17 Ağustos 2012 Cuma
Bu Yükü Kaldırmaz - Şükran Soner
21:28
No comments
Dayanma, direnç gücü ne olursa olsun, bu bedenin kaldırabileceği bir yük kapasitesi vardır.. Eşek, katır, arabayı çeken at, ya da bir insan, sırt hamalı.. Zalim bilir; daha fazlasına zorladı mı, eşek, katır, arabayı çeken at, ya da bir insan, sırt hamalı.. yere yıkılıverir.. Canlarının değeri olmasa da, kayıpların bir bedeli vardır.. Akıllı zalim öldürmeden sömürmenin yolunu, yordamını bilir.. Zalim için geçerli kural, haksızlıkların uygarlığın gelişimi ile azalma yerine katlandığı, yeni dünya düzeni çarklarının işleyişinde de elbette kendi kuralları ile geçerlidir..
Uzatmadan, küreselleşen dünya düzeninde çarkların işleyişi akıl almaz bir hızla piyasaların, paranın tekel gücünün eline geçip, insana, canlılara, doğaya ilişkin örgütlülük, denetim gücü tam tersine tüketilince, ortada zalimin aklının karşılığı olabilecek bir irade bile kalmadı.. Suriye den son birkaç gündür öne çıkan haberler, sırtına yüklenen fazla yükle yere yığılan, ölen eşeğin, katırın, arabayı çeken atın, ya da bir insan, sırt hamalının.. öyküleri, zalimin akılsızlığı ile örtüşüyor..
Hafta sonunun karşılıklı insanlıkla ilişkisi kalmamış gaddarca katliamlardan kaçanlar en çok Ürdün ve bizim sınırlarımıza yığılınca, bize sığınanların sayısı bir çırpıda 60 bine ulaşmış. Bu yazıyı yazmaya çalışırken duyduğum son haberde, Türkiye nin bundan fazlasını alabilecek kapasitesi olamayacağı bilgisinden hareketle, bir zamandır sözü edilen Suriye toprakları içinde tampon bölge oluşturulması kaçınılmaz bir olgu gibi gündemimize giriverdi.. Olurdu, olamazdı? Olursa zaten İslam dünyası, Ortadoğu bataklığı içindeki ırklar, mezhepler çatışmasının içine hızla çekilmekte olan Türkiye, çok hızlı bir bataklık çamuruna çekiliş sürecini daha yaşayacak.. Sokaktaki, siyasetten uzak, ya da iktidara tamamen duygusal nedenlerle tam destekçi insan bile sorduğunuzda böylesi bir olasılığı düşünmek bile istemiyor.. Ama Başbakan Erdoğan hafta sonu konuşmalarında bile, can yakan gelişmeler, gündem bağlantılı Meclis in olağanüstü toplanmasını isteyen muhalefete en ağır üslubu ile çatarak, her zamanki gibi tek başına, padişah yetkileri ile donanmışçasına meydan okuyordu..
***
CHP nin Meclis i toplantıya çağrısında yeni boyutlar kazanan Suriye gelişmelerinden önde, yine Suriye bağlantılı PKK saldırıları, Büyük Kürdistan projesinin en taze atakları vardı. Üstüne Türkiye nin Kürt sorununu barış içinde çözme projelerinde önemli iş-levi olabilecek çabaların da hedef alınması anlamına gelen CHP Tunceli milletvekilinin PKK tarafından kaçırılması eklendi.. Yeni dünya sömürü düzeni çarklarının işleyişi dengelerinde, zengin kuzey dünyası ülkelerinin çıkarları adına aralarında silahlı savaşmanın acısını yaşamış, bedellerini Şmiş olarak bundan şiddetle kaçınmaları.. Ve enerji kaynakları üzerinde oturmuş yoksul güney, İslam, Ortadoğu dünyası ağırlıklı çatışma, onları çatıştırma yöntemlerini seçmiş olmalarının yeni güncel gelişmelerine geçmeden.. Türkiye nin sırtına yüklenen bu yükü kaldıramayacağı ile bugünü noktalamakla yetinelim..
Kaldıramayacağımız bu yüklerin karabasanında, kimi özelimizde yaşamsal sorunlarımızı bile tartışamaz haldeyiz.. Oysa sıcaklardan höe2löe2 boğuluyor olsak da yazı devirmek üzereyiz.. Sonbahar geliyor, okullar açılıyor.. Çocuklarını ilkokul birinci sınıflara verecek aileler akıl almaz bir karabasan yaşıyorlar.. İçerde iktidarda büyümenin anahtarı olarak görülen cepheleşmeyi güçlendirme, dindar-kindar gençlik yetiştirme uğruna, Başbakan Erdoğanın nerede ise tek başına, İHL lilerle birlikte kotarıp, yasalaştırdığı, 4 + 4 + 4 sistemi yasal olarak uygulamaya giriyor..
Öğrencilerin yoğunlaştığı merkezlerde, öğrenim çağındaki çocuk ile büyüğünün birlikte okumaya zorlanmasının sakıncaları yetmezmiş gibi.. Zaten travmatik 40-60 kişilik sınıfların, 60-80 öğrencili olması gündemde. Bırakın eğitimi sıralara nasıl oturtulacaklar? Bir yandan da güç gösterisi için yaşı küçük çocukların ailelerinin, çocuklarını okula vermeme hakları yasaklanıp, diğer yandan doktor raporu ile serbest bırakılıyor. Yani çocuklar damgalanacak.. Çevremde çocuğu olan aileler, bu iktidarın kaprisi uğruna ceza Şmek, ya da çocuğunu raporla yetersiz damgalamak, ya da büyükleri ile aynı sınıfta tıkış tıkış başarısızlığa mahköfbm etme.. gibi birbirinden olumsuz seçenekler arasında çıkış yolu için çırpınıyorlar.
Devletin okullarında ilkokulda bile çocuklarını okutabilme umutları dibe vurmuş aileler, bütçelerini aşan özel okullara kapağı atabilme uğruna on takla atarcasına formüller üretmenin peşindeler.. Evini kiraya verip, işyerinde yatıp kalkmaya karar vereni mi istersiniz, anne baba evine taşınanı mı?.. Hiçbir formül üretemeyecek dar gelirliler grubu için yeni yeni şok haberler, çocuklarını gönderebilecekleri okullara el konulmuş olması.. En merkezi, en donanımlı okullar İHL lere dönüştürülünce, ailelere ya çocuklarını yeni harcamalarla servisle uzak okullara göndermek, ya da İHL ye göndermek dışında seçenek kalmıyor.. Bu yük taşınır mı?..
0 yorum:
Yorum Gönder