbinizi koruyabilirsiniz" dedi.

Kalp sağlığı için doğru beslenmenin ehemmiyetine dikkat çeken Şenses şunları kaydetti:

"Zira günümüzün yoğun iş temposunda öğünlerin çoğu defa atıştırmalarla veyahut zamandan kazandıran 'fast-food' tarzı yiyeceklerle geçiştirilmesi, kalp sıhhatini nihai derece negatif etkiliyor. Üstüne bir de toplumsal bir mesele meydana gelen hareketsiz yaşam, sigara ve stres eklenince kalbe çok da verimli çalışacağı bir ortam kalmıyor. Bugüne kadar kalbinizi sıhhatsiz beslenme tarzı ve sıhhatsiz gıdalarla yormuş olsanız da yenilenmek için geç değil. Bundan sonrasına ilişkin dikkat etmeniz gereken kolay ama bir o kadar etkili kaideler var. Kalp sağlığı için günlük beslenmede yağ ve kolesterol içeren besinlerin tüketimine dikkat etmek onların başında geliyor. Kolesterol, hayvansal kaynaklı besinlerde ve tüm hücrelerde bulunan mum yapısındaki yağa benzer bir madde. Tüm insanların vücudunda kolesterol bulunuyor. Kolesterol hem vücutta yapılıyor hem de dışarıdan hayvansal kaynaklı besinlerle alınıyor. Bitki sel ürünler ise kolesterol içermiyor. Kolesterol içeren besinler arasında beyin, böbrek, karaciğer ve dil gibi sakatatlar; sucuk, salam, sosis ve pastırma gibi işlenmiş et ürünleri, kırmızı et, tavuk ve balık, yumurta, süt, yoğurt, kaymak, krema ve tereyağı-kuyruk yağı-iç yağı gibi yiyecekler yer alıyor."

Şenses, kolesterol dışında önemli meydana gelen bir diğer noktanın da yağlar meydana geldiğini ifade ederek, "Yağlar yağ asitlerinden oluşuyor ve üç gruba ayrılıyor: Doymuş yağ asitleri, tekli doymamış yağ asitleri ve çoklu doymamış yağ asitleri. Doymuş yağ içeren ürünlerin tüketimine çok dikkat edilmesi gerekiyor. Doymuş yağ ve kolesterol oranları yüksek besinleri tüketmek kalbe zarar veriyor. Bu nedenle bu ürünlerin tüketiminde porsiyon kontrolünü sağlamak çok önemli. Et, tavuk veya balığı kızartmak yerine ızgara haşlama veyahut fırınlama yöntemini uygulamak gerekiyor. Bilhassa katkı maddesi de içeren doymuş yağ oranı yüksek sucuk salam sosis gibi ürünler seçenek edilmemeli. Beslenme ve Perhiz Uzmanı Şenses, kalp sağlığı için tekli ve çoklu doymamış yağ içeren besinlerin tüketimine özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, "Örneğin yemeklerimizi ay çiçek yağı ile hazırladıysak salatala rımıza 1 tatlı kaşığı kadar zeytinyağı ilave etmek veya gün içerisinde 10 adet fındık tüketmek iyi bir seçenek olacaktır" diye konuştu.

Fadime Özgök Şenses, dikkat edilmesi gereken önemli noktaları belirtirken başta posalı besinlerin diyette artırılmasını önererek, "Posa, kolesterolün vücuttan atılmasına yardımcı olur. Bunun için meyve, sebze ve salata tüketimi arttırılmalı, tam tahıllı ürünler seçenek edilmeli, bu arada protein içeriği yüksek kuru baklagillere sofralarımızda haftada 2-3 defa yer verilmelidir" dedi.

Benzin ve motorine zam

Enerji Piyasası Aranjman Kurulu, tavan fiyatı uygulamasında baz alınan İstanbul Avrupa Yakası'nda 12-15 Nisan arasında benzinin tavan satış maliyetini 4,99 lira, motorinin tavan satış maliyetini 4,29 lira olarak belirledi.

Kurulun, dağıtıcı ve bayi hisselerinin toplamını 2 ay müddetince litrede benzinde 44 kuruştan, motorinde ise 51 kuruştan 37 kuruşa indiren hükmünün ardından, sıvı yakıt ürünlerinde 12-15 Nisan tarihleri arasında uygulanacak maliyetler açıklandı.

