reklam

17 Ağustos 2012 Cuma

Tahran la İlişkiler Nasıl Dibe Vurdu? - Nilgün Cerrahoğlu


Tahran la İlişkiler Nasıl Dibe Vurdu? İran la iplerin gerilmesi bundan iki yıl önce, yöre ülkeleriyle dört başı mamur bir balayı yaşarken Mavi Marmara ile başladı
Geçen nisanda bu köşede İranın bir sonraki rakibi Türkiye / Iran s Next Rival Turkey isimli bir makaleden söz etmiştim.
Meir Javendanfar isimli tanınmış bir Ortadoğu analizcisi tarafından 2010 Haziranında kaleme alınan söz konusu makale, Erdoğan ve Ahmedinejad arasından su sızmadığı dönemde iki ülke arasındaki rekabetin alttan alta kaynadığına atıf yapıyor ve taa o tarihte iki komşuyu karşı karşıya getiren bu gizli çekişmenin, savaş boyutuna varabileceğinden söz edenlerin çıktığından dem vuruyordu.
Javendanfarın çarpıcı ve bir o kadar da ürkütücü olan yazısından hareketle (Türkiye ile savaş olasılığından) ilk kez dini lider Hamaney in torunu olan Farid al din Hadad Adel adında bir gazeteci bahsediyor demiştim: İran da öne çıkan bir isim olmamakla birlikte, müesses nizamın temsilcisi olarak dikkat çeken Hadad Adel, 2010 başında henüz ortada fol yokken Bundan sonra İran a karşı çıkarılabilecek tek savaş, Türkiye üzerinden çıkarılabilir! şeklinde iddialı bir kehanette bulunuyor. O dönem Ankara - Tahran ilişkileri günlük güneşlik olduğundan bu uğursuz kehaneti kimse ciddiye almıyor. Ancak birkaç ay sonra İsrail le Mavi Marmara krizi çıktığında işin rengi değişiyor. Erdoğanın Gazze de edindiği popülariteyi, İran hazmedemiyor. (Sağnak, Bermuda Üçgeni: Türkiye İran ve Suriye , 12 Nisan)
Yeni bir bahis açıldı!
Bahar aylarından bu yana giderek tırmanan Türkiye - İran geriliminde krizin başlangıcı olarak Mavi Marmara ya işaret edenlerden biri de şimdi, Ramin Cihanbeyoğlu. Cihanbeyoğlu; savaş sözünü ağzına almıyor ama diplomatik ilişkilerin donma noktasına sürüklenmesini kaçınılmaz bulunuyor.
İstanbul da bir süre önce gö-
rüştüğüm İranın ünlü muhalif düşünürlerinden Cihanbeyoğlu; İranın Mavi Marmara olayından itibaren bilenişini Cumhuriyet okurları için çeşitli yönleri ve aşamalarıyla şöyle anlattı:
1979 devriminden bu yana İran kendisini Filistinlilere model olarak sunmuş ve Ortadoğu da Filistinlilere yardım eden tek ülke olduğunu düşünegelmiştir. Mavi Marmara serüveni bunların hepsini, her şeyi değiştirdi. Ortadoğu da Filistin davasının tek temsilcisi olmak sevdasında olan İranlıların elinden bu oyunu aldı. Davos ve Mavi Marmara nın ardından Türkiye kendisini bölgenin büyük abisi olarak konumlandırdı. Mavi Marmara nın iki ülke arasındaki iplerin gerilmesinde ben de çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.
Tahranın evin zindanlarında siyasi tutuklu olarak yattığı dört aylık hücre hapsinden sonra Kanada da sürgün yaşamaya mecbur kalan ve halihazırda Toronto Üniversitesi nde siyaset bilimi hocalığı yapan Cihanbeyoğlu, Türkiye İran ilişkilerinde yeni bir bahis açılmıştır! diye konuşuyor: Bu bahis, dostluğa doğru gitmiyor; araların açılması ve zıtlaşmaya gidiyor.
Bizi Arap Baharı tokuşturdu
İki ülke arasında ilişkilerin dibe vurma anatomisi Cihanbeyoğlu nun tespitleriyle şöyle:
Arap Baharı Türkiye - İran ilişkiler dengesini tamamen altüst etti. Suudi Arabistanın yanında Türkiye, bu süreçte çok önemli bir oyuncu haline geldi. Türkiye ve İranın bölgeye sunduğu modeller, birbirine zıt. 1979 dan beri bölge ülkelerine İranın satmaya uğraştığı devrim modeli ; (Arap Baharı sonucunda) Türkiye nin önerdiği süreklilik, refah, istikrar modeli karşısında tüm etkisini yitirdi. Devrim paradigması üzerine inşa edilen refah ve de Batı karşıtı modeli ile İran, Arap Baharı nın kaybedeni oldu. Bu iki modelin kafa kafaya gelmesi kaçınılmazdı. Suriye deki gelişmeler de buna tuz biber ekti.
Dostane temasların sonu
Suriye İranın Ortadoğu daki son müttefiki ve son sığınağı. Lübnan ve Hizbullah için, Suriye bir sıçrama tahtası Esad karşıtlarına Türkiye açık biçimde yardım ediyor. Esadın düşmesiyle İranın bu ülkedeki siyaseti ve bütün yatırımları iflas edecek. Hizbullah yitirilecek. Ankara ve Tahran arasında bu ciddi bir kaşıtlaşma anlamına gelecek. İranın Suriye yi kaybetmesi demek, Lübnan daki gücü ile tüm bölgedeki gücünü kaybetmesi demektir. Bu da Ankara Tahran sürtüşmesini kaçınılmaz kılar. Türkiye, İran arasındaki dostane temasların hepsinin sonuna gelinebilir. En azından diplomatik düzeydeki dostluk temaslarının kesilmesi kaçınılmaz.
AKP siyasetinin sonucu
Temasların giderek soğuması AKP nin yeni politikalarının sonucudur. AKP, Ortadoğu da yeni bir siyasete yönelmek istemekte. Bu, İranın ayrıcalıklarına karşı çıkmakla eşdeğer. Türkiye ve Suudi Arabistanın birlikte Ortadoğu ya dönmeleri, İran la çatışmayı kaçınılmaz yapıyor. Suudi Arabistan, Ortadoğu da vaktiyle yalnızca bir petrol ve petrodolar gücü olarak var olmuş olan bir ülkeydi. Bir de Şiiler ve İran a karşı Talibanı desteklerdi. Riyad, artık yalnızca bunu Afganistan ve Irak düzeyinde yapmıyor; Taliban desteğini boydan boya Ortadoğu ya yayıyor. Şii karşıtlığı kartını kullanan Suudiler; Selefilik ve Vahhabiliği böylece tüm bölgeye genişletiyorlar.
Perşembeye devam. Tahran la İlişkiler Nasıl Dibe Vurdu? - Nilgün Cerrahoğlu

0 yorum:

Yorum Gönder

reklam yeri
 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Hot Sonakshi Sinha, Car Price in India
online kişi acaip's Profile on Ping.sg