reklam

16 Nisan 2014 Çarşamba

Yargıtay'dan 'mobbing' kriterleri

Aylin Sırıklı Dal

İzmir'de 1994-2010 yıllara arasında çalıştığı banka tarafından iş akdi fesh edilen bankacı, iş akdinin haksız yere fesh edildiğini, işe iade davasının kabul edildiğini ve temyiz aşamasında olduğunu, fazla mesai alacaklarının ödenmediğini ve işyerinde mobinge maruz kaldığını belirterek, manevi tazminat ve fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesi istemiyle dava açtı.

Davalı bankanın avukatı ise davacının ücretine fazla mesainin dahil olduğunu, personelle sık sık tartıştığını, iki defa yazılı uyarı aldığını, çalıştığı şubede verimli olmaması nedeniyle şubesinin değiştirildiğini ve bu nedenle iş akdinin feshedildiğini savunarak davanın reddini istedi.

İzmir 10. İş Mahkemesi, dosyada bulunan davacı ve davalı tanık anlatımları ile mevcut diğer delillerin birlikte değerlendirilmesinden davacıya sistematik ve sürekli psikolojik baskı uygulandığını gösterir kuvvetli deliller bulunmadığı, kişilik hakları ve sağlığınınn sistematik ve ağır bir saldırıya uğradığı yönünün kuşkudan uzak delillerle yeterince ortaya konulmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verdi.

Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 22. Hukuk Dairesine geldi.

Bozma gerekçesi

Daire, mahalli mahkemenin kararını oy çokluğuyla bozdu.

Dairenin kararında, banka çalışanlarından Ş.Ü'nün davacıya sinirli tavırlar gösterip elinde bulunan kağıtları ve zarfı davacının masasına ve üzerine fırlattığı, bir süre sonra mevzubahis belgeleri geri alıp sinirli tavırlar sergiledikten sonra tekrar masaya fırlattığı, davacının yere düşen belgeleri topladığının anlaşıldığı belirtildi.

Davacının bireysel pazarlama yetkilisi olarak çalıştığı sırada cari hesaplar yetkilisi G.B'nin davacının yerine görevlendirildiği, davacının bu görev değişikliği nedeniyle mağdur olduğu düşüncesine kapıldığı ve hastalandığı da ifade edilen kararda, davacının bankacılık işlemleri ile ilgili kurallara uygun hareket etmek istediği, bu nedenle amirleri ile sorunlar yaşadığı, uyarı, itham ve kırıcı üsluplarla baskılara maruz kaldığı, banka müdürü tarafından sorun çıkaran, uyumsuz, sevilmeyen ve kavgacı biri olarak suçlandığı kaydedildi.

Kararda, süreç içinde davacıya yönelik bu ve benzeri negatif davranışların tekrarlandığı, bir başka personelin yapması gereken işlerin sık sık davacıya verildiği, banka müdürü tarafından cumartesi günleri mesai yaptırıldığı, işyerinde düzenli bir çalışma şeklinin olmadığı, davacıyla aynı pozisyonda meydana gelen diğer çalışanlara anahtar ve şifreler verildiği halde davacıya verilmediğinin anlaşıldığı ifade edildi.

Davacının stresli çalışma ortamında bulunmanın da etkisiyle sindirim sistemi rahatsızlığı çektiği kaydedilen kararda, banka şubesinin yapılan iç denetimde düşük performans gösterdiğinin belirlendiği anlatıldı.

Davacının işyeri içindeki diğer çalışanlardan soyutlandığı, nihai dört ay içinde yirmişer günlük sağlık raporları aldığı, nihai bir yıl içinde peş peşe disiplin soruşturmaları geçirerek kendisinden savunmalar istendiği belirtilen kararda, şube içi elektronik posta ile yapılan yazışmalarda "densiz" denilmek suretiyle hakarete maruz kaldığı, yapılan yazışmalarda nezaket sınırlarının aşıldığı, davacının yaşamış olduğu olumsuzlukları işyerindeki amirine ilettiği halde sorunlara çözüm getirilmediği ve kendisinde kusur bulunduğunun belirlendiği kaydedildi.

Kararda "Davacının, yaşanan olumsuzluklar nihayetinde anksiyete bozukluğu çektiği ve sağlık sorunlarıyla uğraştığı, bir senelik maaş artışının yalnızca 1,96 olarak öngörüldüğü, davacının işyerinde yaşadıklarını 'olaylar' başlığı altında kaleme aldığı, mevzubahis yazıda tutarlılık, samimiyet ve öne sürülen hususlarla bir bütünlük görüldüğü, bu hususların 'mobbing' teşkil ettiği tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır" ifadesine yer verildi.

Mobbingin varlığının kanıtı

Mobbingin varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu vurgulanan kararda, şu tespitler yapıldı:

"Ayrıca mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmaz, davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına konusunda kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesi yeterlidir, işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfeti davalıya düşmektedir.

Tüm bu değerlendirmelerle tanık beyanları, sağlık raporları, bilirkişi raporu, kamera kayıtları ve diğer tüm deliller değerlendirildiğinde mobbing iddiasının yeterli delillerle ispat edildiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."

0 yorum:

Yorum Gönder

reklam yeri
 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Hot Sonakshi Sinha, Car Price in India
online kişi acaip's Profile on Ping.sg