Buna göre, tavan fiyatı uygulamasında baz alınan İstanbul Avrupa Yakası'nda 12-15 Nisan arasında benzinin tavan satış fiyatı 4,99 lira, motorinin tavan satış fiyatı 4,29 lira olarak belirlendi. Böylece benzinin litre fiyatı 2 kuruş, motorinin litre fiyatı 1 kuruş arttı.

Söz konusu tarihlerde İstanbul Anadolu Yakası'nda benzinin litresi 4,99 lira, motorinin litresi 4,30 liradan; Ankara'da benzinin litresi 5 lira, mazot litresi 4,30 liradan; İzmir'de benzinin litresi 5,01 lira, motorinin litresi 4,28 liradan satılacak.

İçme sularına sıkı denetim

İnsani Tüketim Emelli Sular Ile Alakalı Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Konusunda Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Halkın tüketimine sunulan içme-kullanma suyu denetim ve analiz işlemleri suyun kalitesinin denetimi vasfında olacak. Mevzuata uygunluk denetimi amacıyla alınacak su numuneleri, İl Sağlık Müdürlüğünce alınacak. Alınan su numunelerinin tahlilleri kurumca yetki verilen laboratuvarlarda yaptırılacak. Kurumca yapılacak veya yaptırılacak her türlü tetkik ve analiz bedeli alakalı yerel idarece karşılanacak.

Belediyelerce ödenecek tetkik ve analiz bedelleri, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına belediyelerce tahakkuk ettirilecek su kullanım bedellerinden mahsup edilecek.

Yönetmeliğe göre destura bağlanmış kaynak ve içme sularının, hijyenik koşulları makul tank, tanker gibi araçlarla taşınması, hijyenik koşulları makul meydana gelen depolarda depolanması ve il sağlık müdürlüğünden izin alınması koşuluyla toplu olarak yemek ve sair gıda maddesi hazırlamak veya istihdam ettiği elemanların veyahut hizmet sunduğu kişilerin su ihtiyacını karşılamak veya endüstride rastgele bir maddenin imalatında kullanmak üzere nitelikleri belirtilen kaynak veya içme sularını seçenek eden tesis ve işletmelerden günde 500 litreden fazla ihtiyacı olanlara temin edilebilecek. Bu sular, başkalarına satılamayacak.

Su numunelerinden bedel alınmayacak

Kaynak ve içme sularına verilen üretim izinleri, üretim izni verildiği sıradaki koşulları kaybetmesi, inşa edilen denetimlerde faaliyet göstermediğinin belirlemesi ve tespit tarihinden itibaren 1 sene içinde faaliyete geçmemesi, müsaadeli bir suya başka su karıştırılması, aynı kaynaktan farklı bir isimle kendisi veya başka gerçek veya tüzel kişi adına su dolumu yapılması, izin verme sürecinin rastgele bir mertebesinde sahte ve yanıltıcı doküman ibraz edildiğinin belirlemesi durumunda iptal edilecek.

İzinleri, bir suya başka su karıştırılması, aynı kaynaktan farklı bir isimle kendisi veya başka gerçek veya tüzel kişi adına su dolumu inşa edilmesi veya izin verme sürecinin rastgele bir mertebesinde sahte ve yanıltıcı doküman ibraz edildiğinin belirlemesi durumunda iptal edilen kaynak ve içme suyuna 6 ay müddetle üretim izni verilmeyecek. Alınan su numuneleri için rastgele bir bedel ödenmeyecek.

Araç sahiplerine lastik tavsiyesi

Federasyon Başkanı Fevzi Apaydın tarafından inşa edilen yazılı açıklamada, 1 Nisan bakımından kış lastiği takma zorunluluğunun kalktığına dikkat çekilerek, bu tarih itibarıyla yazlık lastiğin takılmasının araç sahiplerinin menfaatine olduğu kaydedildi. Açıklamada özetle şöyle denildi:

"Yaz lastiklerinin artı 7 derecenin üstündeki sıcak hava koşullarında, kuru ve ıslak tabanda henüz kısa fren mesafesi sağlamaktadır. Havalar ısındığında kış lastiği kullanıyor olmak; güvenlik ve konfordan feragat etmeniz anlamına gelirken, yakıt tüketimini de artırıyor. Lastikler binek otomobillerde yüzde 20 oranında yakıt tüketimine tesir ediyor. Yaz lastiklerinin dönme direncinin kış lastiklerine nispeten henüz düşük olması, henüz az yakıt ve henüz az aşınma anlamına geliyor. Kontrollü hızlanma ve ani frenlemenin sürüş güvenliği kadar yakıt tüketimi için de çok ehemmiyeti vardır. Araç bakımlarının düzenli olarak inşa edilmesi gerektiğini hatırlatıyor, yumuşak bir sürüş tarzı benimseyerek, ani hızlanma ve frenlemelerden kaçınarak, araç klimasını dikkatli kullanmak ve gerekmedikçe elektrikle çalışan cihazların kapatılması dair da dikkatli olmak gerekiyor."

Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerine 6 talip

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından inşa edilen izah etmeye göre, Kemerköy Elektrik Imalat ve Ticaret AŞ'ye ait Kemerköy Termik Santrali ile Kemerköy Termik Santrali tarafından kullanılan taşınmazların, Yeniköy Yatağan Elektrik Imalat ve Ticaret AŞ'ye ait Yeniköy Termik Santrali, Yeniköy Linyitleri İşletmesi tarafından kullanılan taşınır ile taşınmazlar, Yeniköy Linyitleri İşletmesi'nin üzerinde bulunduğu taşınmazlar ile Yeniköy Termik Santrali tarafından kullanılan taşınmazların "satış" yöntemi konusunda maden ruhsatları ve bu ruhsatların kapsadığı maden alanları ile Kemerköy İskelesi ve geri sahasında bulunan taşınmazların (Kemerköy Liman Sahası) "işletme hakkının verilmesi" yöntemi ile bir bütün halinde özelleştirme ihalesinde müracaat müddeti bir gün önce sona erdi.

Açıklamaya göre, ön yeterlilik ve öneri için başvuran katılımcılar şöyle:

- Park Holding A.Ş.

- Çelikler Taahhüt İnşaat ve Sanayi AŞ-Kalyon İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ Müşterek Teşebbüs Grubu (OGG)

- Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ

- Elsan Elektrik Gereçleri Sanayi ve Ticaret AŞ

- IC İçtaş Enerji Imalat ve Ticaret AŞ

- Konya Şeker Sanayi ve Ticaret AŞ

Bakan Zeybekçi'den kur yorumu

- Ferhat Demircan

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yüksek faiz oranlarının üretime, istihdama, tüketime ve ihracata zarar verebileceğini, Türkiye'nin bütün ekonomi çarklarının yavaşlamasına ve durmasına neden olabileceğini belirtti.

Türkiye'de seçim öncesinde yaşanan politik belirsizlik ve spekülatif emelli bir takım gelişmeler dolayısıyla Merkez Bankasının tedbiren faiz artışına gittiğini anlatan Zeybekci, o dönemde inşa edilen faiz artışının da beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini söyledi.

Zeybekci, milletin mahalli seçimlerde, politik ve ekonomik istikrarın devamı yönünde kuvvetli bir istem beyanında bulunduğunu, böylelikle faiz artışının gerekçesi meydana gelen politik rizikonun ortadan kalktığını kaydetti.

Yerel seçimler sonrasında, piyasaların da politik riziko meydana gelmediği yönündeki iletisi algıladığını, faizlerde aşağı, TL'nin değerinde ise yukarıya doğru bir eğilim görüldüğünü ifade eden Zeybekci, Türkiye'nin yüksek faiz yükünden kurtulması gerektiğini vurguladı.

"Milli gurur mevzusu olarak algılıyoruz, bu yanlış"

Bakan Zeybekci, kur siyaseti ve TL'nin değerine ilişkin de şunları kaydetti:

"TL'nin kıymetli olmasını, sanki ulusal gurur mevzusu olarak algılıyoruz, oysa bu yanlış. 30 yıldan beri dünya, Çin'in ulusal parasının değersiz meydana geldiğini ve bunun haksız rekabet yarattığını söyler. Çin, buna karşı direnir ve para biriminin değerini yükseltmez. Bu sayede kendine avantaj sağlar. Çin, 30 yıldan beri ihracat ve büyümede rekorlar kırdı. Dünyanın en büyük ihracat rakamını Çin elinde tutuyor.

Türkiye, yeni bir kur düzeyi oluşturdu. Yani 1,80'ler ile 2,15'ler seviyesinde. Bunu enflasyona da yansıttı, maliyetlerini de aldı. Bundan sonraki süreçte, Türkiye'nin ihracatını destekleyen ve teşvik eden, ithalatı da cazip olmaktan çıkaran kur düzeyinin 2,15-2,25 (dolar) aralığı olduğuna inanıyoruz. Bunun altındaki kur değerinin, TL'nin değerlenmesinin Türkiye'de ihracatı değil, ithalatı teşvik edeceğini, dış ticaret açığımızı artırma eğilimi göstereceğini düşünüyor ve dolayısıyla cari açığımıza iyi gelmeyeceğine inanıyoruz. Merkez Bankamız, dolar-TL kuru 2,30 üzerine çıktığında, milyar dolarlık satışlarla rezervlerinde azalışa gitmişti. Şimdi, 2,15 altındaki seviyelerde alım müdahalesi yapmasının, Türk ekonomisi ihracatı ve büyümesi için yararlı olacağını düşünüyoruz."

İhracatı, üretimi, istihdamı ve artan gelirle beraber tüketimi artırarak ulusal büyümeyi sağlamayı arzu ettiklerini anlatan Zeybekci, "İhracat artışını sonuna kadar zorlamamız gerekiyor. 1 lira =1 doların, Türk ekonomisi için çok zararlı meydana geldiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Zeybekci, Türk işadamlarının Bosna Hersek'e yatırım yapmasını istediklerini de dile getirdi. "Türk ekonomisinin menfaatleri, buralarda olmamızı gerektiriyor" diyen Zeybekci, hammade, ara malı ve enerji ihtiyacının sürdürülebilir şekilde güvence altına alınması için ihtiyaç duyulan imkanları Bosna'da gördüklerini söyledi.

Bosna Hersek ekonomisinin canlanması bakımından da bu ülkede faaliyet gösteren Ziraat Bankası tarafından sağlanan kredi olanaklarının küçük esnaf açısından fon niteliği taşıdığını anlatan Zeybekçi, bu kredilerin değerlendirilmesi tavsiyesinde bulundu.

Kayıp ortaokullu kızlar 4 gün sonra bulundu

Kızlardan E.Ç.'nin ailesinden şiddet gördüğü, S.O.'nun da coşku aradığı için kaçtığını söylediği belirtildi.

İlçeye bağlı İsmetpaşa Mahallesi'nde Zekeriya Gümüşkesen Ortaokulu öğrencileri E.Ç. ve S.O.'dan, geçen 6 Nisan'da okuldan çıktıktan sonra ortadan kayboldu. Çocuklar için ailelerinin kayıp müracaatında bulunması üzerine, polis çalışma başlattı. İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri E.Ç. ve S.O.'nun en nihai görüldüğü yerlerdeki MOBESE ve işyerlerinin güvenlik kamera görüntülerini inceledi, yurttaşlarla görüştü.

2 GENCİN EVİNDE BULUNDULAR

Kayıp kız çocuklarının Milas- Selimiye Karayolu üzerindeki TOKİ hanelerinde olduklarını tespit edilen ekipler, harekete geçti. Haneye bir gün önce akşam saatlerinde inşa edilen baskında E.Ç. ve S.O.'yu bulan polis ekipleri, kızları zorla alıkoydukları iddiasıyla D.S. (19) ile N.S. (17) adındaki 2 erkeği gözaltına aldı. 75. Sene Milas Devlet Hastanesi'ne götürülerek sağlık muayenesinden geçirilen E.Ç. ve S.O. ardından Akkent Polis Merkezi'nde ailelerine teslim edildi.

'ZORLA ALIKOYMADIK'

Kızları zorla alıkoyduğu iddasıyla tutuklanan bahçıvanlık yapan D.S. polisteki ilk ifadesinde, kısa müddet önce tanıştığı E.C.'nin şiddet gördüğünü ve kendisiyle kalmak istediğini söylediğini öne sürdü. Birkaç gün sonra, E.C.'nin eskiden tanımadığı S.O. ile beraber geldiğini kaydeden D.S. kimseyi zorla alıkoymadığını söyledi.

N.S. de ifadesinde arkadaşı D.S.'nin evine ara sıra geldiğini, kızları tanımadığını, orada tanıştığını anlattı. Gözaltına alınan iki kuşkulunun 'kişiyi hürriyetinden alıkoyma' suçlamasıyla adliyeye sevk edileceği bildirildi.

Ailelerine teslim edilen çocuklardan E.Ç.'nin ailesinden şiddet gördüğü için kaçtığını, S.O.'nun da arkadaşını yalnız bırakmak istemediğini ve coşku için evinden terk ettiğini söylediği belirtildi.

Kızların bulunduğu binada oturan apartman sakinleri bağırma, çığlık veya yardım talebinde bulunulması gibi bir ses duymadıklarını söyledi.

Mirasçıların vergisel yükümlülükleri rehberi

Mirasçıların vergisel yükümlülüklerine ilişkin olarak Başkanlığımızca hazırlanan "Mirasçıların Vergisel Yükümlülükleri Rehberi"ne elektronik ortamda Başkanlığımız web sayfasında yer meydan "Formlar ve Yayınlar" bölümünden ulaşabilirsiniz.

Ölüm halinde mirasçıların yapması gereken işlemlere yönelik hazırlanan Rehberde; veraset ve İntikal vergisi açısından inşa edilmesi gerekenler, gelir vergisi açısından inşa edilmesi gerekenler, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi açısından inşa edilmesi gerekenlere ilişkin konulara yer verilmiştir.

Rehbere ulaşmak için tıklayınız.

Vapur kaptanına 15 yıl hapis istemi

Sirkeci'de 5 yaşındaki Ece Su Yılmaz ve anneannesinin öldüğü arabalı vapur kazasına ilişkin soruşturma kapsamında savcı iddia belgesi hazırladı. Savcı, gemi pilotu ve 2 gemi personelinin, "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 3 yıldan 15 seneye kadar hapsini istedi.

Bel ağrısından korunmanın 11 yolu

Ancak çok basit, herkesin kendisinin uygulayabileceği stratejilerle ağrılarınızı azaltabilir hatta tamamiyle kurtulabilirsiniz. Nasıl mı? Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, bel ağrısından korunmanın 11 yolunu sizler için yazdı

DAHA FAZLA EGZERSİZ YAPIN Şayet beliniz ağrıyorsa, henüz az hareket ve istirahat etmenin ağrınızı azaltmak için iyi bir yol meydana geldiğini düşünebilirsiniz. Bir veya iki günlük istirahat size yardımcı olabilir lakin henüz fazlası ağrınız için faydalı olmayacaktır. Kas gerilmesi ve enflamasyonu (ödem) hafifletmenin en iyi yolu daimi fiziksel aktiviteden geçiyor.

KİLONUZA DİKKAT EDİN Henüz fazla kilo (özellikle vücudunuzun orta kısmında), ağrı ciddiyetinizi henüz da kötü bir seviyeye getirebilir ve beliniz de zorlamaya yol açar.

SİGARA BEL AĞRISI YAPAR Şayet sigara kullanıyorsanız, bırakın. Sigara içmek besin içeren kanın, omurgadaki disklere akışını engellemektedir. Bu yüzden sigara içenler sıklıkla bel ağrısı çekerler.

HANGİ POZİSYONDA UYUMALI? Şayet bel ağrınız varsa, doktorunuzla en iyi uyuma pozisyonu ile ilgili konuşun. Cenin pozisyonunda uyumanız bazen doktorlar tarafından tavsiye edilir. Sırtüstü mü yatmak istiyorsunuz? Dizlerinizin altına ve belinizin altına yastık koyun. Yüzüstü yatmak bilhassa belinizin zorlanmasına yol açabilir. Şayet başka türlü uyuyamıyorsanız, kalçanızın altına yastık yerleştirin.

DURUŞUNUZA DİKKAT EDİN Bel ağrınızı önleyen en iyi sandalye bel destekli veya arkası düz olandır. Otururken dizlerinizi kalçanızdan henüz yüksekte tutun. Gerekirse ayaklarınızı bir sekmenin üzerine koyun. Şayet çok uzun süre ayakta kalacaksanız, başınızı dik tutun ve karnınızı içeriye çekin. Şayet mümkünse, bir ayağınızı sekmenin üzerinde tutun ve her 15 dakikada bir ayağınızı değiştirin.

AĞIR ŞEYLERİ KALDIRIRKEN DİKKAT Bir şey kaldırırken nasıl kaldırdığınıza dikkat edin. Ağır şeyleri kaldırırken belinizden eğilerek kaldırmayın. Dizlerinizi bükün ve çökün, karın kaslarınızı kasın ve ayağa kalkarken kaldırdığınız objeyi vücudunuza yakın tutun. Bir şey kaldırırken vücudunuzu döndürmeyin. Şayet yapabiliyorsanız, ağır objeleri kaldırmaktan çok itin. İtmek belinize henüz az zarar verir.

TOPUKLU AYAKKABILARDAN KAÇININ Ağrı noktanızı genişletebilir ve belinizi incitebilir. 2.5 cm'lik topuk giyin. Şayet henüz yüksek topuk giymek isterseniz, daima rahat alçak topuklu ayakkabılarınızı yanınızda götürün ki rahatsız ettiğinde ve yorulduğunuzda giyebilirsiniz.

DAR KOT PANTOLON GİYMEYİN Çok dar kot pantolonlarınızı saklayın. Çok dar kıyafetler giymek eğilmeyi, oturmayı ve yürümeyi engeller ve bel ağrısını çoğaltır.

ARKA CEPTEKİ CÜZDANI ÇIKARTIN Şayet aşırı dolu bir cüzdanla oturacaksanız, bu rahatsızlık edebilir ve bel ağrısı yapabilir. Şayet uzun süre oturacaksanız, sözgelimi araba kullanırken arka cebinizdeki cüzdanı çıkarın.

ÇANTAYI POSTACI GİBİ TAKIN Doğru çantayı seçin. Başınızdan geçirebileceğiniz uzun ve kalın saplı, ayarlanabilir kayışlı çantalar seçin. Postacı çantaları bu tür çantalardandır. Kayışın çantanın olduğu tarafta değil de diğer omuzda olması yükün ağırlığını eşit şekilde dağıtır ve omuzunuzun, belinizin ağrılardan en az etkilenmesini sağlar. Çok ağır bir çanta veya kayışsız bir çanta taşıdığınız zaman ellerinizi daimi değiştirin ki vücudunuzda sadece bir tarafın ağırlığı çekmesini engelleyin. Çantanızı, sırt çantanızı gereksiz yere ağırlaştırmayın, hafifletin.

BEL KUŞAKLARINI UNUTUN Bir çok bel destekleyicisi mevcuttur. Elastik bantlardan, özel korselere varana kadar. Belli ameliyatlardan sonra bunlar yardımcı olabilir lakin kronik bel ağrısına tedavi amaçlı yardımcı olduğu kanıtlanmamıştır.

2 öğrencinin baldıran otundan öldüğü kesinleşti

Okulun bahçesi baldıran otundan temizlendi, öğrenci, öğretmen ve velileri Halk Sağlığı uzmanları biliçlendirdi.

Pasinler ilçesinde 10 km uzaklıkta bulunan Altınbaşak Köyündeki Şehit İlhami Koçak İlkokulu 2'nci sınıfının 8 yaşındaki öğrencileri Bahar Tohumcu, Nurcan Tarçın ve Merve Koçak, 24 Mart günü teneffüse çıktıklarında baldıran otu yedi. Hanelerine gittikten sonra zehirlenme belirtisi görülen kızlardan Bahar Tohumcu hastaneye kaldırılırken yöntemde hayatını kaybetti. Nurcan Tarçın ise sevkedildiği Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 4 Nisan günü öldü. Öğrencilerden Merve Koçak ise evde ailesinin ilk anda yoğurt yedirmesi üzerine hayatta kaldı. İki küçük kız inşa edilen otopsilerin ardından Altınbaşak köyünde gözyaşları arasında toprağa verildi.

BALDIRAN OTU YASAKLANDI

Bahar Tohumcu ve Nurcan Tarçın'dan alınan kan örnekleri Erzurum Adli Tıp Kurumu'nda incelendi. Inşa Edilen inceleme sonuçlarında Bahar Tohumcu ve Nurcan Tarçın'ın kanında baldıran otunda bulunan zehirli madde coniine çıktı. İki küçük kızın baldıran zehrinden öldüğü otopsi raporuyla da kesinleşti.

ÖĞRENCİ VE VELİLER UYARILDI

Bunun üzerine öğrenci, öğretmen ve veliler eğitimden geçilirken, okul bahçesindeki yayılır temizlendi. Pasinler İlçe Ulusal Eğitim Şube Müdürü Bülent Aktaş, "Halk Sağlığı Merkezi ve Ulusal Eğitim Müdürlüğü olarak müşterek bir çalışma yaptık. Tüm okullarda öğretmen ve talebelere bilgi verildi. Bahçesi geniş meydana gelen köy okullarında tenefüs aralarında çocuklara kesinlikle öğretmenlerin gözetmenlik yapması kararlaştırıldı. Köylerimizde öğrenci ve veliler okullara toplanarak zehirli yayılır dair toplantılar yapıldı" dedi.

KÖY KAHVELERİNDE FOTOĞRAFI ASILDI

Bahar ve Nurcan'ın ölümüne neden meydana gelen baldıran otunu fotoğrafladıklarını hatırladan Altınbaşak Köyü Muhtarı Osman Nuri Budak, bu resimlerin tüm kahvelere 'zehirlidir' yazısıyla beraber asıldığını söyledi. Okul bahçesinin baldıran otundan temizlendiğini anlatan Budak, "Halk Sağlığı merkezinden gelip tüm köylüleri 'çocuklarınıza dikkat edin' diyerek uyardılar. Her yerde baldıran otu vardı. Okul bahçesini bu otlardan temizledik. Çocukken, gençken biz de yerdik. Konuşmakta güçlük çeken olurdu ancak ölen olmamıştı" diye konuştu.

Google'ın akıllı gözlükleri satışa çıkıyor

Amerikalı internet devi Google, ile ilgili uzun bir süredir spekülasyon inşa edilen akıllı gözlüğü "Google Glass"ı nihayet piyasaya sunacağını duyurdu.

Gelecek hafta salı günü yalnizca Amerika'daki Google Playstore'dan satılacak gözlüklerin maliyeti ise bin 500 dolar olacak.

Google henüz önce çok önemli kişilere bu gözlüklerini test ettirmiş ve onlardan gelen tenkitlere göre de akıllı gözlüklerinde iyileştirme yapmıştı.

Şimdi is, sipariş veren ve mevzubahis fiyatı ödeyen kişiler Google'ın akıllı gözlüklerine sahip olabilecek.

Ancak ABD'li internet devi, ne kadar sayıda gözlük satacağı dair bilgi vermezken, satışın çok hudutlu kalacağı hatta bir gün sonra sona ereceği konuşuluyor.

Google'ın akıllı gözlüğünde kamera, dijital ekranla donatılmış durumda. Ses asistanı desteğine sahip meydana gelen gözlük ile harita üzerinden navigasyon programı kullanılabiliyor. Ayrıca fotoğraf çekme, film izleme ve müzik dinleme imkanı da bulunuyor.

İş Güvenliği Uzmanlığı için yarın son gün

ÖSYM tarafından 24 Mayıs'ta yapılacak İSG Mayıs Dönemi Imtihanına müracaatları için adayların, ÖSYM'nin web sitesinde yayımlanan, "Sınava İlişkin Genel Bilgiler Temel İlke ve Kuralları" içeren bilgi metnini detaylı olarak incelemesi gerekiyor. Bugün başlayan sınav başvuruları, 11 Nisan Cuma günü sona erecek.

2014-İSG Mayıs dönemi sınavı 24 Mayıs, Aralık dönemi sınavı 27 Aralık'ta Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon, Van illerinde yapılacak.

25 bin TL'ye çalışacak iş güvenliği uzmanı yok! İş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı sınavı duyurusu

Öğretim üyesi 4. kattan düşerek öldü

Malatya İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Kısım Başkanı meydana gelen Yrd. Doç. Dr. Buyruk Kuşçu (35), kampüste bulunan lojmanlarda ikamet ettiği 4. kattaki evin balkonundan düştü. Beton tabana düşerek kanlar için kalan öğretim azasi ağır yaralandı. 112 ekiplerince İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'ne kaldırılan öğretim üyesi, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Hayatını kaybeden öğretim azasının cenazesinin memleketi Samsun'da toprağa verileceği bildirildi. Yrd. Doç. Dr. Buyruk Kuşçu, geçen sene evlenmişti.

Türkiye'nin ilk başörtülü rektörü!

Dicle Üniversitesi (DÜ) Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, başörtüsü takan DÜ Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ile çektirdiği hatıra fotoğrafını sosyal basında paylaştı.

Prof. Dr. Eyigün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rektör Prof. Dr. Saraç'ın başörtüsü takmayı uzun süredir gönlünden geçirdiğini belirterek, aldığı karar doğrultusunda ilk defa bugün başörtüsü ile makama geldiğini, bunun kendileri için de sürpriz meydana geldiğini söyledi.

"Kendisini şimdi hazır hissettiğini düşünüyoruz. Henüz önce başörtüsü kamusal meydanda yasaktı. Başörtüsü kullanımı serbest olunca bir takım milletvekillerinin de başörtüsü ile Parlamentoya girmesine imkan sağlanmasıyla kamuoyunun da başörtüsüne bakışı normalleşti" diyen Eyigün, Rektör Saraç'ı çok mutlu ve huzurlu gördüklerini vurguladı.

Eyigün, Saraç'a başörtüsünü çok yakıştırdıklarını dile getirerek, "Hocamız biraz da kendisini ön tasarıya çıkarıp üniversiteye zarar gelmemesi için bu arzusunu ötelemişti. Hocamızda bugün yıllardır özlemini duyduğu, çok arzuladığı bir şeye kavuşmuş olmanın mutluluğu ve huzuru var. Böylece rektörümüz Türkiye'nin ilk başörtülü rektörü oldu."

Saraç'ı odasına girdiklerinde başörtüsü ile görünce çok şaşırdıklarını ifade eden Eyigün, bu nedenle hatıra olması için kendisiyle çektirdikleri resimleri sosyal basında paylaştıklarını dile getirdi.

3 ilin Emniyet Müdürü görevden alındı

11 Nisan 2014 CUMA

Resmi Gazete

Sayı : 28969

ATAMA KARARLARI

İçişleri Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/253

1 - Açık bulunan Emniyet Genel Müdür Yardımcılığına Merkez Emniyet Müdürü Necat ÖZDEMİROĞLU'nun atanması, 657 sayılı Yasanın 76 ncı maddesi, 3201 sayılı Yasanın 13 üncü maddesi ile 2451 sayılı Yasanın 2 nci maddesi uyarınca makul görülmüştür.

2 - Bu Kararı İçişleri Bakanı yürütür.

10/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Efkan ALA

Başbakan İçişleri Bakanı

İçişleri Bakanlığından:

Karar Sayısı : 2014/254

1 - Aydın Emniyet Müdürü Ahmet Turan TEMEL'in,

Hakkari Emniyet Müdürü Tufan ERGÜDER'in,

Tunceli Emniyet Müdürü Hayati YILMAZ'ın

başka bir göreve atanmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü emrine alınmaları,

2 - Aydın Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Adnan TAŞDAN'ın,

Hakkari Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Resul HOLOĞLU'nun,

Tunceli Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Fahrettin ŞEN'in

atanmaları, 657 sayılı Yasanın 76 ncı maddesi, 3201 sayılı Yasanın 13 üncü maddesi ile 2451 sayılı Yasanın 2 nci maddesi uyarınca makul görülmüştür.

3 - Bu Kararı İçişleri Bakanı yürütür.

10/4/2014

Abdullah GÜL

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN Efkan ALA

Başbakan İçişleri Bakanı

reklam yeri
 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Hot Sonakshi Sinha, Car Price in India
online kişi acaip's Profile on Ping.sg